Güncelleme Tarihi:
Son dönemlerde çokça rastladığım, özel üniversitelerin özel müzelerle işbirliği yaparak senkronize olmaya başlamasının sanat sektörünün gelişimi açısından çok önemli olduğunu düşünüyorum.
Bunun çarpıcı ve önemli örneklerinden biri, şu günlerde Sabancı Üniversitesi Sakıp Sabancı Müzesi’nde devam eden ‘Dün Bugün İstanbul’ sergisi.
Sabancı Üniversitesi’nde öğretim görevlisi ve sanatçı Murat German, yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen herkese açık çağrı yapıyor ve oluşan seçki ile Sabancı Müzesi’nde kapsamlı bir sergi açıyor. Müze ekibinden arkadaşlar eşliğinde sergiyi gezerken önce Sabancı koleksiyonuna ait müzenin teşhirinde olmayan ilk Paris’e giden sanatçılardan başlayan bir seçki geziyoruz, sonrasında Murat Germen’in düzenlediği ‘Dün, Bugün İstanbul’ sergisini.
Murat Germen, serginin fikri altyapısını şöyle anlatıyor: “Yolu Sabancı Üniversitesi’nden geçen bu 22 sanatçıya yaptığımız çağrı öncesi niyetimiz, Sabancı Üniversitesi’nin ‘birlikte yaratmak ve geliştirmek’ düsturunu takiben, kadim ama yorgun İstanbul için neler yapabiliriz, onu keşfedebilmekti. Çoğulcu ve sorgulayıcı bir yaklaşım ile bugünlere geldik. ‘Dün Bugün İstanbul’ adlı sergide de bu yaklaşımın izini görüyoruz. Sanatçıların kendi iradelerinin ürünü olan işler birbirine benzemiyor; ancak konuşuyor ve birbirlerini tamamlıyorlar: İstanbul’u önemsiyor, ‘Acil yardım çağrısına nasıl cevap verebiliriz, bu kente biricikliğini nasıl tekrar kazandırabiliriz?’ sorularına cevap arıyorlar.”
Sergiyi gezerken sizi kimi zaman tarihi dokulara verilen tahribata götürüyor ve bir hüzne kapılıyorsunuz, kimi zaman da bu şehirde yaşamış Agop Zilciyan gibi önemli sanatkâr-zanatkâr aileleri ağırladığını hatırlatıyor.
“Erişilebilir bir sergi, erişilebilir bir İstanbul” sloganı, serginin hem sunumunu hem de vizyonunu oluşturuyor. ‘Dün Bugün İstanbul’ sergisi; Ahu Akgün, Aslı Narin, Begüm Yamanlar, Beril Ece Güler, Burak Dikilitaş, Canan Erbil, Cemre Yeşil Gönenli, Deniz Ezgi Sürek, Didem Erbaş, Ege Kanar, Eren Sulamacı, Eser Epözdemir, Korhan Karaoysal, Mekânda Adalet Derneği, Neslihan Koyuncu Bali, Nora Bryne, Onur Özen, Örsan Karakuş, Serkan Taycan, Sıla Ünlü İntepe, Sinan Tuncay ve Zeynep Kaynar’ın eserlerini bir araya getiriyor.
Sanatçılar dünü, bugünü düşünerek kentin mevcut durumuna dair bazı tespitler yapıyor ve İstanbul’un geleceğini izleyiciye düşündürüyor.
Murat Germen’in biraz da kendini dışarıda tutmak istercesine giriş koridorunda sergilediği fotoğraflarıyla başlıyor sergi. Özellikle pandeminin ilk günlerinde sokağa çıkma yasaklarının başladığı dönemlerde İstanbul’un ikonik mekanlarındaki terk edilmişliği fotoğraflamış. Bu terk edilmişliğe bugün artık yok edilen, bu yok edilişle ortak hafızamızdan da silinmeye çalışılan mekânlar eşlik ediyor.
Serginin bir diğer çarpıcı işi ise Ahu Akgün’ün ‘Vitaspirit’i. 7 Nisan 2018’de 225 metre uzunluğundaki dökme yük gemisi Vitaspirit’in Hekimbaşı Salih Efendi Yalısı’na çarparak parçalamasını hatırlatan iki yağlıboya tablodan olan yerleştirmesi. Devasa gemi ve karşısında küçücük kalan tarihi yalı. Kanal İstanbul projesinin çıkış gerekçelerinden biri olan bu olay sergideki diğer işlere de yol gösteriyor adeta.
İstanbul’un su sorunundan kentsel dönüşümün çarpıklıklarına, mültecilere, yabancılaşmaya, kenti paylaştığımız diğer canlılara kadar pek çok konuda izleyiciyi düşünmeye ve sorgulamaya yönelten bir sergi. İstanbul’un yakın tarihine mercek tutuyor ve zihinsel bir yolculuğa da teşvik ediyor.
‘Dün Bugün İstanbul’ 28 Kasım’a kadar Sabancı Müzesi’nde.