Güncelleme Tarihi:
19’uncu yüzyılın ikinci yarısında Fransa’da doruğa çıkıp Avrupa’ya yayılan Cafe Chantant modası İstanbul ve İzmir’i de etkilemiş, müzikli, danslı, içkili kafelerin Şark versiyonu diyebileceğimiz ‘cafe aman’ların (kafeşantan) doğmasına yol açmıştı. Rembetiko müziğinin doğduğu cafe aman’lar öylesine ilgi çekti ki Ayvalık, Selanik gibi liman şehirlerinde bile açıldı. Göçmenlerle Amerika’ya kadar ulaştı. Fakat merkez üssü İstanbul’da hızla modası geçti, 20’nci yüzyılın başında yerini meyhanelere bırakıp tarihe karıştı. 50 yılı bulmayan bu serüvenden geriye binlerce şarkı kaldı.
ATİNA’DA 2 BİN KİŞİ ALKIŞLADI
“Cafe aman iki açıdan çok önemliydi” diyor yaklaşık 25 yıldır rembetiko kültürünü araştıran İstanbullu müzikçi Stelyo Berber... “Liman şehirlerinde ortaya çıkması Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinden, normal koşullarda bir araya gelmesi zor müzikçilerin bu mekânlarda buluşup birbiriyle etkileşime geçmesini, yeni müziklerin ortaya çıkmasını sağladı. Rumlar, Müslümanlar, Yahudiler, Ermeniler birlikte eğlendiği için bu mekânların çokkültürlü yapısı özel bir İstanbul şehir müziği doğmasına yol açtı.”
Nüfus yapısına göre, semtlerin cafe aman müziğinde farklılık görüldüğünü söylüyor Berber. Örneğin Tatavla, yani Kurtuluş’un rembetikoları daha ritmik, kıvrak, coşkulu. Nedeni Balkan göçmeni virtüozlar...
Her ikisi de İTÜ Türk Müziği Konservatuvarı mezunu olan Stelyo Berber – Pelin Süer çifti kurdukları Cafe Aman İstanbul ile 10 yıldır bu müzik birikimini araştırıyor, seslendiriyor. Rembetikoyu İstanbul’un şehir müziği ve ses mirasının önemli unsuru olarak değerlendiriyorlar. Bu mirası Norveç’ten Fransa’ya, folktan rock festivallerine fırsat buldukları her ortamda seslendiriyorlar. 2012’de ilk albümleri ’Fasl-ı Rembetiko’ yayımlandı. Geçen kasımda Atina’nın prestijli konser salonu, 2 bin kişilik Megaron’da biletleri 15 gün önce tükenen iki konser verdiler. İstanbul’un şarkılarıyla birlikte, Yunanistan’da İstanbul’a ithaf edilen şarkıları seslendirdiler.
ŞARKIDAN SAZ SEMAİSİNE İSTANBUL AŞKI
28 Ocak’ta CRR Konser Salonu’nda yine 300 yıllık zaman diliminden seçtikleri İstanbul şarkılarıyla sahneye çıkacaklar. Ancak bu kez dans olmayacak. Neşeli Tatavla kasabikosu ile başlayıp rembetikolar, türküler, oyun havaları sunacaklar. Konserin ikinci bölümü Zaharya ve Kiriazis’in saz semaileriyle başlayıp Yesari Asım, Muhlis Sabahattin Ezgi, Kaldaras, Dervetionis gibi şehre ruhunu veren ya da sevgilerini sunan bestecilerin eserlerine uzanacak. Şarkıların düzenlemesini yedi kişilik enstrüman grubunun lideri kemancı Manolis Kottoros yaptı. Buzukici Vasilis Kasouras, Selanik’ten geliyor. Cafe Aman’ın 10’uncu yıl hedefi kendi rembetikolarını söylemek. Bunun için epeyce yol almışlar. Hayalleri ise dansı, müziği, külhanbeyi, kavgası ve çokkültürlü yapısıyla cafe aman geleneğini müzikale dönüştürüp sahneye taşımak.