Güncelleme Tarihi:
Rasim Cinisli’nin kitabını okurken hissettiğim şey şu oldu: Hayatı yaşanmışlıklarla dolu bir büyüğüm beni karşısına almış, ders alınacak meseleleri anlatıyor gibiydi. Hayatımda hiç tanışmadığım Rasim Cinisli’nin sesi kulaklarımdaydı. Gerçeğine ne kadar benziyor bilmiyorum bu ses ama çok şey söylüyordu. Öyle ki, onun anlattıkları hayatın akışını değiştirmiş, tarihe yazılmış bir ömür çizgisinin dile gelişiydi.
Erzurum’un Cinis Köyü’nde geçen çocukluğunda babası tüm kardeşleri gibi kendisine de harman işlerinden tohum ekimine her şeyi öğretmişti. Bahçelerindeki ikram sofralarının fotoğraflarını gördüğünüzde sizin de “Ah nerede o eski günlerdeki dostlar” diyeceğinizden eminim.
Tabii her şeyin olduğu gibi köy hayatının da iki yüzünü gösteriyor bize Rasim Cinisli. Dostluğun, paylaşımın yanı sıra yoksulluğu ve fukaralığı...
Cinisli, İstanbul’da üniversite kazanıyor. Hukuk Fakültesi’ne kaydını yaptırıyor. Milliyetçiler Derneği’nde Ali Fuad Başgil’den Ahmet Kabaklı’ya, Sabahattin Zaim’den Tarık Buğra’ya pek çok ‘hoca ve ağabey’in sohbetine katılıyor.
Zaman ilerliyor.
Türkiye’de bambaşka siyasi oyunlar oynanıyordu. Üniversiteler yangın yerine dönmüştü.
27 Mayıs 1960 sabahı saat 05.25’te Albay Alparslan Türkeş’in sesiyle, Türkiye radyolarından darbe ilan edildi.
İşte Rasim Cinisli, darbeden öncesi ve sonrasındaki öğrenci olaylarının içindeydi. Orada başlayan mücadele onu Milli Türk Talebe Birliği Genel Başkanlığı’na kadar götürdü. Darbe teşebbüslerinin, muhtıraların şiddeti sürüyordu, o milletvekili oldu.
Rasim Cinisli’nin anılarından birini aktarmak gerek. Milletvekili olduğu 1975’te bir gün, İkinci Abdülhamid’in torunu Neslişah Sultan Ankara’ya geldiğini haber veriyor. Anıtkabir’i görmek istediğini söylüyor. Cinisli, Neslişah Sultan’ı buraya götürüyor, gezdiriyor. Ertesi gün, “Ne hissettiniz” diye soruyor. Cevabı şu: “Rasim Bey, ailemiz sürgünde büyük sıkıntılar çekti. Fakat bugün bir memleketimiz var ve biz bu memlekette yaşıyoruz. Bir Türk vatandaşı olarak kurtarıcıya minnet duymalıyız...”
Cinisli’nin, ‘Son Osmanlılar’ın memlekete dönebilmelerini sağlayan kanunun mimarı olduğunu da hatırlatalım.
27 Mayıs 1960 darbesinde öğrenci olaylarının merkezinde bir öğrenci, 12 Mart 1971 muhtırası verildiğinde TBMM’de milletvekili, 12 Eylül 1980 olaylarında anarşinin göbeğindeki İstanbul’da iktidar partisinin il idare kurulu üyesiydi Rasim Cinisli. Siyasetin çeşitli kademelerinde bulunan Cinisli’nin kaleminden Menderes’ten Özal’a, Demirel’den Çiller’e satır arası siyasi anılar/analizleri, ‘Kenan Evren’in sorumsuzlukları’ başlığıyla eleştirilerini okurken sadece kendisinin 75 yıllık tarihi değil, Türkiye’nin tarihini de göreceksiniz. Doğan Kitap etiketiyle basılan ‘Bir Devrin Hafızası’nı memleket hafızasını tazelemek için okuyun derim.