Güncelleme Tarihi:
Hüseyin Avni Lifij, II. Meşrutiyet döneminin gençlerinin oluşturduğu 1914 Kuşağı/Çallı Kuşağı ya da son derce yanlış bir biçimde Türk İzlenimcileri olarak adlandırılan sanatçılar arasındadır. Türkiye’de modern resmin kurucusu olan 1914 Kuşağı sanatçıları, portreler, nü resimleri, modern kadın imgesi, iç mekân resimleri, natürmortlar, çok figürlü kompozisyonlar üretmiş ve doğaya öznel bir yorum getirdikleri manzaralarıyla da önceki kuşaktan ayrılmışlardır.
Fecr-i Âti dönemi edebiyatçılarıyla ve Ahmet Haşim gibi sembolist şairlerle dostluklar kuran bu kuşak sanatçıları, Fecr-i Âticilerin edebiyatta aradıklarını resimde bulmaya çalışmışlardır. “Lisanın, edebiyatın, ulumu edebiye (ilimler) ve içtimaiyenin terakkisine hizmet etmek, ayrı ayrı şurada burada tenemmüv eden (artan) istidatları sinesinde cemederek ittihat ve içtimaın hasıl edeceği kuvvetle tekemmüle, müsamedei (çarpışma) efkârın (fikirlerin) parlatacağı barikai (parıltı) hakikatle tenviri (aydınlandırma) efkâra çalışmak! İşte Fecr-i Âti’nin gayei azim ve meramı!” Fecr-i Âti hareketinin Batı’nın ışığını Doğu’nun ufuklarına taşıma isteğini 1914 Kuşağı sanatçıları resim alanında gerçekleştirirler. Gerek Fecr-i Âti’nin gerekse sembolizmin etkisiyle resimlerinde duygusal yoğunluk yaratan sanatçılar tabiat-ı temaşa geleneğinden yola çıkarak doğayı öznel, şiirsel ama yalın bir dille yorumlarlar.
12 Ocak’a kadar Sabancı Müzesi’nde görülebilecek ‘Avni Lifij. Çağının Yenisi’ sergisi, sanatçının otoportrelerine, poşadlarına, manzara ve desenlerine yer verdiği gibi onun eleştiri yazılarına, fotoğraf ve dekorasyon çalışmalarına da yer vererek 800’ü aşkın eseri ilk kez bir araya getiriyor. Türkiye’de sanatın sarayın tekelinden çıkıp sivilleşmesi, öznelleşmesi bağlamında modern sanatın tam anlamıyla kurucusu ve taşıyıcısı olan ilk kuşağın en önemli sanatçılarından Avni Lifij’in resimlerinin Türkiye’de resim sanatının terminolojisini değiştirdiğini ve manzaraya entelektüel bir anlam yüklediğini söylemek hiç de yanlış olmaz.
Sabancı Holding’in sponsorluğunda açılan ‘Avni Lifij. Çağının Yenisi’ sergisi, 12 Ocak’a kadar Sabancı Müzesi’nde.
KISA, YARATICI VE ÜRETKEN BİR HAYAT...
1870: Büyük Çerkes sürgünü (1864) sırasında Soçi’den Anadolu’ya gelen Çerkes bir ailenin oğlu olarak doğdu. Emekli Sandığı kayıtlarına göre doğum tarihi 1870...
1893: Âşıkpaşa Mahallesi’ndeki mahalle okulunda ilköğrenime başladı. Babasının resimle ilgilenmesine karşı çıkmasına rağmen sanatçı, öğrenimi boyunca resimle meşgul olmaya devam etti.
1901: Nafia Nezareti’ne (Bayındırlık Bakanlığı) bağlı Demiryolları Müdürlüğü’nde çalışmaya başladı. İskender Ferid Bey’den (Macar asıllı Alexandre Friedrich) Fransızca dersleri almaya başladı.
1903-1904: Anatomi öğrenmek için Mekteb-i Tıbbiye-i Mülkiye’nin (Sivil Tıbbiye) derslerine, boya tekniğini öğrenmek için ise Eczacı Mektebi’nin kimya derslerine dinleyici olarak katıldı.
1904: İlk yağlıboya çalışmalarından ‘Balıklar’a imza attı.
1906: Ayasofya’nın mozaiklerinin temizlenmesi işinde çalışırken Fransız mimar Henri Prost’la tanıştı. Prost ve İskender Ferid’in tavsiyeleriyle ‘Pipolu Adam: Sanatkârın Kendi Portresi’ eserini Osman Hamdi Bey’e gösterdi.
1908: Osman Hamdi Bey, sanatçıyı Paris’te öğrenim görmesi için Şehzade Abdülmecid Efendi’ye tavsiye etti. Sanatçının ‘Pipolu Adam: Sanatkârın Kendi Portresi’ni Abdülmecid Efendi’ye göstermesi, ikisi arasındaki dostluğun başlangıcı oldu.
1909: 11 Ocak’ta Abdülmecid Efendi’den aldığı bursla Paris’e gitti, Fernand Cormon’un atölyesine kabul edildi.
1911: Abdülmecid Efendi’nin isteğiyle İstanbul’a döndü. İstanbul Mekteb-i Sultanisi’ne (İstanbul Lisesi) resim öğretmeni olarak atandı.
1912: Türkiye sanat tarihinin ilk eleştirilerinden birini yazdı.
1913: Şehremaneti Kadıköy Şubesi Müdürü Celal Esad Arseven’in halkın sanat beğenisini desteklemek amacıyla kamu kurumlarının binalarında sergilenecek bir eser ısmarlaması üzerine ‘Kalkınma - Belediye Faaliyeti’ adlı duvar resmini tamamladı.
1918: İstanbul’da Fransızca yayımlanan Orient Littéraire gazetesinin bürosunda sadece Avni Lifij resimlerinin yer aldığı bir sergi açıldı.
1919: Amasya’ya tayin edilen ilk hükümet doktoru Seyit Ahmetzade İbrahim Şazi’nin kızı Harika Şazi’yle 11 Temmuz’da nikâhlandı.
1922: Eşi Harika ile beraber, Mustafa Kemal Paşa ile Kurtuluş Savaşı’nı kazanan askerleri görmek üzere Bursa’ya gitti. Mustafa Kemal Paşa’nın davetiyle gittiği Ankara’da, Erkân-ı Harbiye’de dört ay kaldı. Burada Kâzım Karabekir’in ve Fevzi Çakmak’ın portrelerini çalıştı.
1923: ‘Karagün’ ve ‘Akgün’ tablolarını tamamladı. Sanayi-i Nefise Mekteb-i Âlisi Tezyini Sanatlar öğretmenliğine atandı.
1927: İki resmiyle Türk Sanayi-i Nefise Birliği Resim Şubesi’nin düzenlediği 4. Ankara Resim Sergisi’ne katıldı. Son eseri ‘Son Otoportre’yi tamamladı. Kronik verem hastalığı sebebiyle, 2 Haziran’da Laleli’deki Harikzedegân/Tayyare Apartmanı’ndaki dairesinde yaşamını yitirdi.