Güncelleme Tarihi:
‘Korku’nun gözleri kocaman açıktır. Bunu bizzat kendisi söylüyor. Fakat amacı sindiği köşeden koca gözlerini üstümüze dikmek ve uygun anı yakalayınca da “Bööö” diye fırlayarak dehşet salmak değil. Tam tersine yardım etmek. Nasıl mı? Korku olmasa uçurumdan atlamamamız, şeker veren bir yabancının peşinden gitmememiz ve üstümüze doğru kükreyerek gelen bir aslan görürsek tam gaz topuklamamız gerektiğini kim söylerdi ki bize? Zira korku sözcüğünün dilimizdeki kökeni olan ‘korı’, korumak ve saklamak anlamına geliyor.
Milada Rezkova’nın ürkek kalplere sahip minikler ve tabii ki büyükler için kaleme aldığı ‘Sakın Korkma’, korkunun hayatımızda neden gerekli olduğu sorusunu merkeze alarak bizi dünyanın en eski duygusuyla tanıştırıyor. Verdiği bilgileri şiirler, karikatürler, birbirinden matrak çizimler, mitler, çizgi hikâyeler ve mini etkinliklerle renklendiren Rezkova konuya dört bir yanından yaklaşıyor ve adım adım büyüyen bir ağ örüyor etrafına.
Kitabın hemen girişinde okurları karşılayan korku, nereden geldiği, türleri, kökeni, vücutta yarattığı değişiklikler gibi kendisiyle ilgili en temel bilgileri veriyor ki köşede asılı duran eski paltoyu karanlıkta neden hayalet sandığımız sorusunun cevabı da bu bölümün konuları arasında. İlerleyen bölümlerde ise kapıyı ardına kadar açıyor ve giderek dallanıp budaklanıyor.
YETİŞKİNLER DE KORKAR!
Yetişkinlerin ve hatta en cesur insanların bile karanlıktan ve klozete düşmekten olmasa da illaki bir şeylerden korktuğunu, dahası fillerin farelerden ve köpekbalıklarının yunuslardan ürktüğünü öğrenmenin çocuklara derin bir nefes aldıracağına şüphe yok. Korku büründüğü endişe, gerginlik, anksiyete, dehşet, panik, fobi gibi diğer hallerle de çıkıyor okurların karşısına. Böylece duygularını daha yakından tanımalarına yardımcı oluyor. Tanımaksa baş etmeye giden yolun ilk adımı.
Birbirinden ilginç başlıkların hepsine değinmeye imkân yok. Ancak en çarpıcılarından biri korkunun bazı insanlar tarafından güç ve zorbalık inşasında nasıl kullanıldığı. Bir sendrom sonucu korku duygusundan yoksun kalan insanların yaşadığı zorluklar da bir o kadar ilgi çekici. Yine korkunun yabancı düşmanlığındaki rolü ve bunu aşmanın yolları da harika bir çizgi hikâyeyle anlatılıyor.
Peki, korku bunca kılığa bürünüyor da keyifli hallere girmiyor mu dersiniz? O zaman korkunç cadının olmadığı bir ‘Hansel ve Gretel’ masalı düşünün. Pastadan ev bile yeterince tat vermezdi. Ya da gerim gerim gerildiğimiz ama hiç şikâyet etmediğimiz spor karşılaşmalarını.
Anlayacağınız neresinden bakarsanız bakın faydalı bir duyguyla karşı karşıyayız. Öyle ki kitabı bitirenlerin “Korku, sana sahip olduğum için çok şanslıyım” demeleri işten bile değil.
SAKIN KORKMA
Milada Rezkova
Resimleyen: Lukas Urbanek, Jakub Kase
Çeviren: İpek Güneş Çıgay
Tudem Yayınları, 2021
200 sayfa, 90 TL.