Jo Nesbo’dan bir intikam romanı: Oğul

Güncelleme Tarihi:

Jo Nesbo’dan bir intikam romanı: Oğul
OluÅŸturulma Tarihi: Ekim 29, 2020 15:30

İskandinav polisiye edebiyatının kralı Jo Nesbo meşhur serisi ‘Harry Hole’dan bağımsız yayımladığı ‘Oğul’da okuyucusunun beklentilerini bir kere daha karşılıyor. Bu kez önümüzde; Oslo’nun yolsuzluğa batmış hiyerarşisinin ortasında piyon olarak kullanılan sıradışı bir mahkûmun intikam için yola çıkış hikâyesi var.

Haberin Devamı

Hennig Mankell ve Stieg Larsson’dan sonra İskandinav polisiye edebiyatının hüküm süren kralı Jo Nesbo bu sefer ‘Oğul’la okuyucularının karşısında. Hayranları için şunu söylemeli; Nesbo tüm dünyada kendisine hak ettiği ünü kazandıran ‘Harry Hole’u dinlendiriyor. Seriden bağımsız yayımlanan kitap yine bildiğimiz karanlık Oslo’da geçiyor. Yazarın polisiye-suç kurgusunda edebi bir fenomen olmadan önce yaptığı rock müziğinin tınıları bu kitapta da hissediliyor. ‘Oğul’ her sayfasıyla agresif, enerjik ve aşırı şiddetle insanın nabız atışlarını yükseltiyor.
Kitap adını aldığı ‘Oğul’un Norveç’in en korunaklı hapishanesindeki hücresinde açılıyor. Oslo’da işlenen iki cinayeti üstlenen Sonny Lofthus, Oslo’nun suç lideri ‘İkiz’ tarafından yönetilen polis memurları, avukatlar, hapishane yetkilileri, mafyanın kontrolüne geçmiş çaresiz bir pedofil rahibi gibi karmakarışık yozlaşmış aktörler ağının merkezinde bulunan bir piyon. Nesbo sürekli eroin etkisindeki kahramanını diğer mahkûmların günahlarını kendi üstüne almaya hazır, elleriyle onları iyileştiren bir mahkûm olarak tanıtıyor. Dini referanslarla dolu kitapta Mesih gibi, o da başkalarının günahlarından dolayı acı çekiyor ve onların kimselere anlatmadığı günahlarını dinleyerek kurtuluşu sunuyor.
Arka planda ise umut vaat eden güreşçi ve çalışkan öğrenci Sonny’nin, polis memuru babasının emniyetteki ‘köstebek’ olarak karıştığı yolsuzluğu itiraf eden bir not bırakıp intihar etmesi ve annesinin harap olması yatıyor. İşte bu oğul, başarılarla dolu hayatını geride bırakıp eroine başlayınca kendini Oslo’nun kötülük ağının içinde buluyor. İşlemediği cinayetleri üstüne alırsa, hapishane sistemi içinde bile olsa ona eroin sağlamaya devam edilebileceği konusunda bir anlaşma yapıyor. Anlaşma, babasının aslında öldürüldüğünü öğrenmesiyle bozuluyor. Önce ustaca bir planla kaçmayı başarıyor oğul ve ardından babasının katili olduğunu düşündüğü kişileri öldürmeye başlıyor. Eski arkadaşı Ab Lofthus’un oğlunun hapishaneden kaçışıyla seri cinayetler arasında bağ kuran yaşlı komiser Simon Kefas ise Sonny’yi ‘İkiz’ tarafından yakalanmadan önce bulmaya çalışıyor. Kitap Sonny’nin işlediği cinayetlerle Simon’ın soruşturmasını eşzamanlı anlatarak gizemin dozunu artırıyor.
3 milyonu, nüfusu 5.5 milyon civarında olan memleketi Norveç’te olmak üzere dünya çapında 25 milyon kitabı satılan Jo Nesbo, Harry Hole serisinde bile aynı kitabı asla iki kez yazmaz. ‘Kızılgerdan’da Norveç’in Nazi dönemi ve ardılları Neo-Nazileri inceler, ‘Kardan Adam’da Stephen King’le yarışabilecek bir korku romanı çıkarır, ‘Leopar’da Norveç’ten Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne taşınan bir aksiyon vardır... Anlatısını daima heyecanı ateşleyerek verir. Yalnız alkolik Harry’nin karmaşık ruh halinin dehlizlerini açmayarak, Harry’yi okuyucusuna uzaktan izletir. Nesbo’nun odağı, ‘Oğul’da değişiyor. Bu sefer yazar okuyucunun, iyi ya da kötü tüm karakterlerin içine girmesine izin veriyor.
Nesbo iyiyle kötüyü, günahla kefareti ele alıyor ama ahlaki belirsizliğe de izin veriyor. Son ana dek Simon’ın Sonny’yi yakalamak isteyen kişi mi yoksa onunla intikamı sonuna kadar götürecek kişi mi olmak istediği belirsizliğini koruyor. Oslo’nun sokak yaşamı hakkında doğaüstü bir bilgiye sahip suç beyninden dedektife içgörüler sunan çalışkan ofis temizlikçisine, akıllı yerel polislerce zekice alt edilen FBI tarzı oluşum Kripos’un beceriksiz ajanlarından âşık olunası kadınlara kadar iyi çizilmiş karakterleriyle Nesbo, okuyucusuna zevkle okuyacağı bir roman hediye ediyor. Şimdi kanı bol bir hasat zamanı...Hennig Mankell ve Stieg Larsson’dan sonra İskandinav polisiye edebiyatının hüküm süren kralı Jo Nesbo bu sefer ‘Oğul’la okuyucularının karşısında. Hayranları için şunu söylemeli; Nesbo tüm dünyada kendisine hak ettiği ünü kazandıran ‘Harry Hole’u dinlendiriyor. Seriden bağımsız yayımlanan kitap yine bildiğimiz karanlık Oslo’da geçiyor. Yazarın polisiye-suç kurgusunda edebi bir fenomen olmadan önce yaptığı rock müziğinin tınıları bu kitapta da hissediliyor. ‘Oğul’ her sayfasıyla agresif, enerjik ve aşırı şiddetle insanın nabız atışlarını yükseltiyor.
Kitap adını aldığı ‘Oğul’un Norveç’in en korunaklı hapishanesindeki hücresinde açılıyor. Oslo’da işlenen iki cinayeti üstlenen Sonny Lofthus, Oslo’nun suç lideri ‘İkiz’ tarafından yönetilen polis memurları, avukatlar, hapishane yetkilileri, mafyanın kontrolüne geçmiş çaresiz bir pedofil rahibi gibi karmakarışık yozlaşmış aktörler ağının merkezinde bulunan bir piyon. Nesbo sürekli eroin etkisindeki kahramanını diğer mahkûmların günahlarını kendi üstüne almaya hazır, elleriyle onları iyileştiren bir mahkûm olarak tanıtıyor. Dini referanslarla dolu kitapta Mesih gibi, o da başkalarının günahlarından dolayı acı çekiyor ve onların kimselere anlatmadığı günahlarını dinleyerek kurtuluşu sunuyor.
Arka planda ise umut vaat eden güreşçi ve çalışkan öğrenci Sonny’nin, polis memuru babasının emniyetteki ‘köstebek’ olarak karıştığı yolsuzluğu itiraf eden bir not bırakıp intihar etmesi ve annesinin harap olması yatıyor. İşte bu oğul, başarılarla dolu hayatını geride bırakıp eroine başlayınca kendini Oslo’nun kötülük ağının içinde buluyor. İşlemediği cinayetleri üstüne alırsa, hapishane sistemi içinde bile olsa ona eroin sağlamaya devam edilebileceği konusunda bir anlaşma yapıyor. Anlaşma, babasının aslında öldürüldüğünü öğrenmesiyle bozuluyor. Önce ustaca bir planla kaçmayı başarıyor oğul ve ardından babasının katili olduğunu düşündüğü kişileri öldürmeye başlıyor. Eski arkadaşı Ab Lofthus’un oğlunun hapishaneden kaçışıyla seri cinayetler arasında bağ kuran yaşlı komiser Simon Kefas ise Sonny’yi ‘İkiz’ tarafından yakalanmadan önce bulmaya çalışıyor. Kitap Sonny’nin işlediği cinayetlerle Simon’ın soruşturmasını eşzamanlı anlatarak gizemin dozunu artırıyor.
3 milyonu, nüfusu 5.5 milyon civarında olan memleketi Norveç’te olmak üzere dünya çapında 25 milyon kitabı satılan Jo Nesbo, Harry Hole serisinde bile aynı kitabı asla iki kez yazmaz. ‘Kızılgerdan’da Norveç’in Nazi dönemi ve ardılları Neo-Nazileri inceler, ‘Kardan Adam’da Stephen King’le yarışabilecek bir korku romanı çıkarır, ‘Leopar’da Norveç’ten Demokratik Kongo Cumhuriyeti’ne taşınan bir aksiyon vardır... Anlatısını daima heyecanı ateşleyerek verir. Yalnız alkolik Harry’nin karmaşık ruh halinin dehlizlerini açmayarak, Harry’yi okuyucusuna uzaktan izletir. Nesbo’nun odağı, ‘Oğul’da değişiyor. Bu sefer yazar okuyucunun, iyi ya da kötü tüm karakterlerin içine girmesine izin veriyor.
Nesbo iyiyle kötüyü, günahla kefareti ele alıyor ama ahlaki belirsizliğe de izin veriyor. Son ana dek Simon’ın Sonny’yi yakalamak isteyen kişi mi yoksa onunla intikamı sonuna kadar götürecek kişi mi olmak istediği belirsizliğini koruyor. Oslo’nun sokak yaşamı hakkında doğaüstü bir bilgiye sahip suç beyninden dedektife içgörüler sunan çalışkan ofis temizlikçisine, akıllı yerel polislerce zekice alt edilen FBI tarzı oluşum Kripos’un beceriksiz ajanlarından âşık olunası kadınlara kadar iyi çizilmiş karakterleriyle Nesbo, okuyucusuna zevkle okuyacağı bir roman hediye ediyor. Şimdi kanı bol bir hasat zamanı...

Haberin Devamı

OÄžULÂ

Jo Nesbo’dan bir intikam romanı: Oğul

Jo Nesbo
Çeviren: Can Yapalak
DoÄŸan Kitap, 2020
536 sayfa, 59 TL.

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!