Krallardan metal marşları

Manowar’un kurucusu Joey DeMaio yakın zamandaki bir röportajında “Hayat boyu bir omzumuzda bize ‘Yapamazsın, başaramazsın’ diyen görünmez bir varlık var gibi hissederiz, diğer omzumuzda da ‘Yapabilirsin, başarabilirsin, hadi’ diyen başka bir görünmez varlık. Yakın çevremiz de böyledir, bazıları motivasyonunuzu kırar bazıları ise sizi destekler. Biz hayranlarımızı hayat mücadelesinde desteklemek için müzik yapıyoruz” diyor. Benim gerçekleştirdiğim bir röportajda da Manowar ile diğer grupları ayıran unsurun ne olduğunu sorduğumda, “Tüm müziğini motivasyon üzerine kuran başka bir grup yok, bu da insanların şarkılarımızla güçlü bir bağ kurmasını sağlıyor,” yanıtını vermişti. Düşününce, gerçekten de öyle. Manowar tabii ki mitoloji, tarih ve İlyada gibi destanlardan esinlenerek birçok parça yaptı ama o hikayelerin de hep insan ruhunu yükselten yanlarını vurguladı. Bazen bu yönlerini abarttıkları için onları tek boyutlu bulanlar, hatta gülünç ya da yeni moda terimle “cringe” olduklarını düşünenler çıktı ama Manowar bu tavrından hiç geri adım atmadı. Şarkıları fazla “marş gibi” bulunsa da, hep “büyüklük taslar” gibi şarkı sözleri yazmaları eleştirilse de Manowar hep bildiğini okudu ve bunda başarılı da oldu. Bu satırları yazan kişi dahil, Türkiye’de zorluklarla mücadele eden, hayatının belli dönemlerinde sarsılmış birçok rocksever’in bir numaralı motivasyon grubu olmuştur Manowar. Spor salonlarında da sıkça çalınması tesadüf değildir. Gerçekten hayat ringinde nakavt olduğunu hissettiğinizde sizi yeniden ayağa kaldırabilecek başlıca grup Manowar’dur.

Kısacası Manowar yine doğru bir zamanlamayla imdadımıza koştu diyebiliriz. Turnenin adı Crushing the Enemies of Metal. Yine Conan çizgi romanlarından fırlamış gibi abartılı bir başlık. İçeriği daha önemli tabii, Manowar bu turnede 40 yılı aşkın bir süredir kaydettikleri albümlerden en iyi parçaları, kariyerinin en görkemli şovuyla sahneye koyuyor. Şarkı listesi değişebilir ama son dönemde çaldıkları parçalara bakınca bunun izleyeceğimiz en iyi Manowar konseri olacağını ön görmemek zor. ‘Hail and Kill’, ‘Kings of Metal’, ‘Black Wind, Fire and Steel’ gibi çok bilinen klasikleri dışında ‘Holy War’ ve ‘Gates of Valhalla’ gibi gizli kalmış hazineleri setlist’e baktığımızda gözümüze çarpıyor.

Kadroda önemli bir sürpriz!
Karl Logan’la yollarını ayırdıktan sonra düşük profilli bir tribute grubu gitaristiyle devam eden Manowar bu defa belki de grubun kariyerindeki en iyi gitaristle ülkemize geliyor: Michael Angelo Batio. Amerikalı ünlü gitarist virtüözitesi, hızı ve iki gitarda aynı anda aynı soloyu atma gibi becerileriyle tanınıyor. Grupta davulları Dave Chedrik isimli bir genç üstlenirken vokalde ilerleyen yaşına rağmen yeri göğü inletmesiyle meşhur Eric Adams var. 70 yaşındaki vokalistin sınırları zorlayan sesine şahit olmak gerçekten şaşırtıyor insanı. Rob Halford, Ozzy Osbourne gibi diğer heavy metal vokalistleri seslerini kaybederken ve bazı şarkıları bu yüzden söyleyemiyorken Adams’ın bu formunun ardındaki sırrı DeMaio’ya Hürriyet röportajında sorduğumda şöyle demişti: “Sırrı şu: O eğitimli bir vokalist. Gırtlağıyla söylemiyor, opera şarkıcıları gibi söylüyor. Biliyorsun, dünyada en yüksek volümle opera şarkıcıları söyler ve doğru tekniklerle söyledikleri için seslerini ölene kadar da kaybetmezler. Ayrıca Manowar sürekli turnede olan gruplardan biri değil, her turnemizi ve her konserimizi özel kılmaya çalışıyoruz. Eric de biz turnede değilken kendi enstrümanını, yani sesini koruyor.”

Eric Adams 1965’ten beri müzik yapan bir vokalist. Aynı anda kasap dükkanında mesai sürdüren, sonra da kulüplerde The Beatles tarzı şarkılar söyleyerek aile bütçesine katkıda bulunmaya çalışan biriymiş. Her sabah kasap dükkanına yanaşan kamyondan etleri sakatlanmadan taşıyabilmek için bodybuilding’e merak sarmış. Yani Manowar’un imajındaki o Conan estettiğinin kökünde geçim zorlukları var. Grubun lideri ise tabii ki Joey DeMaio. O da zor zamanlardan geçip şu an bulunduğumu konuma geçebilmiş, o yüzden de motivasyon konusunu biraz kafaya takmış. Bu yöndeki şarkıları dışında Words of Power diye bir podcast’i ve standup gösterisi de var. Ve tabii benzersiz bir sahne personası kendisi. 2010’da Metallica, Slayer, Megadeth ve Anthrax olarak bilinen Big Four (Dört Büyükler) “oluşumu”nun sahne aldığı Sonisphere Festivali’nde çıktıklarında yaklaşık 2 dakika süren Türkçe konuşması hâlâ hatırlarımızda. “Bu festivale dört büyük grup geldi diyorlar. Hadi oradan!” minvalli konuşması ve ilk gitar akorunda seyirciyi uçuran ses hacmiyle Manowar 2. günün yukarıdan 2. grubu olmalarına rağmen o festivale damgasını vurmuştu. Zaten bu tip “olay”lar bir Manowar konserini diğer Manowar konserlerinden ayırıyor. Sadece en iyi parçalarını yan yana dizip sahneden inmiyorlar. Sahne aldıkları sürede şovuyla, anonslarıyla, seyirciyle göz kontağını kaçırmayan performanslarıyla bir deneyim yaşatıyorlar.

Manowar’un yayımladığı albümler arasındaki makas açılsa da grup her daim yeni müzikler ve fikirler üzerinde çalışmakla tanınıyor. Son yıllarda “The Revenge Of Odysseus” isimli albüm üzerinde çalışıyorlarken albümün kayıtları tahmin edilenden uzun sürünce “Highlights from the Revenge Of Odysseus” diye bir kısa çalar yayımladılar ve bu kayıtta albümün bitmiş birkaç parçasını paylaştılar. Bunlardan ‘Immortal’ı arada bir sahnede çalıyorlar, o yüzden dikkat. Yalnız albüm üzerinde çalışırlarken Odesa’yı seslendiren ünlü Yunan aktör Kostas Kazakos vefat etti, bu yüzden albümün şu an akıbeti belli değil. Manowar daha önce de Orson Welles ve Christopher Lee gibi büyük aktörlerin seslendirmeleriyle klasikleşmiş parçalara imza atmışlardı.

Motivasyon zamanı!
Bir önceki turnelerinin adı Final Battle’dı ve bu yüzden o turnenin Manowar’un son turnesi olacağı yönünde yorumlanmıştı. DeMaio bunu turne başlamadan reddetse de halen daha Amerikalı grubun ticari kurnazlık yaptığını düşünenler var. Kiss, Judas Priest, Ozzy, Scorpions gibi rock efsaneleri hiç bitmeyen, hep tekrarı yapılan “veda turne”leriyle meşhur. Ama Manowar bunu yapmadı ve yapmayacak gibi de görünüyor. Başta da dediğimiz üzere motivasyon üzerine, pes etmemek, bu hayatta havlu atmamak üzerine kurulmuş bir tarzları var. Bunu da mitolojiden beslenen sözlerle ve heavy metal dışında opera, klasik müzik ve film müziklerinden esinler taşıyan unutulmaz parçalarla yapıyorlar. Eğer şu an hayatınızda zor bir zamandan geçiyorsanız ya da moraliniz düşükse bu konseri izlemek için bir sebebiniz daha var. Omuzlarınızdaki görünmez varlıklar, etrafınız, kendi iç sesiniz karaları bağladıysa Manowar’un heavy metal marşları, üzerinizdeki ölü toprağını atabilir. Çalmalarını beklediğimiz o klasik parça ‘Heart of Steel’de dedikleri gibi: “Ayağa kalk ve mücadele et, her zaman bir kere daha dene, ne hissedersen onu söyle, doğduğun çelikten kalple”