Güncelleme Tarihi:
Figen Şakacı ‘Pala Hayriye’de 90’larda gençliğini yaşayan bir kadının düşe kalka, tedirginlikler ve bazen kararlılıklarla dolu yürüyüşünü anlatıyordu. Yine sarkastik ve hüzünlü bir tonla… Aysa Prodüksiyon, romandan bir bölümü ‘Topuklu Terlik Süt Yapar’ adıyla sahneye taşıyor. Figen Şakacı’nın uyarladığı bölüm, genç kuşağın başarılı yönetmenlerinden Görkem Şarkan’a teslim. Yeşim Koçak, Ali İl, İpek Türktan Kaynak, Durul Bazan, Mert Aykul ve Füsun Kostak’ın performanlarıyla…
Romanın, hayattan irili ufaklı fiskeler yiyen kadını, Müjde ismiyle karşımıza çıkıyor oyunda. Müjde’nin birlikte tek bir gece geçirdiği halde ‘âşık olduğuna inandığı’ Yiğit’ten olan bebeğiyle ilk karşılaşmasıyla açılıyor oyun. Doktor Nedim’in muayehanesinde, Müjde’nin anne olmaya, aşka ve yalnızlığına dair kaygılarıyla tanışıyoruz. Sahnenin sağ tarafı, paravanlar marifetiyle Müjde’nin yakın geçmişinden kesitlerin canlandığı mekânlara dönüşüyor. Yakın arkadaşı Meral’le onun eşi Erol’un evi, kendi evi ve ‘zeki, yakışıklı, duyarlı’ Yiğit’in evi…
Orta yaşlarda yalnız bir kadının karnındaki bebekle ilgili alması gereken bir kararı odağına koyuyor oyun. Ve Müjde üzerinden olduğu kadar Yiğit, Meral, Erol ve hatta Nedim’le onun eşi Necla aracılığıyla, cinsiyet rollerine mizahi bir eleştiri getiriyor. Lakin niyetlendiği kadar güldürmeyi başardığı söylenemez. Müjde’nin annelik/aşk/ilişki/arkadaşlık ikilemleri romanın bütününde dolaşan o iddialı tadı yakalayamıyor. Oyun Müjde’nin isyanını, çıkışsızlıklarını, çelişkilerini, şaşkın-sakar hallerini ‘Pala Hayriye’de olduğu kadar güçlü taşıyamıyor. Hâl böyle olunca da önümüzde beliren bu ülkedeki kültürel kodlardan muzdarip bir kadından çok aşkın/düzenli bir ilişkinin peşinde koşan bir kadın oluyor…