Koyun adam ve kültürel kar küreme

Güncelleme Tarihi:

Koyun adam ve kültürel kar küreme
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 21, 2020 12:43

Haruki Murakami altıncı romanı ‘Dans Dans Dans’ta gerçekle fantastik arasında salınan bir dünyada polisiye bir maceraya çıkarıyor bizi ve bu macerada varoluşumuzla ilgili temel sorulara cevap aramamızı istiyor. Kayıp ve terk edilme temalarını ele alan roman; cinsellik, kadın-erkek ilişkileri, dostluk, diğer insanlarla ilişkiler gibi meselelere değiniyor.

Haberin Devamı

Dans Dans Dans’ Haruki Murakami’nin altıncı romanı. Japonya’da 1988’de yayımlanmış. Murakami’nin en önemli romanlarından sayılan ‘Yaban Koyunun İzinde’ romanının devamı niteliğinde olduğu belirtiliyor. ‘Dans Dans Dans’ta da anlatıcının isimsiz kız arkadaşı, gizemli Yunus Otel ve Koyun Adam var ama başlı başına okunabilecek bir roman.
Romanda hayatını önce broşür ve tanıtım kitaplarına, sonra magazin dergilerine yazılar yazarak kazanan 34 yaşındaki isimsiz bir kahramanın başından geçenler anlatılıyor. Olayların bir bölümü fantastik bir ortamda yaşanıyor. Gerçekliğe yakın bulduğumuz olayların ise Kafkaesk nitelikleri dikkat çekici. Bu yönleriyle ‘Dans Dans Dans’ın tipik bir Murakami romanı olduğunu söyleyebiliriz. Diğer romanlarının çoğundaki gibi ‘Dans Dans Dans’ta da kayıp ve terk edilme temalarını ele alıyor; cinsellik, kadın-erkek ilişkileri, dostluk, insanlarla ilişkiler gibi varoluşsal sorunlara değiniyor Murakami. Kapitalizmin dayatmalarının, teknolojik gelişmelerin gündelik yaşama etkisi, bu yaşam biçimine insanın yabancılaşması ele alınıyor. Kahramanımız yaşamına baktığında yaşadıklarını ve yaptıklarını saçma, varlığını gereksiz hissediyor.
Hayatta kalmaktan, mevcut yaşam koşullarını ve düzeyini sürdürmekten başka bir amacı yok. O amaçla çoğunun tek bir satırının bile okunmadığını, sadece dergilerde reklamlardan kalan boşlukları doldurmak için kullanıldığını bildiği yazılar yazıyor. Sürekli yazmaktan, yaşamaya, kazandıklarını harcamaya vakti kalmıyor. Çalışmak için yaşamak diye tanımlanabilecek bir yaşamı var. Murakami, kahramanının ağzından günümüz tüketim kültürüne, iş hayatının şartlarına keskin eleştiriler yapıyor. Ama kahramanımız dayatılan israfa dayalı bu yaşam biçimini eleştirse de değiştirmeye yönelik bir davranışı yok. Yalnız bir adam, karısı bir başkası için onu terk etmiş, ailesi, yakın arkadaşları yok. Yaptığı işi de yaşamını da ‘kültürel kar küremek’ olarak tanımlıyor. Yani kar yağdığı müddetçe tekrarlanacak, bir süre sonra nafile bir çaba haline gelecek bir uğraş.

YARI FANTASTİK BİR POLİSİYE
Murakami’nin bir ‘dünya yazarı’ olmasını sağlayan başarısı, öykülerinden yer adlarını çıkarırsanız başta ABD olmak üzere dünyanın gelişmiş herhangi bir ülkesinde yaşanacak şeyleri anlatmasıdır. Tabii müziği ve onun çağrışımlarıyla gelen eleştirileri de ihmal etmeden. Bu da kahramanlarıyla kolayca özdeşleşmemizi sağlar. ‘Dans Dans Dans’ romana katılan cinayetle birlikte yarı fantastik bir polisiye macera, bir arayış romanı halini alıyor. Tabii ki bu cinayetin öncesinde ‘Yaban Koyunun İzinde’yle bağlar kurabileceğimiz Yunus Oteli ve Koyun Adam var. Murakami’nin kitaplarının başarılı çevirmeni Ali Volkan Erdemir, Oggito’daki söyleşisinde “Yaban Koyunun İzinde’de tanıştığımız Koyun Adam karakteri Türkçede yayımlanan ‘Tuhaf Kütüphane’ öyküsünde de geçiyordu. Bunun dışında ‘Sydney’in Yeşil Caddeleri’, ‘Spagetti Fabrikasının Sırrı’ ve ‘Koyun Adam’ın Noel’i’ öykülerinde de yer alıyor” diyor.
Kahramanımız gördüğü düşlerin etkisiyle bir zamanlar tutkuyla bağlandığı bir telekızla kaldığı eski ve oldukça garip görünümlü Yunus Otel’e gitmeye karar veriyor. Orada yıllar önce ortadan kaybolan sevdiği kadının ve düşlerinin izini sürecektir. Karlı ve soğuk Saporro kentine dönüp Yunus Otel’e gittiğinde beş yıldızlı bir otel buluyor. Düşlerindeki otelden geriye sadece ismi kalmıştır. Çalışanlar otelin eski halini bilmemekte, yöneticiler de garip bir şekilde eski otelin varlığını inkâr etmektedir. Kahramanımız, düşlerinin izini sürmekte tek yardımcı olarak otelin genç resepsiyon görevlisini bulur. Genç kadın çekingen davranır. Yine de gizemli olaylar, düşler üzerinden aralarında duygu birliği kurulur. Resepsiyonist kahramanımızın düşlerinin izini sürmesinde ve Koyun Adam’la kaçınılmaz buluşmasını gerçekleştirmesinde yardımcı olur. Koyun Adam ona durağan hayatına hareket katmasını, dans etmesini öğütler. Dans etmek onu bu tekdüze hayattan kurtaracaktır. Tabii Koyun Adam’ın bu simgesel anlatımıyla neyi kastettiğini çözebilirse...
Kahramanımız otelde bir dost daha kazanır. Bu ünlü fotoğrafçı annesinin otelde unuttuğu ve onu sabırla bekleyen 13 yaşındaki Yuki’dir. Yuki geleceği görme yeteneğine sahiptir. Kahramanımızın neyin peşinde olduğunu da bilir. Kızın babası da ‘Haruki Murakami’nin bir anagramı olan Hiraku Makimura adlı çoksatan bir yazardır.
Independent’in eleştirmeni Helen Birch, “Dans, Dans, Dans’ı okumak, büyücü kılığına girmiş geveze bir tur rehberi ile neşe dolu bir yolculuğa çıkarken gözleriniz bağlı tutulmaya benziyor” diyor. Murakami gerçekle fantastik arasında salınan bir dünyada polisiye bir maceraya çıkarıyor bizi ve bu macerada varoluşumuzla ilgili temel sorulara cevap aramamızı istiyor.
 
DANS DANS DANS

Koyun adam ve kültürel kar küreme

Haruki Murakami
Çeviren: Ali Volkan Erdemir
Doğan Kitap, 2020
582 sayfa, 52 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!