Güncelleme Tarihi:
Serhan Bali’nin Vakıfbank Yayınları’ndan çıkan ‘Müzikte Romantik Dönem Bestecileri’ adlı hacimli yapıtı, müziğin romantizm çağı olarak isimlendirilen 19. yüzyılın bestecileri üzerine siyasi, sosyal ve ekonomik temellendirmelerle kuramsal bir altyapı inşa ediyor ve belirlediği 73 bestecinin kısa monografileri aracılığıyla bir romantik dönem evreni kurguluyor. Bali, dönemin romantik bestecileri retrospektifinden, yüksek bir müzikal beğeninin izleğinde rafine bir seçki gerçekleştirerek, elit bir senato oluşturuyor ve anlatısını bu seçkinin temsiliyetinde üretiyor. Bu girişim, Avrupa’nın 19. yüzyıl klasik müziği tarihinin soylularının bir şeceresini çıkarma denemesi olarak görülebilir.
Bali, öncelikle, romantik dönemdeki müzik dinleyicilerinin farklılaşmasına dikkat çekiyor. Burjuvazinin doğuşuyla, sarayların tekelinde olan besteciler, kitlelere açılarak, kamusal konser gelirleriyle geçinir olurlar. Bu dönüşüm, geniş kitlelerin sığabildiği konser salonlarının inşa edilmesine ve büyük müzik festivallerinin düzenlenmesine yol açar.
Mekânsal bu dönüşüm, oda müziğinin aşılarak senfonilere sıçranmasını mümkün kılar. Bestecilerin entelektüel gelişimi de oda müziğinin, daha karmaşık düşünce ve duyguları taşıyabilen senfonilere dönüşmesini destekler. Besteler karmaşıklaşır, 500 parçalık devasa orkestralara uygun kurgular doğar.
Müzik, salt kendi disiplinine gönderme yapan ilahi soyutlamayı aşarak, doğa, edebiyat ve resim gibi yeni esin kaynakları bulur, öyküsü olan bir yapıya bürünür. Romantizmde besteci, müziği geleneksel izleklerden ve kalıplardan özgürleştiren yeni bir soyut evrenin tasarımcısı ve parçasıdır.
Bali, 19. yüzyıldaki bestelerin karmaşıklaşmasıyla amatör müzisyenlerin icra edemeyeceği güçlüklerle donandığına dikkat çeker. Bu güçlük, ‘virtüoz yorumcu’ denilen yeni bir yıldız yorumcu biçimini ortaya çıkarır. Aynı karmaşıklık ‘orkestra şefi’ni doğurur zira aşırı griftleşen müzikal yapı, yönetici bir şef gerektirir.
Bali’nin bir diğer tezi, Sanayi Devrimi’nin müzik aletlerinin üretim kalitelerini yükselttiği ve serileşen üretimin, daha fazla orkestranın kurulabilmesine olanak tanıdığı. Böylece hem orkestra sayısı artmış olur hem de müzikal kapasiteleri yükselir. Mozart döneminde beş oktav olan piyano, Beethoven’ın döneminde yedi oktava ulaşır, ses kalitesi artar.
Bali’nin ileri sürdüğü bir başka tez de, romantik Alman ve İtalyan ulusalcılığının, müzikteki izdüşümünün folklorik bileşenlerin yerel ezgi ve ritmlerle müziğe eklenmesi olduğu.
Bali kuramsal bölümün ardından, romantik dönemi temsil gücü yüksek besteciler arasından seçtiği 73 sanatçının kısa monografilerini sıralıyor. Bu monografilerde, bestecilerin müzikal özellikleri, önemli yapıtlarının nitelikleri ve kişisel yaşamları hakkında çarpıcı ve pek bilinmeyen dehlizlere girip çıkan Bali, güçlü anlatımı ve kıvrak diliyle, bir müzik kitabının yanı sıra, sıra dışı romantik dâhilerden oluşan bir biyografiler serisi de sunuyor. Bu biyografilerde Çaykovski’nin konserinde gerçek top atışlarına yer vermesinden, Brahms’ın gençliğinde geçinmek için genelevler ve tavernalarda her gece piyano çalmasına, Osmanlı Padişahı Sultan Abdülaziz’in Wagner’e konser salonu açması için yardım olarak para göndermesinden Schumann’ın 1937’de bir ruh çağırma seansında ortaya çıkan gizlenmiş konçertosuna değin pek az bilinen çeşitli anekdotları da kayıt altına alması dikkat çekici.
Serhan Bali’nin renkli şık görsellerle destekli kitabı, yalnızca müzikbilimciler için değil, klasik müziğe ilgi duyan tüm okuyucular için pek değerli bir kaynak olarak alanına ciddi bir katkı sunuyor.
Müzikte Romantik Dönem Bestecileri
Serhan Bali
Vakıfbank Kültür Yayınları, 2018
540 sayfa, 48 TL.