Monti bu kez horul horul...

“Kış kapıya dayandı, Ayı Monti hemen uykuya dalmalı.”
Bilenler bilir, Monti liste yapmaya bayılır. Dolayısıyla uyku listesi de hazır; midesi dolu, battaniyesi pofuduk, mağarası sıcacık ama bir türlü uyku tutmuyor Monti’yi. O da düşünüp taşınıp bir çare bulmak umuduyla düşüyor yollara ve gördüğü her şeyi deniyor. Karatavuk gibi ağacın tepesinde şarkı söylüyor, porsuk gibi yeraltına sığınıyor, yarasa gibi baş aşağı bile sarkıyor ama o ne kadar çabalarsa uykusu da o kadar kaçıyor.
Söz konusu Duncan Beedie çizimleri olduğunda insan hangi birinden bahsedeceğini şaşırıyor ama gökyüzünde süzülen ateşböcekleri, ay ışığı altındaki karanlık orman, ateş başında keyif yapan uğurböcekleri, sayfaları süsleyen sonbahar yaprakları ve Monti’nin uykuya daldığı anlar apayrı güzel.
Evet, yanlış duymadınız, Monti sonunda uykuya dalıyor. İlk kitapta da ona yol gösteren minik yeşil kurbağa bu defa da ortaya çıkıyor ve Monti’ye rahatlamanın, mışıl mışıl bir uyku çekmenin sırrını veriyor. Gelin görün ki bu defa da ormandaki diğer hayvanların uykusu kaçıyor çünkü tüm orman Monti’nin horultusuyla yankılanıyor.

UYKUSUZ AYI MONT�

Duncan Beedie
Çeviren: Emre Ülgen Dal
Domingo Yayınları, 2022
40 sayfa.






BETON YIĞININA KARŞI MAHALLE RUHU

Gazeteci yazar Anıl Mert Özsoy yeni kitabı ‘Mahalleyi Kurtarmanın Yolları’nda eşine az rastlanır bir toplumsal dayanışma örneği koyuyor önümüze. Yaptığı salt umut vermek değil, en imkânsız gibi görünen anlarda bile umutsuzluğu alt etme ilhamı veriyor Özsoy.
Acı deprem tecrübeleriyle hayatımıza girdi kentsel dönüşüm kavramı. Çoğu zaman ölümle burun buruna yaşamak ile gözünü para bürümüş müteahhitlerin teklifleri arasında seçim yapmak zorunda kaldı insanlar.
Tıpkı Yeni Mahalle sakinleri gibi. Depreme dayanıksız bulunduğu için kentsel dönüşüm kararı çıkarılan evlerini, 50 yıllık mahallelerini terk etmek zorundalar. Kendilerine teklif edilen küçücük evleri kabul etseler bile dönüşümden sonra bu eski zaman mahallesinden eser kalmayacağını, ruhsuz bir beton yığınına mahkûm olacaklarını biliyorlar. Kaldı ki bu insanlar zaten bir deprem yaşamış, 50 yıl önce yaşanmaz hale gelen köylerinden göçerek gelip kurmuşlar Yeni Mahalle’yi. Bir nevi acı hatıraları canlanıyor ama onlar bu ortak hafızayı dayanışmaya, cesarete, umuda açılan bir kapıya dönüştürüyor.
Kâh güldürüp kâh hüzünlendiren ama sıcaklığı bir an olsun eksilmeyen hikâyeyi yazları Yeni Mahalle’de, anneannesinin yanında geçiren Güneş’ten dinliyoruz. Zira kendisi mahalleyi kurtaracak olan ‘çete’nin de kurucusu. En büyük yardımcısıysa yazar olma hayaliyle hayatını kitaplar arasında geçirmiş, şimdilerde işsiz olan gazeteci dayısı Can. Yaratıcılığı, dayanışmacı ve mücadeleci ruhu, aklıselim yaklaşımlarıyla çareyi ilmek ilmek örüyor, yediden yetmişe herkese cesaret veriyor. Ama sanmayın Can bir kurtarıcı. Anılarına, doğaya ve birbirlerine kalpten bağlı, en dertli anlarında bile ne düğünlerinden, şenliklerinden ne de mahallelerinden vazgeçmeye niyeti olan bu insanlar ona çözümün en büyük parçasını veriyorlar aslında. Anlayacağınız yaşama bakışlarıyla kurtarıcı tam da kendileri.

MAHALLEYİ KURTARMANIN�

YOLLARI
Anıl Mert Özsoy
Can Çocuk Yay., 2022
103 sayfa.