‘Karelerimin içi doludur’

Güncelleme Tarihi:

‘Karelerimin içi doludur’
Oluşturulma Tarihi: Ekim 03, 2018 15:31

Renkli, gösterişli ve hareketli kadın figürlerinin yer aldığı tablolarıyla tanınan usta ressam Mustafa Ayaz’ın sanat hayatının 50 yılının izini süren retrospektif sergisi İş Sanat Kibele Galerisi’nde açıldı. DNA’sını çizimlerine yansıttığını söyleyen Ayaz, sergisini ve resme bakış açısını anlattı.

Haberin Devamı

Marangoz, nalbant, öğretmen ve tanınmış ressam... 80 yaşındaki Mustafa Ayaz’ın elinden birçok iş geliyor. Boşuna “Benim elim geveze” demiyor. Resim yolculuğu soyuttan figüratife evrilen Ayaz, eserlerinde genellikle başköşeye oturttuğu kadın figürü ve kimi zaman çevresinde yer alan kendi portresiyle hem kadın-erkek ilişkilerine göndermelerde bulunuyor hem de sürekli anlattığı gösterişli bir kadın imgesini vurguluyor. Ayaz’ın görkemli ve renkli kadınlarını 3 Kasım’a kadar İş Sanat Kibele Galerisi’nde görebilirsiniz.

Bu sergi sizin İstanbul’da açılan en kapsamlı serginiz, değil mi?
İstanbul’da birçok sergim açıldı. 1990’da da Atatürk Kültür Merkezi’nde açılmıştı. Ancak bu en büyük sergim ve çok daha görkemli olacağına inanıyorum. Bilemiyorum, yaptıklarım sanatseverler tarafından takdir görecek mi... Benim bir takım eksikliklerim, farklılıklarım elbette var. Onu da sanatseverlerin hoşgörüyle karşılayacağını umuyorum. İş Sanat Kibele Galerisi sağ olsun beni çok mutlu etti.

Haberin Devamı

Serginizi hazırlarken kronolojik bir sıra mı izlediniz?
Bir sıralama elbette var, ancak her yıldan bir eser yok, zira çok üreten bir ressamım. 4 bini aşkın eserim, 10 binin üzerinde motif çizimlerim var. 1960’lı yıllarda başlayan soyut dönemimde çizgi, yüzey, hacim bir arada yeni bir sentez oluşturmuştu. 70’li yıllarda çizgi ön plana çıktı. 80’den sonra adım adım çizgi, yüzey, hacim kontrastlığı belirgin biçimde gelişmeye başladı. Özellikle 2000’li yıllarda bu husus çok belirgin ve vurgulayıcı bir duruma geldi. Kare, dikdörtgen ve siyah zeminde beyaz çizgisel kontrastlığı net bir şekilde Mustafa Ayaz kişiliğini oluşturdu. Bu detayların hepsini sergide izleyebileceksiniz.

Resimlerinizde kendi figürünüz artık bir imzaya dönüştü ve yeni eserlerinizde daha da büyük yer alıyor. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?
Bu soru bana hep soruluyor, özellikle de tablolarımı satın alanlar... Özgür bir sanatçı, hiçbir etki altında kalmadan DNA’sını, zevklerini, bilinçaltını eğer ressam samimiyse çizdiklerine yansıtır. Başkalarının etkisi altında kalmıyorsa bu dediğimi unutmayın. Ama itiraf etmeliyim ki o yüz figürünü neden tercih ediyorum ya da neden kendimi çiziyorum bunu ben de bilmiyorum. Bu “Senin ses tonun neden böyle?” diye sormak gibi bir şey, onun da nedenini bilemiyorum. Bilinçaltım beni buna yönlendiriyor. O motif sevilince ben de neredeyse tüm eserlerimde değişik formlarda tekrarladım. Bu süreçte ben de kendimi sevdim. Fransız bir devlet adamına çok sık resim satardım, o bana, resme bakıp eğer bulamazsa “Mustafa Ayaz nerede?” diye sorardı. Ben de şakasına “Mustafa Ayaz every where” (Mustafa Ayaz her yerde) derdim.

Haberin Devamı

Resimlerinizde rubik küp, bulmaca gibi motifler var. Birçok geometrik şekli kullanıyorsunuz ancak kareyi daha sık görüyoruz eserlerinizde. Bir sebebi var mı?
Karelerin bende yeni olduğu söyleniyor oysa soyut tablolarıma bakanlar kare formlarını görecektir. Ancak bunun da nedenini bilmiyorum. Picasso’ya soruyorlar, “Üstat bu işin sırrı nedir?” diye. O da “Bilseydim söylemezdim” diyor. O hesap. Keza bir sanatçının yaptıklarının hesabını vermesi diye bir şey olamaz. Karelerimin içi doludur... Seviyorum ben işte ve özgürce çizmekten de mutluyum. Bunlar kişiliğimi yansıtıyor. Eklemek isterim ki kimse benim eserlerimi birebir çizemez.

Özellikle kadın figürüne eğilmenizin bir nedeni var mı?
Dikkatimi çeken her türlü nesnel ve düşünsel konu benim ilgi alanım. Özellikle kadın duruşu ve oturuşu resme ilk başladığımdan bu yana ilgimi çekmeye devam ediyor. Kadın benim vazgeçemediğim konuların başında gelir. Dans eden, oturan, çiçek veren, çiçek alan gibi kadın öğesini birçok formda ele alabilirim. Ancak resimde konu bir bahanedir. Önemli olan sanatsal değerdir.

Haberin Devamı

Eski röportajlarınızda sık sık Picasso’dan alıntı yapıyorsunuz. Kadınlara, hayata ve resme bakış açınızın kesiştiği noktalar da var. Picasso’nun sizdeki yeri nedir?
Aman efendim, Picasso’dan nasıl söz etmeyeyim. Öyle laflar etmiş ki her şeyi anlatıyor. Çok zeki bir adam. Resim açısından benzemeyiz ancak hayata bakış açımızın benzediği noktalar doğrudur. Bir de herkes beni bir başkasına benzetmeye çalışmıştır ancak ben Mustafa Ayaz’ım.

Bundan sonra neler yapmayı planlıyorsunuz?
Ölene kadar çizeceğim. Hâlâ günde en az 3 saat atölyemde çalışıyorum. İyi şeyler olacak. İstiyorum ki Allah bana 3-5 sene daha ömür versin, müzemi ve eserlerimi sağlama alabileyim.

Haberin Devamı

Mustafa Ayaz’ın retrospektif sergisi 3 Kasım’a kadar İş Sanat Kibele Galerisi’nde.

 

BAKMADAN GEÇME!