Güncelleme Tarihi:
Sergilerin karakutusu olsa ardında kalanlara hangi ipuçlarını bırakırdı? Kanıksadıklarımızı fark etmemizi sağlayarak bizi özgürleştirebilir miydi? Burcu Bilir, bir gerçeklikler mekanizması olarak değerlendirdiği ‘Karakutu’yu, Mixer Sanat Galerisi’nde küratörlüğünü üstlendiği sergiye başlık olarak belirledi. Murat Han Er, Zehra Doğan, Haydar Akdağ, Burcu Pek, Berka Beste Kopuz ve Volkan Parlak’ın farklı medyumlardaki işlerinden oluşan sergi, yok oluşun ardındaki gerçekleri barındırma özelliğiyle karakutuyu, varoluş sorgulaması üzerinden tartışmaya açıyor.
Murat Han Er’in sergide ‘Mavi Baskı Serisi’nden kâğıt üzerine baskı çalışmaları yer alıyor. Sanatçının uyguladığı teknik ile elde ettiği renk tonu, fotoğraflardaki manzaralar üzerinde bir hâkimiyet kurmuş. Bu manipülasyonun arkaplanında ise yine insanın sınırlar çizdiği ve tahrip ettiği alanlara tanıklık ediyoruz. Murat Han Er’in burada sergilenmeyen diğer bazı serilerinde de tek renk hâkimiyeti ön plana çıkıyor. Bu serilere tek tek hâkim olan renkler, sanatçının arkasında bırakacağı karakutuda izlerini sürmemiz ve ardını merak edeceğimiz bir meseleye dönüşebilir.
Yırtık haritaları, dikiş ve çeşitli tekniklerle birleştiren Zehra Doğan, bir yapbozun parçalarını, yer yer onarım izlenimi de yaratarak bir araya getiriyor. Fakat sanatçının onarım eylemi, haritaları ilk durumuna getirmenin peşinde olduğunu hissettirmiyor. Özenle kurgulanmış bu dikişler, sanatçının farklılıklar için çeşitli alanlar yaratma eğiliminin bir sonucu olarak da izlenebilir.
İktidarın, kâğıt üzerinde el yordamı ve çıkarlar üzerinden çizdiği sınırlara Haydar Akdağ, dengeleri oynatacak bir yorumla karşılık veriyor. Dünya üzerindeki dokuz farklı stratejik noktayı dikiş ve kolaj tekniğiyle, yine dünyanın alışık olduğumuz daire formu içerisinde bir araya getiriyor. Bu çeşitlemelerin düzgün bir daire formu içerisinde kalması, Akdağ’ın “Başka bir dünya mümkün mü?” sorusu çerçevesindeki arayışlarını da betimliyor olabilir. Sanatçı, tansiyonun yüksek olduğu politik gündeme, radikal müdahalelerde bulunarak, bu gerginliği esnetmeye çalıştığını hissettiriyor.
AKM’DEN İZLER
Burcu Pek, ‘Freefallers’ serisinde insanı bütün unsurlardan arındırarak tek başına bir düşüş içerisinde resmetmiş. Fakat bu düşüş, yokluğa ya da bilinmeyene gidiştense özgürleşen bir devinim içerisinde. Bu seriden rastlantısal bir şekilde çıkan çeşitli kolaj çalışmalarında sanatçı, özgür figürünü zemininden koparıyor ve sınırlar içerisine taşıyor. ‘Bir Avuç Toprak İçin’ adlı enstalasyonunda ise izleyiciyi de fiziksel olarak sınırlandırarak ona bir gerçeklik sunma eğiliminde.
Berka Beste Kopuz, fotoğraf üzerine dijital müdahalede bulunduğu çalışmalarında, insanı yutan kentsel yapıların röntgenini çekmeye çalışıyor. Ardındaki bireylerin bu yapılar içerisindeki izini sürerken yapılaşmanın soğuk iskeletiyle karşı karşıya kalıyor.