Güncelleme Tarihi:
İki yılı aşan bir sürede pandemi yüzünden kitap fuarları açılamadı. Oysa o fuarlar sayesinde ben birçok kenti tanıdım, orada yaşayan yazarlarla tanıştım. İlk aklıma gelenler Diyarbakır, Gaziantep... Adana’ya uzun yıllar önce Hürriyet’in büro çalışmalarını görmek için gitmiştim. Ben kentleri hep edebiyat yapıtlarından tanırım. Orhan Kemal’in Adana’sı, Güzin ve Abidin Dino’nun sürgün günleri, Yaşar Kemal’in usta kaleminden okuduğum bir kent...
Diyarbakır’a ilk gidişimde Vedat Türkali ile uzun sohbetler ettim. Sonra da kitap fuarına gittim, gün batarken köprüye dalıp kaldım. Oranın edebiyatçılarını tanıdım.
Gaziantepli dostlarımı oraya gittiğimde andım. Onat Kutlar, Ülkü Tamer, Gürbüz Barlas, Orhan Barlas... Onların yazdığı şehri elbette çok sevdim. Öykülerden, anılardan Gaziantep’i okuduysanız unutamazsınız.
Adana’daki kitap fuarına da bir günlüğüne gittim ve kar yağışı İstanbul’a dönüşümü geciktirdi. Uğur Cebeci’ye durumu sorduğumda, “İyi bir otelde kalıyorsun, yemene içmene bak” nasihatinde bulundu. O dönemde Hürriyet’in genel yayın yönetmeni olan Sedat Ergin de Adana’yı anlatan kitapları okumamı hatırlattı. Hasılı neredeyse Adana’ya yerleşecektim!
Adana serüvenim bu kadar değil. İzmir’e gidecekken de İzmir’e kar yağdı, oraya da geç gittim.
İlk fuardan bugüne gelinceye kadar gelişimine tanıklık etmişseniz, Türkiye’de okur ve kitap tarihi için bazı tespitler yapabiliyorsunuz. Fuarlara önceleri sadece bizim yazarlarımız katılıyordu, sonradan yabancı yazarlar da katılmaya başladı. Fuarları anarken, aramızdan ayrılan bazı dostlarım belleğimde canlandı.
Vüs’at O.Bener, fuar açılmadan aramızdan ayrımıştı.
Sevgili, rahmetli dostum Ahmet Cemal’in İzmir’deki onur gecesinin kutlandığı bahçede yaptığım konuşma, anı defterimde.
Semih Balcıoğlu olmasaydı, Bekir Ödemiş onun adına bir ödül düzenlemeseydi ne Ürgüp’ü tanıyacaktım ne de gökyüzündeki balonları.
İlhan Selçuk da Turhan Selçuk da onur üyeliğini kazandılar; her fuarda onları anımsarım çünkü ikisinin de cenaze töreninde ilk konuşmayı ben yapmıştım, ailenin isteği üzerine.
Bursa’ya her gittiğimde Trilye’ye uğrarım.
İnci Enginün’ün söylediği müzeye giderim, Malik Aksel’in eserlerini görürüm. Ahmet Hamdi Tanpınar’ın ‘Bursa’da Zaman’ını okuduktan sonra o kenti her ziyaret edebi bir saygıdır.
Yalnız Türkiye’deki kitap fuarları mı?
Frankfurt Kitap Fuarı’nda İstanbul’dan Frankfurt’a uzayan dostluklar, Almanya’da yaşayan yazarlarla arkadaşlıklar... İtalya, Bologna’da çocukların dünyasında bizi keşfe çağıran kitaplar... Gençliğimin imza günleri; Cahit Irgat’ın, Abdülhak Şinasi Hisar’ın, Behçet Necatigil’in imzalı kitapları, küçük fuarlardan...
Kırık dökük anılar.