‘Mizah Üzerine’ vesilesiyle Simon Critchley...

Güncelleme Tarihi:

‘Mizah Üzerine’ vesilesiyle Simon Critchley...
Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2020 00:13

Simon Critchley eksoterik yapıtlarında, son yarım yüzyılda hayatımızda merkezi konuma gelen futbol, intihar, mizah gibi olgulara, modern felsefenin ilgili felsefi bilgi ya da argümanları üzerinden odaklanır ve bu argümanlara yeni bir perspektif getirir.

Haberin Devamı

Makale, kamusal alanın doğuşuyla ortaya çıkmış bir türdür. Felsefi makaleyi Kant keşfetti. ‘Aydınlanma Nedir?’, ‘Teori ve Pratik’, ‘Dünya Yurttaşlığı Amacına Yönelik Genel Bir Tarih Düşüncesi’ gibi kısa yazıları, ‘Saf Aklın Eleştirisi’ gibi ana yapıtlarından daha fazla üzerinde durulmuştur. Bu kısa yazılara eksoterik yapıtlar, yani halk için yazılmış yapıtlar; ana kitaplarına da esoterik, yani uzmanlar için yazılmış yapıtlar diyebiliriz. Kısa yazılar, kamusal alanın doğuşuyla bağlantılıdır ve aslında gazetede yayımlanmak için kaleme alınmış polemik yazılarıdır.  Makale, kamusal alanın doğuşuyla ortaya çıkmış bir türdür. Felsefi makaleyi Kant keşfetti. ‘Aydınlanma Nedir?’, ‘Teori ve Pratik’, ‘Dünya Yurttaşlığı Amacına Yönelik Genel Bir Tarih Düşüncesi’ gibi kısa yazıları, ‘Saf Aklın Eleştirisi’ gibi ana yapıtlarından daha fazla üzerinde durulmuştur. Bu kısa yazılara eksoterik yapıtlar, yani halk için yazılmış yapıtlar; ana kitaplarına da esoterik, yani uzmanlar için yazılmış yapıtlar diyebiliriz. Kısa yazılar, kamusal alanın doğuşuyla bağlantılıdır ve aslında gazetede yayımlanmak için kaleme alınmış polemik yazılarıdır. 
Eksoterik-esoterik ayrımı, tarihsel bakımdan her filozofta farklı bir biçim ve eğilim gösterir. Sözgelimi Spinoza’nın ‘Etika’sı esoterik bir yapıttır ama ‘Mektuplar’ ve hatta ‘Teolojik-Politik İnceleme’ bile eksoterik yapıt düzleminde yer alır. Marx’ın zamanına gelindiğinde, kamusal alanın zemin ve uzamı genişlemekle kalmaz, ‘toplumsal’ olgusu da ortaya çıkar. ‘Kapital’ esoteriktir ama ‘Fransız Üçlemesi’ eksoterik olarak değerlendirilmelidir. Biraz daha beri gelindiğinde, sözgelimi ‘Totalitarizmin Kaynakları’, Hannah Arendt’in esoterik yapıtları içinde yer alır ama ‘Kötülüğün Sıradanlığı’, ‘Siyasette Yalan’, ’Sorumluluk ve Yargı’ eksoteriktir. ‘Kapital’i Okumak’ için, Althusser’in esoterik yapıtı diyebiliriz ama ‘Devletin İdeolojik Aygıtları’ ya da ‘Lenin ve Felsefe’ eksoteriktir. Eksoterik kavramı, Platon’dan Spinoza’ya gelen süreçte, halk için yazılmış anlamını içerirken, diyelim; Kant’tan Althusser’e gelen dönemde artık kamuyu da ilgilendiren siyasal ve ideolojik olanı da içermeye başlar. Kırılma, sonrasında ortaya çıkacaktır. 
Kırılma derken kastettiğim, felsefenin kendini dile getiriş biçiminin, bu iki türün birbirini dışarıda bırakarak, ortak bir zeminde vücut bulmaya başlaması durumudur. Giorgo Agamben ile Byung-Chul Han’dan söz ediyorum. İlkinde esoterik, ikincisinde ise eksoterik tercih ön planda gibidir. Simon Critchley’de, daha keskin bir farklılaşma ortaya çıkar. Critchley’in ‘İmansızların İmanı’ ile ‘Sonsuz Talep’ adlı yapıtları esoteriktir ama burada esoterik ‘akademik çalışmaya’ dönüşmüş durumdadır. Onun, ‘Futbol’, ‘Bellek Tiyatrosu’, ‘İntihar Üzerine Notlar’ adlı kitapları ile bugünlerde yayımlanan ‘Mizah Üzerine’yi eksoterik olarak nitelemek gerekir; ama burada eksoterik artık ‘titrini aldıktan’ sonra, titr sahibi olarak konuşmaya da dönüşür. Critchley’in eksoterik yapıtlarında, son yarım yüzyılda hayatımızda merkezi bir konuma gelen futbol, intihar, mizah gibi olgulara, modern felsefenin ilgili felsefi bilgi ya da argümanları üzerinden odaklanır. Söz konusu argümanlardan hareketle ele aldığı olgunun hayatımızdaki yerini irdelerken aynı zamanda hareket ettiği argümanlara da yeni bir perspektif getirir. Futboldaki takım oyununu sosyalizme benzetir; mizahı, fizikselin metafiziksele geri dönüşü olarak tanımlar ya da çocuksu süper-egonun daha yetişkin bir süper-egoyla yer değiştirmesi olarak.
Ben, filozofun, problem nesnesini, onunla ilk defa karşılaşma anında dile getiriyor gibi, yani trajik bir şekilde betimleyen felsefe biçiminin etkili olduğu bir dönemde büyüdüm. Esoterik yapıtlarda analitik ayrım esas iken, eksoterik yapıtlarda anlatı işin içine dahil olur. Critchley, bir ironist; en temel inanç ve arzular ile yerleşik kavramların olumsallığına kuşkuyla bakıyor. Ama bu ironik yaklaşımın hareket noktasında şu ayrım yer alır: Felsefe hayret etmekten değil, hayal kırklığından doğar. Critchley’in eksoterik yapıtlarını felsefi deneme olarak değerlendirmek mümkün ama Montaigne tarzı bir deneme değil, hakikatin deneyimini merak eden okur için değil, daha çok kütüphanesini kurmuş, yani temel yapıtların problematiklerinden haberdar olan ve artık onların yerinden sökülmesini talep eden bir dönemin okuruna yönelik bir deneme.  

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!