DİLARA AKSOY
Oluşturulma Tarihi: Ekim 26, 2017 17:21
Çağdaşlarının arasında dikkat çeken Delal Arya, anlatısındaki fantastik olayları tarihin önemli kişileri ve mekânlarıyla besliyor. Arya, beş kitaptan oluşan ‘Pera Günlükleri’ serisinde İstanbul’un büyülü tarihini üflüyor genç okurların kalbine.
Günümüz Türkçe edebiyatında çokça tartışılan bir soruyla karşı karşıyayız. Yazarlar metinlerinde ne kadar samimi ya da metinler yazarların kalemlerinden ne kadar samimi akıyor. Çocuk edebiyatına baktığımızda, üretkenliğin sınırlı metafor ve konu başlıkları etrafında döndüğü şu günlerde kalemine gölge olmuş bir yazar olan Delal Arya’dan bahsetmek çok isabetli ve yerinde olacaktır.
Çağdaşlarının arasında dikkat çeken Arya, anlatısındaki fantastik olayları tarihin önemli kişileri ve mekânlarıyla besliyor. Edebiyattan arkeolojiye, tarihten coğrafyaya metinlerinde dünya kültür tarihini kendisine mesken belleyen ve ana izleğine fantastik unsurları koyan yazar bir ateşin közüyle oynar gibi oynuyor gizemlerle örülü hikâyeleriyle. ‘Pera Günlükleri’nde düşler dilleniyor, diriliyor, mistik bir nefes oluyor ve İstanbul’un büyülü tarihini üflüyor genç okurların kalbine.
Beş kitaptan oluşan ve ‘Kökenler Labirenti’yle sona eren ‘Pera Günlükleri’, okurları 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başında İstanbul’a ve İstanbul’un yüzyıllardır değişmez atar damarlarını oluşturan Beyoğlu’ndaki Galata ve Pera mahallelerine götürüyor. Çok karakterli, katmanlı anlatımıyla bir modern çağ masalı olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul’un dehlizlerinde, şehrin gün görmemiş sırlarında... Tarihin muazzam anlarla dolu zenginliklerine yer yer bir kamaradan kimi zamansa Marmara Denizi’nin altındaki gizli bir labirentten baktırıyor. Şehrin bilinmeyen gerçekler ve sırlarla örülü bir mücevher olduğunu gösteriyor genç okurlara.
“Sevgili okuyucu senin de tahmin edeceğin gibi bu kitapta geçen yerler ve karakterler aslında yok. Her şey fırtınalı bir gecede yazarın zihninde küçücük bir hayalin belirmesiyle başladı. İki çocuk bir otelin önünde soğuktan tir tir titriyorlardı. Ve olaylar gelişti...” diyerek başlıyor ‘Pera Günlükleri’ serisi ilk
kitap ‘Körler Ülkesi’nde. 12 yaşında ve birbirinden siyahla beyaz kadar zıt ikiz kardeşler Ran ile Lusin’in Venedik’te başlayıp İstanbul’a uzanan yolculuğu karşılıyor okuru. Arkeolog anne ve babalarının kayıplara karışmasıyla amcalarının yanına İstanbul’a giden kardeşler, hikâye ilerledikçe bir ‘sırlar oteli’ne dönüşen Pera Palas’ın odalarına şifrelenmiş ipuçlarıyla gizemli bir hikâyenin içinde buluyorlar kendilerini. Marco Polo’dan, Agatha Christie’ye, Mata Hari’den, Osman Hamdi Bey’e dünyaca ünlü pek çok tarihi kişilikle zenginleşen macera İstanbul’u akıl almaz bir hikâyenin başrolüne oturtuyor. Serinin son kitabı ‘Kökenler Labirenti’yse okurları şaşırtıcı bir sona yaklaştırıyor. Kahramanlarımız Marmara Denizi’nin derinliklerinde yatan Labirent’te bilinmez bir geleceğe ve yüzleşmek zorunda olduğu bir geçmişe doğru yol alıyor, İstanbul’un farklı çağlarına yaptıkları yolculuklardan yepyeni cevaplarla dönüyorlar.
Çocukluğu kaptan olan babasıyla okyanuslarda ve gemilerde geçen Arya, uzak ülkelerin atmosferlerinden aldığı ilhamla yazarlık marifetini geçmişinden parçalarla büyütüp okuyucunun başucuna koyuyor. Arkeoloji ve
sinema üzerine aldığı eğitimle metinlerinde zengin ve ustalıklı bir yapboz kuruyor. Çağının gizini, geçmişin ipuçlarıyla arıyor.
Şimdiden Delal Arya’nın ‘Yedi Denizlerde’ ve ‘Pera Günlükleri’ serilerinden sonra okurları bekleyen yeni kitaplarında neler anlatacağını merakla bekliyoruz.
KÖKENLER LABİRENTİPERA GÜNLÜKLERİ-5
Delal Arya
Can Yayınları, 2017
272 sayfa, 18 TL.