Güncelleme Tarihi:
Bir kitap okudum; kitaplaştırılmış bir metinler bütünü daha doğrusu. Bir saat sürdü okuması ancak hazmetmesi zaman alacak gibi.
‘Kendini Koruyan Mahalle’nin konu başlıklarının ana ekseni Hemşin’de geçiyor, bir ölümsüzlük coğrafyası, anlatısı bol, yaşanmışlığı çok. Ama burada hikâyeye dâhil olabilmeniz için bir oyun kurucuya ihtiyacınız var. Kitabın yazarı Metin Akıncı’nın hayat hikâyesinin oyun kurucusu dedesi Yusuf. Ona atfedilmiş eserde, dedesinin zorlu coğrafyadan kendine olağanüstü bir kültür yaratmış dedenin hikâyesiyle başlıyoruz serüvene. Ama bu öyle böyle değil; hakikaten yürek dağlayan türden bir hikâye ve temeli yoksulluktan başlayıp, doğa bilgeliğine giden bir insanın inanılmaz yaşamöyküsü ile örüyor çatıyı. Hayatı boyunca doğduğu topraklardan ayrılmamış Yusuf dedenin, 12 yaşındayken komşusuna iki teneke mısır karşılığında yaptığı 70 metrelik duvarın, duvar bittikten sonra geri verilen mısırın ve sonrasındaki hayat mücadelesiyle belleğini ve ambarını zenginleştiren ve kendisine o duvarı yaptırıp, yoksullaşan komşusuna kendi ambarını açan bir insanın belleklerden kazınmayacak insanlık dersinin çerçeveletip, duvara asılacak öyküsü sarsıyor benliğimi.
Sonrası yazarın hayat yolculuğunda dedesinden kalan doğa tecrübesinin kendisine kazandırdığı özgüvenle yapmaya gayret ettiği bütün işlerin izdüşümü bir hayat alanının gelişini okuyoruz. Şu anda Çinçiva köyü sınırlarındaki Çulina isimli bin yıllık yerleşkede, tek başına yaşayan, eski köy evlerinin terk edildiği bir mahalleyi yine bu tek başınalığıyla, inatla, sabırla ve azimle, tam da atalarının izinde giderek, ayakta tutma mücadelesi veren yazarın bu çetin ama coğrafyayı izah eder tavrı; karşıdaki kara yoluyla arasına 500 metre mesafe koyarak inşa ettiği ‘medeniyet’ göstergesi insan teleferiğiyle, insanlarla arasına koyduğu mesafeden doğanın asli yaşam unsuru olarak medeniyeti nasıl da yendiğini göstermesi bakımından olağan dışı bir kompozisyon çiziyor.
KAYBOLAN KÃœLTÃœRÃœN Ä°ZÄ°NDE
Yazarın hayatından geçen, zorunlu gurbet hayatıyla birlikte belki binlerce insan olmasına rağmen, kitapta izini sürdüğü ve hatıratında yer verdiği çok az sayıda insan olması onun kişisel anlamda asosyal olduğunu göstermiyor; belleğinden süzdüğü toprakla bütünleşik hayatın gerekliliğini, sadeleştirme eylemiyle hayata geçirdiğini resmediyor. Bu çok az sayıda portrelendirilen insanlar, yaşadıkları coğrafyaya artı değer kazandıran, farklı kimlikler ama hayatlarında mutlaka devrimci bir öz var. Bir taraftan bu portreleri okurken, diğer taraftan da masalsı bir coğrafyanın ve kültürünün zamana yenilmesine hayıflanıyor insan. Aslına bakarsanız içeride yaşayan için büyük bir kayıp da diyebiliriz.
Kitap; Hemşin’den, insanlardan, geleneklerden, coğrafyadan yazarın payına düşen yaşanmışlıkların bir izdüşümü. Beğenirsiniz beğenmezsiniz; kitabı bir kitabevinden değil belirli noktalardan ya da bizzat yazarın inşa ettiği, yeldeğirmenlerinden uzak mekânından temin edebilirsiniz. Belki o evrene adım atmak, siz de kitabı okuyup, giderseniz şayet farklı bir duygu bırakabilir. Coğrafyayı anlamak da bir bakıma kitabı okumanın amentüsü gibi. İnsanı sevmeyebilirsiniz ama anlamak zorundasınız.
Kitaba web satış sitelerinden veya şu adreslerden ulaşabilirsiniz: Çamlıhemşin’de Şenyuva köyünde Serender Kitap, Konaklar mahallesinde Livera Kitabevi, merkezde kırtasiye, İzmir’de Yakın Kitabevi.
KENDÄ°NÄ° KORUYAN MAHALLEÂ
Metin Akıncı
İmaj Matbaacılık, 2023
180 sayfa.