Güncelleme Tarihi:
Işıl Kasapoğlu, İstanbul Devlet Tiyatrosu bünyesinde sahneye koyduğu, Sophokles yapıtı ‘Elektra’nın tanıtımı için yazdığı satırlarda “Kurtlar kırmızı başlıklı kızları hep yiyecekler mi?” diye soruyor… Altuğ Görgü, Bursa Şehir Tiyatroları bünyesinde sahneye koyduğu ‘Troyalı Kadınlar’da ‘kırmızı başlıklı kız’ figürünü, Füruğ Farahzad’ın şiirleriyle birlikte kullanıyor... Sahnede sunulanlar birlikte düşünüldüğünde, belki de Antik Yunan’ın kadınlarının; kadınlığın kurtlarla koşan kadınlardan, kurtların pençesine düşen kadınlara dönüşümünü temsil ettiğini düşündürüyor.
Birbirinden farklı şehirlerde, birbirinden farklı sezonlarda hazırlanarak sahnelenen bu iki tiyatro metninden birinin tanıtımında, birinin rejisinde ‘kurtlar ve kadınlar’ imgesini görmek, iki rejisörün birbirine selamı olarak da adlandırılabilecekse de insana antik metinlerin neden böyle bir duygu uyandırdığı sorusunu da sorduruyor şüphesiz. Masallar ve mitler, kadınların ataerkil sistemin boyunduruğu altına girdiği tarihlerden başladığından olsa gerek, Antik Yunan mitlerinden yola çıkılarak yazılan tiyatro metinleri, yeni bakış açılarıyla ele alındığında, masallarla olan ortak noktaları daha çok göze çarpıyor demek ki. Ve gerek mitlerde gerekse masallarda kadınlar hep acı çeken, kurban edilen ya da kendisini kurban edenler olarak karşımıza çıkmaya devam ediyor...
Nilüfer Tiyatro Festivali kapsamında Bursa’da izleme şansı bulduğum İstanbul DT yapımı ‘Elektra’da, oyuna da adını veren trajik kahramanımız Elektra, kendisini kurban eden kadından intikam için, annesini kurban eden kadına dönüşürken, kraliçe Klytaimnestra’nın yaşadıkları biraz geri planda kalmış hissi uyandırdı bende. Anne Kraliçe’nin kocasını öldürme nedenini açıkladığı sahne biraz daha vurgulansaydı, Elektra’nın kurdun pençesine düşen tek kadın olmadığının altı biraz daha net çizilebilirdi. Böylece kırmızı başlıklı kızlar fikri ya da Krysothemis ile Elektra’nın oyunun rejisinde kullanılan şekliyle paylaştığı kırmızı oyuncak kukla, daha anlamlı kılınabilirdi.
Bu yazı, 6. Nilüfer Tiyatro Festivali kapsamında, 30 Mart-5 Nisan 2018 tarihleri arasında Prof. Dr. Beliz Güçbilmez ve gazeteci Bahar Çuhadar’ın moderatörlüğünde düzenlenen ‘Genç Eleştirmenler’ atölyesi kapsamında yazılmıştır. Bir hafta süren atölyeye 9 Eylül, Süleyman Demirel, Kocaeli, Ankara-DTCF, Atatürk, Uludağ üniversitelerinin oyun yazarlığı ve/veya dramaturji bölümlerinden toplam dokuz öğrenci katılmış, atölye kapsamında altı oyun izlenmiş ve değerlendirilmiştir. Atölyenin sonunda öğrenciler tarafından kaleme alınan eleştiri yazılarını, kültür sanat ve tiyatro portalları Hürriyet Kitap Sanat, Tiyatro Dergisi ve Mimesis'te takip edebilirsiniz.
*Burcu Reşit, Uludağ Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Sahne Sanatları Bölümü, Dramatik Yazarlık Anasanat Dalı öğrencisidir.