Güncelleme Tarihi:
Matthew Weiner, liseden sonra yazmaya başladı, yarışmalara katıldı fakat hiçbiri beğenilmedi. Sonra kaçınılmaz son oldu; ‘Mad Men’ ve ‘Sopranos’ dizileri ile ‘televizyon dehası’ ilan edildi. Weiner, şimdi romanı ‘Her Şey Kızım İçin’ ile yönünü seyirciden okura çeviriyor. Biliyoruz ki bu romana beklentiniz düşük olarak başlamanız mümkün değil. Gerekli de değil zaten...
Yazar, zengin ama mütevazı bir yatırımcı olan Mark Breakstone ve eşi Karen’ın öyküsünü anlatıyor. Çift, hayalini kurdukları hayatı yaşamaktadır. Mutlu ve varlıklı... Kısa süre sonra bir de kızları olur. Herkesin dikkatini çekecek kadar güzel ve akıllı kızları Heather’dan sonra tüm hayatları değişir.
İlgileri birbirlerinden kızlarına kayar. Tutkuları tükenmeye başlamıştır.
Özellikle anne Karen, hayatını kızının üzerinden yaşamayıp, tüm vaktini onunla geçirmektedir. Baba Mark, kendini yalnız hissetmeye başlamıştır. Kısa süre sonra tepki verir ve kızıyla zaman geçirme sırasını kapar. Heather, babasıyla annesiyle olduğundan daha mutludur.
Ergenlik sorunlarıyla baş ederken Heather, karı-koca kavgaları, aile içi çalkantıları duysa da duymazdan gelir.
O farklı bir kızdır. Büyüme sürecine tanıklık ettiğimiz Heather, güzel olduğu kadar, müthiş bir empati yeteneğine sahiptir. Anne ve babasının sunduğu hayattan daha fazlasını, başka türlü insanların olduğunu da görebilen biridir. İşte o insanlardan biri, üst komşularının evinde başlayan inşaatta çalışmaya gelen Bobby’dir.
Annesi ve onun erkek arkadaşıyla aynı anda yaşayan Bobby karanlık bir evde yetişmiştir. Ev karanlıktır, çünkü bütün lambalar marihuana yetiştirmeye çalıştıkları yatak odasındadır.
Zamanının çoğunu evde tek başına geçiren genç bir adam... Ev keşlerle doludur... Bir de atılmış ev alet edevatı ve araba lastikleriyle dolu olan nehirde zaman geçirir. İleride hapishane psikoloğu bunun nedenini şöyle açıklayacaktır: “O da kendini fırlatılıp atılmış hissediyordu!”
Hayvanlar haricinde hiçbir şey ilgisini çekmezdi Bobby’nin. Ona göre hayvanlar da insanlar gibiydi. Aptal ve çaresiz! Bir arabanın altında kalıp ölen hayvanları daha sonra incelemek üzere alıp garaja götürürdü. Liseyi bırakıp kerestecinin kamyonuna yükleme yapmak gibi işlere girişti. Cezaevine girdi, çıktı. Sonunda annesi ve arkadaşının uyuşturucu bağımlılığına dayanamayarak işlediği suçların sayısını artırdı.
O bir kayıp hayat yaşıyordu. Taa ki Heather’ı görene kadar... Ona karşı ilk hisleri yine bildiği gibiydi, vahşi ve ahlaksız. Sonra, insanca şeyler hissetmeye başladı, onu kendisine yumurta pişirirken hayal etti.
Heather onu gördü... Bobby, Heather’ın kendisini gördüğünü gördü... Konuşmaya başladılar...
Bu konuşmaya tanık olmaması gereken biri vardı: Çocuğunu pamuklara sarıp sarmalayarak büyüten Mark!
Ne olduysa ondan sonra oldu. Her şey kızı içindi!
Kısacık bir roman, Matthew Weiner’ın ‘Her Şey Kızım İçin’i... Bir yapımcının elinden çıkma olduğu için, edebiyatı edebiyat yapan unsurlardan ziyade bir dizi izler gibi okuyacaksınız. Sürükleyici bir roman...