Oluşturulma Tarihi: Nisan 22, 2022 10:14
İSTANBUL Kuzguncuk’taki Hayri Onur Yalısı’nda anlatılmaya başlayan bir masalın peşine düşüp Venedik’in tarihi tersanesi Arsenale’ye kadar geldik. Sanatçı Füsun Onur’un ‘Evvel zaman içinde...’ adını verdiği modern zaman masalı burada devam ediyor çünkü.
59. Venedik Bienali Türkiye Pavyonu bir masal kitabının sayfaları gibi açılıyor önümüzde. Her biri bulut şeklinde tasarlanmış platformların üzerinde Onur’un telleri kullanarak yaptığı minimal heykelciklerle ilerliyor masal.
Küratörlüğünü İstanbul Bienali ve İKSV Güncel Sanat Projeleri Direktörü Bige Örer’in üstlendiği sergi, insanların gezegende yarattığı tahribata karşı birleşen bir grup fareyle kedinin öyküsünü anlatıyor.
Füsun Onur’un pandemi döneminde, iki yıl boyunca evinden hiç çıkmadan hazırladığı eserinin ana karakterleri fareler ve kediler. Sanatçı, Türkiye Pavyonu için metal telleri bükerek ve şekillendirerek farklı karakterler ve bu karakterlerin hayatlarından çeşitli kesitler sunan sahneler yaratmış. Sergi mekânına yayılan bulutlar üzerinde tasvir edilen her bir sahne, bir araya gelerek bütünsel bir anlatı oluşturmuş.
FARELER VE KEDİLERİN İŞBİRLİĞİ
Bu masalsı dünyada, okul çıkışında öğrenciler tarafından dağıtılan gazetelerden insanın yol açtığı pandemiyi öğrenen fareler, bunun üstesinden gelmek için neler yapabileceklerini tartışmaya başlarlar ve tüm dünyayı tehdit eden bu krize karşı mücadele etmek için kedilerle işbirliği yaparak güçlerini birleştirmeye karar verirler. Mücadeleleri sadece pandemiye değil, küresel iklim kirizine de karşıdır...
Onur’un masalının ana karakteri Cingöz adlı bir fare. Cingöz, farelerin dışında kedilerle de işbirliği yapıyor. Burada Füsun Onur, kendi kedileri Zorba ve Lolita’yı da sokuyor masalın içine.
Masal daha sonra Cingöz’ün Boğaz’dan geçen bir gemiyi görüp Venedik’e hiç gidemedim diyerek hüzünlenmesi ve ardından arkadaşlarının davetiyle, oraya kadar uzanıyor.
Masal bu ya, peri kızları, müzik, aşk derken pandemi dahil oluveriyor.
Ziyaretçilerine kesin bir son sunmayan sergi, izleyicinin kendi dünyasıyla kurduğu ilişki üzerinden esere yeni anlamlar katmasını mümkün kılıyor.
Serginin bir masal kitabını andıran tasarımını Yelta Köm üstlenirken, aydınlatma tasarımı Erinç Tepetaş’ın danışmanlığında gerçekleştirilmiş.
AÇILIŞA İLK KEZ BİR KÜLTÜR BAKANI KATILDI
VENEDİK Bienali Türkiye Pavyonu açılışı İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı’nın ev sahipliğinde 20 Nisan Çarşamba günü yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirilen açılışta bir ilk de yaşandı. 1991 yılından bu yana Türkiye’yi temsil eden pavyonun açılışına ilk kez bir Türkiye Cumhuriyeti Kültür Bakanı katılmış oldu.
Türkiye Pavyonu açılış resepsiyonunda bir konuşma yapan Bakan Ersoy, “Kültür sanatın birleştirici gücünün çok önemli olduğu bu günlerde Venedik Bienali güzel bir rol oynuyor. Biz de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültür ve sanata verdiğimiz desteklere arttırarak devam edeceğiz. Türkiye’nin buralarda temsil edilmesi çok çok önemli” dedi.
İKSV Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı da Kültür ve Turizm Bakanı Ersoy’a teşekkür ederek
2007’den bu yana İKSV’nin koordinasyonunda düzenlenen Venedik Bienali Türkiye Pavyonu’nun Türkiye’nin güncel kültürel ve sanatsal üretiminin yurtdışındaki tanıtımına çok önemli katkı sağladığını belirtti.
Açılışa Türkiye Pavyonu’nun 21 kalıcı mekân destekçisi, bu seneki sergiye katkıda bulunan 13 destekçi, İKSV’nin Lale Kart üyeleriyle uluslararası sanat ve akademi dünyasından pek çok önemli isim katıldı.
ÖNDEN CİNGÖZ VE ZORBA’YI GÖNDERDİ
SANATÇI Füsun Onur, Venedik Bienali’ndeki sergisinin açılışına ne yazık ki katılamadı. “Zorba’yı ve Cingöz’ü önden gönderdim, önümüzdeki aylarda belki ben de gelirim” diyen 85 yaşındaki sanatçı sergiden kısa süre önce ablası İlhan Onur’u kaybetti.
Füsun Onur ile ablası İlhan Onur, doğup büyüdükleri Kuzguncuk’taki Hayri Onur Yalısı’nı Vehbi
Koç Vakfı’na bağışlamışlardı.
Sanatçının tüm sanatsal üretimine tanıklık eden yalının ileride müze-ev olarak ziyarete açılması ve içeriğinin Arter’in oluşturacağı misafir sanatçı programlarına ev sahipliği yapması amaçlanıyor.
Çağdaş sanatın Türkiye’deki öncülerinden
Füsun Onur, İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi’nde Ali Hadi Bara Atölyesi’nde heykel eğitimi aldı. 1964–1966 yılları arasında Fulbright bursuyla Maryland Institute College of Art’ta heykel bölümünde yüksek lisans eğitimine devam etti. İlk kişisel sergisini 1970’te Taksim Sanat Galerisi’nde açtı, ardından 7. Paris Genç Sanatçılar Bienali (1971), İstanbul Arkeoloji Müzeleri tarafından düzenlenen ‘Açık Hava Sergileri’ (1974, 1975, 1976, 1977) ve Antwerp, Belçika’daki 13. Middelheim Bienali (1975) gibi çeşitli sergilere katıldı.
600 BİN ZİYARETÇİ BEKLENİYOR
GÜNÜMÜZÜN en önemli sanat etkinliklerinden biri olarak kabul edilen Venedik Bienali 59. Uluslararası Sanat Sergisi bu yıl Cecilia Alemani’nin küratörlüğünde, 23 Nisan–27 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilyor. Pandemi nedeniyle bu yıla ertelenen bienalde ‘The Milk of Dreams’ başlıklı ana serginin yanı sıra Arsenale, Giardini ve şehrin farklı noktalarında, Türkiye Pavyonu’nun da aralarında bulunduğu 81 ülkenin sergileri yer alacak. Bienali dünyanın dört bir yanından 600 bine yakın sanatseverin ziyaret etmesi bekleniyor.