Modern dünyada anne-baba olmak

Güncelleme Tarihi:

Modern dünyada anne-baba olmak
Oluşturulma Tarihi: Nisan 05, 2018 16:46

Sarah Moss, ‘Sular Çekilirken’de kalbi dört dakikalığına duran Miriam üzerinden yorgun bir evliliği, anne-baba olmayı, günümüz politikalarını ve en çok korktuğumuz duyguları masaya yatırıyor. Etkileyici bir roman.

Haberin Devamı

“Küçücük bir olaydan koca bir roman nasıl yazılır?” diye bir soru sorulsa, cevap olarak İngiliz yazar Sarah Moss’un yurtdışında oldukça ses getiren son romanı ‘Sular Çekilirken’i okutmak yeğlenebilir. Sarah Moss okuldaki herhangi bir günde kalbi dört dakikalığına sebepsiz bir biçimde duran Miriam’ı merkeze alırken, onun etrafında dolanarak yorgun bir evlilikten anne-baba olmaya kadar birçok sorunu masaya yatırmış.
Yazarın ustalığı aslında kitabın girişinde belli oluyor, ilk bölüm son yıllarda okuduğum en iyi roman başlangıçlarından biriydi sanırım. Olayların Miriam’ın babası Adam tarafından aktarılması ve bu denli ustaca bir erkek ‘iç sesi’ oluşturulması da dikkat çekici. Adam, bize farklı gelebilecek bir baba; evden çalışıyor, haftada bir yedek öğretim görevlisi kontenjanından üniversiteye ders vermeye gidiyor, pek de bir şey kazanmıyor, çocuklarını o büyütmüş, evde bulaşık-çamaşır-yemek ve düzenden o sorumlu çünkü evde çok çalışan ve evi geçindiren kişi karısı Emma. Miriam’ın ne olduğu bir türlü bulunamayan hastalığı boyunca Emma’yla giderek uzaklaşmalarını sorgulayan, sürekli kendi kendine bunun kavgasını eden, söylenmeyen sözleri kafasında büyüten, aslında sorun etmediğini sansa da ev babalığının içinde ne büyük bir kompleks olduğunu keşfeden farklı bir erkek Adam.

Haberin Devamı

‘Sular Çekilirken’ bir yandan da modern dünyada anne-baba olmanın romanı. Organiğinden, oyunundan, kaliteli zamanından başlayarak sürekli didaktik sözlerle uyarılan bir çağdayız, bunun en rahat ana-babayı bile kendini yetersiz hissettirecek boyutta olduğu artık bilinen bir gerçek. Adam da yaşadığı panikle, Miriam’ın hastaneden çıkmasına bile sevinememesi, onu sonsuza kadar kollamak istemesiyle modern ebeveynliğe bir örnek oluşturuyor. “Mim’in ömrünün sonuna dek ya da en azından benimkinin sonuna dek monitörlere bağlı kalmasını istiyorum, ayrıca üç sene sonra bir yere gitmeyecek, burada bizimle yaşayabilir, böylece ben onun nefeslerini dinleyebilirim, o da bir saat mesafedeki beş mükemmel üniversiteden birine devam edebilir, onu seve seve okula götürürüm, oradaki derslerin verildiği amfilerin dışında seve seve beklerim.” Romanın en etkili karakterlerinden biri olan dede Eli’yle Adam’ın babalığının farklılığı bize rahat ya da panik halde yapılan ebeveynliğin de farkını gösteriyor aslında.
Roman üç koldan ilerliyor. Ana hikâye Miriam’ın hastalık süreciyken, dede Eli’ın torunlarına anlattığı yaşamı bir diğer kolu oluşturuyor. Adam’ın hazırladığı bir kitap ise romanın son kolu. Coventry Katedrali’nin İkinci Dünya Savaşı’nda yıkılmasını ve yeniden yapım sürecini anlatan Adam, bombaları, şehrin halini, ölenleri düşündükçe aslında bir yandan da dünya üzerinde hâlâ savaşlarla, yıkımlarla dolu ülkeler ve bu ülkelerden kaçmaya çalışırken ölen binlerce çocuk olduğunu anımsayıp kendi sorununun küçüklüğünü fark ediyor. Katedralin yıkılışı ve yapımı da kitap içinde kitap oluştururcasına, okurda merak uyandıracak bir biçimde aktarılmış. Kitabı okurken internette bayağı bir Coventry araştırması yapacağınıza emin olabilirsiniz.
Sarah Moss, günümüz dünyasının, politikasının, tarihin ve en çok korktuğumuz duyguların harmanlandığı etkileyici bir romanı olanca sakinliğiyle yazmış. Seda Çıngay Mellor’un akıp giden çevirisiyle bu romanı kaçırmayın.

Haberin Devamı

Modern dünyada anne-baba olmak

Sular Çekilirken
Sarah Moss
Çeviren: Seda Çıngay Mellor
Kafka Kitap, Ocak 2018,
376 sayfa, 27.50 TL.

BAKMADAN GEÇME!