Güncelleme Tarihi:
Aleksandra Mizielinska ve Daniel Mizielinski ikilisini geçen yıl Domingo Yayınevi tarafından Türkçeye kazandırılan ‘Atlas-Kıtalar, Denizler ve Kültürler Arası Bir Yolculuk Rehberi’ ile tanıdık. Eğlenceli çizimleri ve sıkıcılıktan uzak anlatımıyla ‘Atlas’ coğrafyaya ilgi duyan, haritaları incelemeyi seven, farklı yaşayış ve kültürleri merak eden çocuklar için bulunmaz bir hazine niteliğindeydi.
Bologna Ragazzi ödüllü ikili bu defa ‘Atlas’a bambaşka bir boyut katarak sıradışı bir etkinlik kitabına dönüştürmüşler. ‘Atlas Etkinlik Kitabı’ dünyanın dört bir köşesinden farklı coğrafyalardaki yaşamlara, doğal, tarihi ve kültürel zenginliklere, konuşulan dillere, yerel kıyafetlere, yemek kültürlerine, festival ve geleneklere ufak dokunuşlar yapıyor ve bunları kendi çizimlerimizle tamamlamamızı istiyor. Çocukların merakını kışkırtan dipnot tarzı kısa bilgilendirmeleri ve her yaştan okuru eğlendirebilecek çizimleriyle daha ilk sayfadan içine çekildiğimiz bir kitap karşımızdaki.
Sıradan haritalar oluşturmamız, milimetrik çizimler yapmamız beklenmiyor ‘Atlas Etkinlik Kitabı’nda. Tam tersine hayal gücümüzü konuşturarak bir Maori’nin yüzünü geleneksel dövmelerle donatabilir, Meksikalıların Ölüler Günü’ne katılarak şekerden kafatası süslemeleri yapabiliriz. Tayland’daki yüzen pazarları kuşbakışı çizebilir, bir kimonoyu içimizden geldiği gibi renklendirebilir, Everest’e çıkarken ya da mercan resiflerine dalarken yolu dilediğimizce döşeyebiliriz.
Etkinliklerin bazıları ağırlıklı olarak çizime dayalıyken bazıları daha oyun odaklı. Ama her halükârda ortak noktaları coğrafi, kültürel bir zenginlikten besleniyor olmaları. Örneğin bir labirent oyununda Yunan mitolojisinden bir figür ve onun hikâyesiyle tanışırken bir başka oyunda şehirleri onlarla özdeş anıtlarla eşleştiriyoruz. Diğer taraftan çöp adamlar çizerek oynadığımız ‘Nüfus Karşılaştırmaca’ ve benzeri oyunların çocuklar için iyi birer ölçeklendirme örneği olduğunu da ekleyelim.
Son olarak, toplam 37 etkinlik ve oyun arasında iki tanesi var ki kısa da olsa değinmeden geçemeyeceğim. ‘Gizemli Bir Ada’da sadece ana hatları verilen ıssız adamızı yollarından evlerine, dağlarından nehirlerine, bitkilerinden hayvanlarına istediğimiz gibi resmederken benzer düşüncelerden yola çıkan ‘Küresel Bir Köy’de farklı ülke ve kültürlerden gelen insanların kendilerini evlerinde hissedebilecekleri bir köy tasarlıyoruz. Bu iki çalışmayı özel kılansa başlamadan önce herkesin mutlu olabileceği, daha yaşanabilir bir dünya fikrine kafa yormamız gerektiği.