Güncelleme Tarihi:
Bir arkadaşımla Ramiz Köftecisi’ne gittiğimde mönüyü okurken şaşırmıştım. Ramiz ilk dükkânını Akhisar’da açmıştı, yani iyi şair Fahri Erdinç’in doğduğu yerde. Mönünün bir sayfası ona ayrılmıştı, bu kadirbilirlik çok hoşuma gitmişti.
Fahri Erdinç (1 Ocak 1917, Akhisar/Manisa-11 Kasım 1986, Sofya) 1940’lı yılların baskıcı ortamında iki arkadaşı, Tuğrul Deliorman ve Ziya Yamaç’la birlikte Bulgaristan’a siyasi mülteci olarak gitmişti. Bir dönem Türk edebiyatçıları, şairler sıkça Bulgaristan’a giderlerdi. Sanırım onları davet edip ağırlamakta Fahri Erdinç’in önemli bir rolü vardı.
Bulgaristan’ın devrimci şairi Nikola Vaptsarov’un da (1909-1942) şiirleri, Erdal Alova ile Ataol Behramoğlu tarafından dilimize çevrilmişti. Onun şiiri üzerine sevgili Kemal Özer bana bilgiler aktarmıştı. Tek bir kitabı yayımlanmıştı. ‘Veda’ (Karıma) adlı şiiri en bilinen, en tanınan şiiriydi. Bulgar edebiyatının önemli yazarlarının kitapları da Bülent Habora’nın kurduğu Habora Yayınları arasında çıkmıştı. Dönemin cumhurbaşkanının genç yaşta ölen kızı sanata meraklıydı ve bu ilişkileri o kuruyordu.
Dönemin dergileri içinde yer alan bir dergi de Demirtaş Ceyhun’un yayımladığı Edebiyat Cephesi idi.
Fahri Erdinç için Aratos Yayınları anma toplantıları yapıp özel sayılar çıkarırdı.
Erdinç, TÜYAP Kitap Fuarı’nda da anıldı. Doğumunun 100’üncü yılı olan 2017 senesinde, doğduğu gün olan 1 Ocak’ta, Tarsus’taki Aratos Kültür Sanatevi’nde düzenlenen ‘Kalkın Nâzım’a Gidelim’ başlıklı etkinlikle anıldı Erdinç. Bu yıldönümünde ‘Şen Olasın Halep Şehri’ başlığıyla şiirleri basıldı. Şiir kitabının sonunda Mustafa Günay’ın ‘Fahri Erdinç’in Şiirleri’ yazısından bir bölüm aldım:
“Öykü kitapları ve romanlarından bazıları şunlardır:
‘Destur Ya Sefalet’, ‘Alinin Biri’, ‘Acı Lokma’, ‘Kardeş Evi’, ‘Diriler Mezarlığı’, ‘Kore Nire’. Şiirinde de garip şiirine benzer görünmekle birlikte toplumcu bir şiir damarını kendine özgü bir biçimde sürdürdüğü söylenebilir. İronik bir söylem belirgindir şiirlerinde. Ama ince bir duyarlık ve duygu boyutu da yer alır. Erdinç’in şiirinde insan yaşamının çeşitli halleri, çoğunlukla ölüm bilinciyle birlikte işlenir, ‘Zabıt Verakası’nın ilk dizeleri, insanın göçmenliğine, göçebeliğine, sürgünlüğüne ilişkin imgeler uyandırır okurun zihninde: ‘Bazen doğduğu yerde yaşar/Bazen doğmadığı yerde ölür insanlar’.
1940-1945 arası yazdığı bu ve buna benzer bazı şiirlerinde kendisinin sonunu sanki görmüş gibidir.”
Kitaba adını veren şiirle bitirelim yazıyı:
Şen Olasın Halep Şehri
Asalet dersen
Mukaddemesiz okunur esamimiz
Eş dost arasında
Paradan yana
Piyango çekilinceye kadar
Zengin yaşarız ezberimizden
Bunun burasında
Gün oldu hesapsız da yaşadık
Hesapsız gelişimize kahrederek;
Hani, sevgiden söz açılırsa
Bizim de bir Ayşemiz var
Göğsümüzün şuracığında ,
- Laf ola Padişahım -
Biz de yaşadık, çölde yürür gibi
Bir ileri, üç adım geri;
İşte geldik gidiyoruz
- Şen olasın Halep Şehri -
Okuma tavsiyeleri
◊ Fahri Erdinç, Şen Olasın Halep Şehri, Aratos Yayınları
◊ Demirtaş Ceyhun, Edebiyatımı Geri İstiyorum, Sis Çanı Yayınları
◊ Yüksel Pazarkaya, Karabıyıklıların Aksakalı Demirtaş Ceyhun, Cem Yayınevi