Kelimelerin ötesi

Güncelleme Tarihi:

Kelimelerin ötesi
OluÅŸturulma Tarihi: Nisan 09, 2020 17:26

Semih Tezcan’ın ‘Topkapı Sarayı Oğuznamesi’ adlı çalışması, Dede Korkut ile Oğuznameler arasındaki ortaklıkları görmek açısından değerli bir eser. Dilbilimle uğraşanlar için örnek bir çalışma ‘Topkapı Sarayı Oğuznamesi’. Şiir, dil, felsefe, tarih ile uğraşanlar açısından ise kılavuz bir kitap.

Haberin Devamı

Dil üzerine çalışmak gramer bilgisini aşar ve farklı disiplinlere yayılır. Geniş bir coğrafyada ve uzun bir zaman diliminde hayatla yoğrulan Türkçe ve onun temel metinleri üzerine çalışmak ise her zaman ‘çetin’ bir iştir. O metinlerden birisi de Dede Korkut kitabına kaynaklık eden ve onunla benzer izler taşıyan ‘Oğuzname’lerdir. Şu ana kadar tespit edilmiş toplam 13 yazması vardır ve Berlin, Paris, St. Petersburg, Topkapı Sarayı Oğuznameleri eksiksizdirler.
‘Türkçenin yatay ve dikey olarak yalnız sözvarlığına değil, çağlar boyu Türkçe düşünme ve söyleme mantığına hâkim’ Semih Tezcan’ın ‘Topkapı Sarayı Oğuznamesi’ adlı çalışması, Dede Korkut ile Oğuznameler arasındaki ortaklıkları görmek açısından değerli bir eser.
Bir yazma metni bugünkü dile aktarmak bile oldukça dikkat ve hüner ister. Türkçenin ‘çözülmemiş/ çözülemeyen bilmeceleriyle zihin bileyen güç bir metni onararak’ yayımlamak ise hem uzun yıllarda edinilmiş bilgi hem de yorum cesareti gerektirir. ‘Onarmak’ dilbilimin sadece teknik yönünü değil felsefi ve etimolojik yüzünü de içerir. Bilimsel yöntem kılı kırk yaran titizlikle at başı gider. Özellikle İstanbul’un fethi sonrasında, ‘Ortadoğu’da hüküm sürmekte olan hanedanlar için soyağaçları düzenlenmeye’ başlaması göz önünde tutulduğunda, Oğuznamelerin salt dile bağlı birer edebi metin değil, politik metinler olduğu da gün yüzüne çıkar. Bu gerçeklik araştırmacının dikkatini tarihe de çevirmesini gerektirir. Semih Tezcan metni dil yönünden değil, tarih açısından da onarmaya girişir kaçınılmaz olarak.
Divani kırması (çetin bir yazı stilidir) ile yazılan ‘Topkapı Sarayı Oğuznamesi’, ‘Oğuz Kavmine Övgü’ ile başlar ve bazı lejantları Dede Korkut’ta görülen hikâye ve isim parçacıklarıyla örülür. İlk kez Rıdvan Nazif Ergüer tarafından keşfedilen bu metin, Tezcan’ın tespitiyle yazık ki doğru bir şekilde yayımlanamamıştır. Bu bağlamda Semih Tezcan, önceki yayınları da ‘tamir’ etmiştir. Yazı Aktarımı ve Dizimli Metin yanında konuyla ilgili zengin bir kaynakça ve dizin içeriyor Tezcan’ın kitabı. Metnin ana iskeleti yanında hikâyenin kesintisiz akışıyla da buluşabiliyoruz.
Dilbilimle uğraşanlar için örnek bir çalışma ‘Topkapı Sarayı Oğuznamesi’. Şiir, dil, felsefe, tarih ile uğraşanlar açısından ise kılavuz bir çalışma. Çünkü yazar, hem metnin orijinalini hem de bugünkü anlamı verirken, neredeyse kelime kelime etimolojik bir kazıya soyunuyor. Böylece bugün kullandığımız pek çok kelimenin serüvenini izleyebiliyoruz. Anlam yitimleri zamanla nasıl yoğruluyor onu görüyoruz. Mesela ‘budak’ kelimesinin ‘nesil, soy’, insan azmanı anlamındaki ‘ademiler evreni’ tanımlamasının metinlerarası yayılımına şahitlik ediyoruz. Sabri Koz’un titiz editörlüğü eşliğinde çalışmanın detaylı derinliğine dalıyoruz.
Dilin ve onun kelimelerinin her zaman canlı ve kurucu unsur olduğunu idrak etmek için Semih Tezcan’ın Arapçadan Farsçaya, şiirden tasavvufa, tarihten mitolojiye, folklordan dilbilime geçişlerini ‘Topkapı Sarayı Oğuznamesi’nden okumak başlı başına bir şans.

TOPKAPI SARAYI Â

Kelimelerin ötesi

OÄžUZNAMESÄ°

Semih Tezcan
Yapı Kredi Yayınları, 2020
308 sayfa, 32 TL.

 

BAKMADAN GEÇME!