Güncelleme Tarihi:
Dijital çağ, basılı kitabı nasıl etkileyecek? Uzun süredir tartışılıyor bu konu. Henüz bir sonuca bağlanmış değil. Bir sonuca bağlanması da o kadar kolay değil. Kitabın nesne ötesi varlığı belki insanın beden olarak varlığına çok benziyor. Biraz aşırı yorumla, insan bedeninin evrimini tamamlayışını kitap ile irtibatlandırmak bile mümkün. Yoksa her nesne negatif efekt konumuna inebilir kolaylıkla kitapsız bir dünyada. Ve kitap nesne ontolojisinin somutlanışı olmak yönüyle de sarsılmaz bir değere sahip.
Son yıllarda kitap ve kitap kültürü hakkında gözle görülür bir yayın zenginliğine şahitlik ediyoruz. Bizim kültürümüzle ilgili İsmail Erünsal nitelikli kitaplar hazırladı mesela. Enis Batur, ‘Kitap Evi’ romanını yazdı. ‘Kitap Yakmanın Tarihi’nden ‘Kitabın Kültürel Tarihi’ne nice kitap basıldı. Şimdi de, onun yuvası ‘kitaplık’, kütüphane hakkında yazılmış bir yayınla baş başayız.
Lydia Pyne, Cicero’nun “Bir odaya ruh katmak istiyorsanız içine kitaplar koymalıydınız” sözünü de geliştirerek, odayı soyutlayarak poetik ve düşünsel mekâna dönüştürüyor. Kitaplıktan kütüphaneye yol alıyor. Kendiliğinden oluşmayan ‘kitaplık’ı, oluşuna kaynaklık eden öyküye ve kültürel ortamına değin irdeliyor. Kitaplık ve kütüphanenin kitap saklamaktan kültürel bir olguya dönüşmesi gibi meseleleri tartışıyor. Eski çağlardan beri insan varlığının bu en güçlü ve belirgin vasfının köklerine inmeye çalışıyor. Geçmişteki yöntemlerin bugünkü izdüşümlerini araştırıyor.
Pyne’a göre tıpkı kitap gibi ‘bir kitaplık da okunabilir’. Onun da şahıstan şahsa değişen bir dili ve kurgusu vardır. “Raflarda bulunan kitaplar hareketsiz cisimler değildir; aksine, kütüphanenin dolaşım sistemine bağlı olan hareket halindeki nesnelerdir.” Gösterge ve sembol olarak varlıklarını hep sürdürürler. Gizli odalarda saklandıkları gibi güç ve imtiyaz unsuru olarak kullanılırlar.
Yapılan araştırmalara dayanarak kitabın ve kitaplığın geleceğinden tam umutsuz değil yazar. e-kitap okuyucularının %90’ının fiziksel kitap okumayı sürdürdüğü düşünüldüğünde bir ara kendince rüzgâr estiren dijital kitap ve e-okuyucu kavramının popülerlik kaybı bu fikri güçlendiriyor.
Belki de asıl soru, kitap ve kitaplığın ne olacağında değil, insanın neye dönüşeceğinde, ne olmak ve ne kalmak istediğinde. Kitapların ruhunu yaratan yazarlar, makineler tarafından ele geçirilecek mi? Bu tercihi de yapacak olan yine insan. Kitapları malumat taşıyan bir nesne vasfına düşürmek dijital çağın iştahını kabartabilir. Lakin kitabın ‘yüksek kültür eseri sıfatındaki sarsılmaz statüsünü’ kaybettiği de bir vakıa.
‘Kitaplıklar kişisel kimliği ve kurumsal amacı yansıtmayı devam ettirerek’ insan kalmanın iddiasını da yaşatmış olacak. Antikçağdaki tabletlerden milli kütüphanelere kadar, kitaplıklar, boy ölçüsü olmayı sürdürecek. Kişinin kişiliğini mayalayacak. Bu olmalı...
kitaplık
Lydia Pyne
Çeviren: Ümid Gurbanov
İthaki Yayınları, 2019
120 sayfa,13,89 TL.