Güncelleme Tarihi:
İsmail Kemalettin Demir, 13 Mart 1910 tarihinde İstanbul’da dünyaya gelmiş. Babası savaş yıllarında seyyar hastaneler inzibat subayı olduğu için Çanakkale, Aydın, Burdur gibi şehirlerde ilköğrenimini görmüş. 1923’te Kasımpaşa’da, Cezayirli Hasan Rüştiyesi’ni bitirmiş. Aynı yıl Galatasaray Lisesi’ne girmiş ama ancak 10. sınıfa kadar okuyabilmiş. Annesinin vefatı üzerine öğrenimini bırakmak zorunda kalmış. Avukat yardımcılığı, Zonguldak Kömür İşletmeleri ambar memurluğu görevlerinden sonra gazeteciliğe başlamış. Vakit, Haber ve Son Posta gazetelerinde musahhihlik, röportaj yazarlığı ve çevirmenlik, Yedigün ve Karikatür dergilerinde sekreterlik, Karagöz gazetesinde başyazarlık ve Tan gazetesinde yazıişleri müdürlüğü yapmış. Edebiyata şiirle başlamış ve ilk şiiri ‘Bardaki Kadınlar’ 1931’de İçtihat dergisinde yayımlanmış. Yakup Sabri, Ertuğrul Şevket, İsmail Safa (Esgin), Arif Nihat (Asya) gibi genç arkadaşlarıyla beraber 1932-1934 yılları arasında Geçit dergisini çıkarmış, ki bu çıkardığı ilk ve tek dergi olmuş.
Kendisi ve yakın arkadaşlarının bir dergi veya gazete çıkarmaya güçlerinin yetmeyeceğini anlayınca çeşitli gazetelerin edebiyat sayfalarında çalışmalarıyla yer almış. Cemalettin Mahir, İsmail Kemalettin, Nurettin Demir, Ali Gıcırlı, Bedri Eser, F.M. İkinci, F.M. Duman, Murat Aşkın, Samim Aşkın, Celal Dağlar, Kemal Tahir Tipi, Kemal Tahir Benerci, Cevat Ayvatlı, İ. Ergülen, B. Ersoy ve Kemal Tahir gibi takma isimler kullanmış.
İsmail Kemalettin Demir’in gazeteciliğe başladığı 1930’larda, dönemin yayınlarında, gazetelerinde ve özellikle üniversiteli gençler arasında Namık Kemal’e karşı bir ilgi oluşmuş. Bu ilginin başlangıç noktasının 1930’da oğlu Ali Ekrem Bolayır’ın kaleme aldığı ve Maarif Vekâleti Büyük Adamlar Serisi’nden yayımlanan ‘Namık Kemal’ adlı kitap olduğu belirtiliyor.
Namık Kemal’in vatan, millet, hürriyet konusunda ortaya koyduğu coşku ve heyecanın Milli Mücadele ve ulus-inşa sürecinde oldukça etkili olduğu söylense de birçok eseri eski dönemin izlerini taşıdığı için Cumhuriyet’in ilk yıllarında yasaklanmış ya da kısıtlanmış.
Kemal Tahir’in Namık Kemal’le ilgili görüşlerinin de zamanla değiştiği anlaşılıyor. Abdullah Acehan ‘Geçit Mecmuası ve Kemal Tahir’ başlıklı makalesinde Kemal Tahir’in arkadaşlarına yazdığı bir mektubu alıntılar, o mektupta şöyle yazmış: “Sonuna kadar, ölümüne kadar vatan ve millet yolunda mücadele diyorum. Namık Kemal kadar vatanperver olalım yetişir. Bu büyük adamın feragatli adımlarını takip edeceğiz. Bu büyük adamın geçtiği yollardan geçeceğiz. Namık Kemal sabahtan akşama kadar çarpışan ve çarpışarak şerefle ölen bir vatan taburundan daha kıymetlidir.”
3 Kasım 1934’te arkadaşı Ziya İlhan’a yazdığı mektupta Geçit dergisinin dağılmasını anlatır, İdris Ahmet’ten yakınırken de şöyle yazmış: “Ya İdris’e ne diyelim. Dördüncü nüsha için getirdiği yazılardan biri ‘Namık Kemal Vatanperver Değildi’ isimli idi. Rica ederim Ziya İlhan bu kadar derbederlik bize yakışır mı?” Kemal Tahir’i 1936’da ‘Namık Kemal İçin Ne Diyorlar’ adlı kitabında tamamen ters bir anlayışta, yani İdris Ahmet’le aynı görüşte buluyoruz.
Mehmet Güven Avcı’nın hazırladığı ‘1936 Model Gençler’ adlı çalışmada bu Namık Kemal tartışmalarına ve Kemal Tahir’in nasıl katıldığının öyküsüne tanık oluyor, ‘Namık Kemal İçin Ne Diyorlar’ adlı broşürün tam metnini ve bu broşürün ardından çıkan tartışmalara cevap olarak yine 1936 yılında Kemal Tahir’in Ahmet Cevat ve Suat Derviş ile yayımladığı ‘1936 Modeli Gençler ve Zavallı Peyami Safa’ adlı broşürde yer alan Kemal Tahir’in ve Ahmet Cevat’ın makalelerini okuyoruz. Keşke telif hakkı sahipleri izin verseydi de Suat Derviş’in makalesi de kitapta yer alsaydı.
Kemal Tahir’in dünya görüşüyle birlikte Namık Kemal hakkındaki düşüncelerinin değişmesinin de 1930’ların ortasından itibaren Nâzım Hikmet ve Kerim Sadi gibi sol görüşlü yazarların çevresine katılması ve onların görüşlerini paylaşmasından kaynaklandığını anlıyoruz. Nâzım Hikmet - Peyami Safa polemiklerinde o sırada gündeme gelen Namık Kemal konu edilmiş. Birçok yazar bu polemiğe dahil olmuş. Avcı’nın belirttiği gibi Peyami Safa’nın ve Milli Türk Talebe Birliği (MTTB) çevrelerinin başını çektiği Ergun Göze, Nihal Atsız gibi bir grup yazar Namık Kemal ilgisini hoş karşılamış. Nâzım Hikmet ve Kerim Sadi gibi sol görüşlü yazarların ağırlıklı olduğu bir grup ise Namık Kemal’in söylendiği gibi padişah karşıtı ya da hürriyet âşığı olmadığını belirtip gençlerin ‘asıl hürriyetperverlere’ ilgi duyması gerektiğini savunmuş. Kemal Tahir de tartışmada taraf oluşturan Vâ-Nû, Peyami Safa, Falih Rıfkı Atay ve Nâzım Hikmet gibi dönemin önemli edebiyat ve düşünce insanlarıyla anket adı altında kısa röportajlar yapmış ve bunları ‘Namık Kemal İçin Ne Diyorlar’ broşüründe toplamış. Ardından bu broşüre karşı MTTB’den yine bir broşür yayımlayarak gelen eleştirilere de ‘1936 Modeli Gençler ve Zavallı Peyami Safa’ adlı broşürde cevap vermişler.
Mehmet Güven Avcı’nın ‘1936 Model Gençler’ adlı çalışması bize Namık Kemal hakkındaki tartışmaları anımsatırken Kemal Tahir’in gazeteci olarak başladığı yazı hayatında yaşadığı düşünsel değişime ve döneme şahitlik etmemizi de sağlıyor. Aynı zamanda Kemal Tahir’in ilk eserleri olan ‘Namık Kemal İçin Ne Diyorlar’ ve ‘1936 Modeli Gençler ve Zavallı Peyami Safa’ adlı kitaplarını 87 yıl sonra, yeniden okurla buluşturmuş oluyor.