Güncelleme Tarihi:
İzmir Alsancak’taki Arkas Sanat Merkezi, ‘Renk, Işık ve Titreşim’ eşliğinde, Türk izlenimcilerine dair 125 ayrı resimle kente baharı getirdi. Aynı zamanda merkezin direktörü de olan sanat tarihçi Müjde Unustası küratörlüğündeki sergi, 75 yapıtla Arkas Holding’in yanı sıra Mehmet Güleryüz, Ömer Faruk Şerifoğlu, Lucette-Mustafa Taviloğlu, Olgaç Artam, Prof. Ahmet Kâmil Gören, Niko Filidis ve Sabancı Müzesi ile Kültür Üniversitesi gibi kişi ve kurumların koleksiyonlarından derlendi.
Serginin ana çatısını, 1914 Kuşağı dediğimiz ve dönemin geç Osmanlı, erken Türkiye’sinin modern sanatının tohumlarını atmış fırçalar oluştururken ‘Asker Ressamlar’ ve Hoca Ali Rıza ile Halil Paşa gibi imzalar, Çallı Kuşağı da aynı manzaradaki yerlerini aldı.
Dönemin güzel sanatlar okulu, 1883’te kurulmuş Sanayi-i Nefise Mektebi’nin (Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi) sanat tarihsel ağırlığını hissettirdiği seçki, burs alan yetenekli fırçalar ile Osmanlı Ressamlar Cemiyeti’ne de bir nevi saygı duruşu. ‘Nü’ odasıyla, ama ağırlıkla natürmort, manzara ve portre çalışmalarıyla göz okşayıcı sergide, asker kökenli ressamlardan Şevket Dağ, Ali Rıza Beyazıt, Mehmet Ali Laga, kuşağa adını veren İbrahim Çallı, Hikmet Onat, Hüseyin Avni Lifij, Feyhaman Duran ve onları takip eden kuşağa ait sanatçılardan, Sabiha Rüştü Bozcalı, Melek Celal Sofu, Hamit Görele, Şeref Akdik ve Edip Hakkı Köseoğlu’na ait eserler de yer alıyor.
Dilden kıyafet devrimine, oradan Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile özellikle çağdaş Türkiye kadınının toplumda aldığı özgür pozisyon, sergideki yapıtlar üzerinden vurgulanan konular arasında. Sergide öne çıkan çalışmalar arasında bilhassa İbrahim Çallı’nın ‘Kadın ve Kuğu’su, Şeref Akdik’in ‘Ada’dan’ manzarası, yine aynı fırçanın bir grup ada sakinini 1945 esiniyle çamlığa yerleştirdiği ‘Sohbet’ tuvali, İbrahim Çallı’nın ondan da daha eskiye dayalı, ama yine modern iki hanımı betimlediği bir başka ada sohbeti, Ali Halil’in yorumu ile, insanların şıklık ve özgürlükle dinlendiği ‘Moda Koyu’ ve Hasan V. Bereketoğlu’nun ‘Kurbağalıdere’si tüm berraklığıyla kayda aldığı iki kompozisyonu sayılabiliyor.
Ayrıca sergide, 1933’te Nazmi Ziya Güran’ın evinin bahçesini yorumladığı eseri ve ayrıca yine Güran’ın bir insana getirdiği zengin, özgür bakış açısı da 1930 tarihli ‘Dansçı’yla nü odasında bizleri bekliyor. Tabii bu arada, sergide bir de Halife tablosu mevcut. Yani, hem kendisini tasvir eden, hem de kendisinin yaptığı İstanbul Limanı’yla Halife Abdülmecid, mavi bakışları ve modern kostümüyle serginin ‘başköşesi’nde.
Mehmet Ali Laga’nın Kız Kulesi ile, Naci Kalmukoğlu’nun Yıldız Parkı manzarası veya Namık İsmail’in 1932 tarihli ‘Nü’sü gibi çarpıcı çalışmaları da içeren sergi, özetle bir dönemin İstanbul baharını İzmir’e yollayan, paletlerce renkle örülü bir doğa buketini andırıyor.
‘Renk Işık Titreşim’ başlıklı sergi, 27 Temmuz’a kadar İzmir Arkas Sanat Merkezi’nde.