Güncelleme Tarihi:
Başlangıçta iki ahşap köşktü. Müzik eğitimine öncelik veren genç Cumhuriyet’in başkentte açtığı ilk eğitim kurumları arasındaydı. Ankara Hukuk Fakültesi’nden bile önce, 1924’te eğitime başlamıştı. Musiki Muallim Mektebi’nin 12 öğrencisi hızla çoğaldı. Yapının çağdaş müzik eğitimine yetersiz kaldığı görülünce 373 bin TL bütçe ayrıldı. Avusturyalı mimar Ernst Arnold Egli’nin tasarladığı, sahnesi, prova odaları, derslikleri, yatakhanesiyle modern konservatuvar inşa edildi.
Ahşap köşklerin yanı başında yükselen yeni bina 1929’da hizmete girdi. Eklemelerle genişletilen, 1936’da Ankara Devlet Konservatuarı’na (ADK) dönüştürülen yapı kültür tarihimiz açısından pek çok önemli olaya tanıklık etti. İlk Türk operası Özsoy burada hazırlandı, Cumhuriyet’in müzik politikasını belirleyen raporlar odalarında tartışıldı; Anadolu’nun ses hazinesini belgeleyen Bela Bartok - Adnan Saygun derlemelerine ev sahipliği yaptı, odalarından, koridorlarından Ulvi Cemal Erkin, Adnan Saygun, Necil Kazım Akses, İlhan Usmanbaş, Paul Hindemith, Bela Bartok, Aaron Copland gibi besteciler geçti.
ADK’nın 1983’te yeni kampusa taşınmasıyla boşaltılan bina ertesi yıl Milli Emlak tarafından Mamak Belediyesi’ne verildi. Konser salonu nikâhlara, giriş katındaki derslikler pide-lahmacuncuya tahsis edildi. Kapısındaki demir parmaklıklarda Musiki Muallim Mektebi’nin simgesi 3 M harfinin bugün de görülebildiği tarihi konservatuar günümüzde de Mamak Belediyesi’nin hizmet binası. Müzik tarihi müzesine dönüştürülmesi yolunda başlatılan tüm girişimler sonuçsuz kaldı.
AĞIT YERİNE ANILAR
Tarihi yapıda 1968’den itibaren öğrenim gören, sonrasında ders veren besteci Turgay Erdener, “Cebeci Konservatuarı, Köy Enstitüleri ile birlikte Cumhuriyet’in aydınlanma hamlesinin iki öncü kurumundan biridir. Müzik ve mimarlık açısından anıtsal özellik taşır. Müze yapılmalıydı” diyor. Bir zamanlar Mithat Fenmen’le piyano çalıştığı dersliğin kapısında ‘Kebap Salonu’ tabelasını görünce çok üzüldüğünü anlatıyor.
RADYO 3’TEN NAKLEN YAYIN
‘Cebeci Monologları’nın ikincisi 2016’da Melih Balçık’ın talebi üzerine gündeme geldi. Yılların kontrbasçısı, MSGSÜ Konservatuarı öğretim üyesi Balçık 60’ıncı yaşını CSO ile vereceği konserle kutlayacaktı. Erdener’den orkestra eşlikli eser talep etti. “Bana şarkı söylet, fakat herkesin çalamayacağı kadar zor bir eser olsun” dedi. Aynı yıl seslendirilmesi gereken eser henüz tamamlanmadı...
Dizinin üçüncü bestesini ateşleyen fikir, şef Burak Tüzün’ün ADK mezunu virtuozlarla konser düzenleme girişimiydi. Erdener’den eser talep etti. CSO Çello Kuvarteti için önce yaylı çalgılar dördülü yazan besteci daha sonra fikrini değiştirdi. Orkestra eşlikli eser yazdı. ‘Cebeci Monologları -3’ün ilk seslendirilmesi 19 Mart’ta İzmir’de CSO Kuvartet ve Rengim Gökmen yönetimindeki Karşıyaka Oda Orkestrası’nca yapıldı.
Turgay Erdener, 13 dakikalık eserde dinleyiciyi 1970’lerin Cebeci’sine götürüyor, Vivaldi müziğinin yankılandığı konservatuar koridorlarında gezdiriyor, dışarıda 12 Mart ve 12 Eylül trampetleri çalınırken okulda notalara gömülmüş nahif gençlerle tanıştırıyor, onların çocuksu coşkusuna ve umutlarına ortak ediyor.
“Seriyi en az 10’a ulaştırmayı düşünüyorum” diyor besteci. Bir sonraki eseri yine orkestra için. Muhtemelen solist görevini bir nefesli saz üstlenecek. 12-13 Nisan’daki konserde CSO, Cebeci Monologları-3’ün yanı sıra Akın Eti’nin ‘Anadolu Türkülerinden Düzenlemeler’, Yalçın Tura’nın ‘Oyun Havaları’nı seslendirecek. Konserin diğer solisti kemancı Hasan Tura. 12 Nisan’daki konser saat 20.00’den itibaren TRT Radyo-3’ten canlı yayımlanacak.
SON 24 SAATTE YAŞANANLAR