Güncelleme Tarihi:
Ergin Günçe’nin ‘Türkiye Kadar Bir Çiçek’ kitabını görünce Frankfurt’taki buluşmamızı hatırladım. Bir uçak kazası ile aramızdan ayrılmıştı.
Frankfurt Kitap Fuarı’na gitmiştim, o da o sıralar Almanya’daydı. Elbette edebiyattan ve Türkiye’den konuştuk, muhabbet o kadar uzamıştı ki o gece onun evinde kalmıştım. Ertesi gün de fuarı birlikte dolaştık, Almanya’da kaldığım sürece görüştük.
Başka kesişmeler de Kemal Özer’in girişimiyle olmuştu. ‘Yeni a’ dergisinde de şiirleri çıkmıştı. Bir kitabın hazırlanışını da oğlu Dadal ile birlikte Almanya’da yapmışlardı. Ölümünün ardından duyduğu acıyı Enis Batur yazıya getirmişti. Çağdaş Yazarlar Derneği ile ailesi 2008’de ‘Ergin Günçe Şiir Ödülü’nü düzenlemeye başladı.
Sezai Karakoç şiirini okuduğunda ne demişti?
“Kırık bir Verlaine var bu çocukta.”
Ferit Öngören’in görüşü de şöyle:
“Ruh temizliğinin kitabıdır.”
Cemal Süreya’nın saptaması:
“Bir savaşçı gibi değil de bütün hesaplarını bitirmiş eski bir uygarlık gibi konuşmaktadır.”
‘Türkiye Kadar Bir Çiçek’ten dizeler:
Soğuk suda çarpa çarpa yıkadım
Yüzümün niyeti bir aşk şiiri
Ay Çiçeği
Gümüş çiçeği, kavun karpuz mevsimi
Çiğdem yağmur sonu çiçeği
İlk cemreden sonra bulduğumuz çiçekler.
Son şiiri ‘Avcı’ ile anma yazısını bitirelim:
Her hüznü her sevgiyi ayakta alkışladım
Gül kökünden bir pipo
Bir yasemin ağızlık
Yadigâr kaldın bezirgânbaşı
Tüm avcılara yadigâr olsun.
1938-1963 arasında yaşayan Ergin Günçe, bu yıllarda iyi bir şiirin gizini genç yaşta keşfetmişti. Okumanızı salık veririm.