Güncelleme Tarihi:
Çocuk edebiyatımızın sevilen yazarlarından Mavisel Yener, Tudem Edebiyat Ödüllü romanı ‘Mavi Zamanlar’ın 20. yıldönümünü sürpriz bir devam kitabıyla taçlandırıyor. Bergama’daki Allioni Antik Kenti’ni konu alan ‘Mavi Zamanlar’ edebi değerinin yanı sıra kentin baraj suları altında kalma tehlikesine de dikkat çekiyordu. Okuyanlar romanda adı geçen el yazması antik kitabı ve ‘Dolunay Masalcıları’nı hatırlayacaktır.
Yener işte bu gizemli kitabın ve ‘Dolunay Masalcıları’nın hikâyesini anlatıyor 20 yıl sonra; son ana kadar gizemini ve temposunu koruyan bir macera ve katman katman açılan enfes bir kurgu eşliğinde. ‘Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları’, bir kez daha ortak kültürel miraslarımızın korunmasına dikkat çekse de esas olarak insanı ‘kendi içinde taşıdığı geçitlerdeki mücevherleri’ aramaya, iyilik ve kötülük, yalancılık ve dürüstlük, cimrilik ve paylaşımcılık arasında seçim yapmaya çağırıyor.
Üç ayrı zaman diliminde, 1974, 2035 ve 2185 yıllarında geçen roman aynı zamanda tüm bu yıllardan geçmişe ve geleceğe, Azteklerden İspanya’ya ve oradan İzmir’e uzanıyor, asırlara yayılıyor.
1974 yılının 1 Şubat gecesi meydana gelen depremle tarihi İzmir Saat Kulesi’nin zemininde antika bir kapak ortaya çıkıyor ve çok geçmeden kulaktan kulağa yayılarak tüm İzmirlilerin merakını cezbediyor. Romanın en başındaki gazete kupüründe kayıp haberi verilen arkeolog Tılsım da bunlardan biri.
Kulenin bakımından sorumlu horolog Fikri Bey’in oğlu Fevzi ve arkadaşı Halil Efe de gizlice kuleye girmenin ve kapağın altında olduğuna inandıkları geçitleri bulmanın yollarını arıyorlar. Fevzi, dedesinden yadigâr ‘Gizli Geçitleri Bulmanın Yolları’ isimli kırmızı kapaklı, şifrelerle dolu, el yazması kitabın, bu kapağın ardındakilerle bir bağlantısı olduğuna emin neredeyse. Annesinin yakın arkadaşı Tılsım ise kapağın üzerindeki harflerin gizemini Paris’te aramaya koyuluyor. Fevzi’de görüp okuduğu efsunlu kitabın onda bıraktığı etkisiyse rüyalarına sirayet edecek kadar güçlü.
Kapağın sakladığı sırların ortaya çıkmasına karşı olanlarsa yüzyıllardır kuşaktan kuşağa varlıklarını sürdürüyorlar gizlice. Halil Efe’nin kitap tamircisi babası Hasan Usta 2035 yılında onlardan biri olarak çıkıyor karşımıza. Bu kez Fevzi ve Halil Efe’yi bir başka arkeolog ile araya getiriyor kitap. Zamanı geldiğinde sadece merak ettiklerini değil sırların ardındakileri de verecek onlara, hem kendi geçmişi hem de insanlığın geçmişi ve geleceği ile ilgili.
İki piramit arasında, dolunaylı gecelerde bir araya gelen masalcıların, aniden sırra kadem basan ve bir daha haber alınamayan arkeoloğun, aynı anda farklı kişilerin rüyasına giren gizemli çocuğun, efsanelerin, tarihöncesi yontuların, geçmiş uygarlıkların ve yağmalanan kültürlerin hikâyeleri de azade değil kitabın anlatacaklarından.
Ama tüm sırların, tüm mekânların ve zamanların ötesinde, özünde iki geçit açıyor bizlere kitap; iyilik ve kötülük.