İtinayla şiir dersi verilir!

Güncelleme Tarihi:

İtinayla şiir dersi verilir
Oluşturulma Tarihi: Ekim 14, 2021 22:56

‘Şiire Giriş Dersleri’, Şeref Bilsen'in öğretmenliğinin ürünü değil elbette, şiire ilgi var da, şiir yazılarına pek yok, o da ilgilisi ilgilensin diye bu kışkırtıcı adı seçmiş besbelli. İyi de etmiş.

Haberin Devamı

Her zaman hepimizin şöyle sıkı bir derse gereksinimi yoksa... Şiir niye? Şiir kıssadan hisse değildir ama Edip Bey’in “İnsan bazen ağlamaz mı bakıp bakıp kendine” dediği gibidir biraz da, insan bakar, okur ve “Hakkaten doğru” der, “Şair iyi söylemiş” der, hiç olmadı “Haklı” der. Haklı olduğu için güzel şeylerden biri de olabilir şiir. Seziyoruz, şiir işaret eder, sezdirir de, anlamak da o kadar da kötü değildir! Belki anlayınca daha çok seziyoruzdur ya da tersi.
Ders sırası bende değil, Şeref Bilsel’de. Şeref’i severiz şiirinden ötürü, yazısını da yabana atmayız ama hele o Birgün Pazar ekindeki yazıları, sanki tek cümle gibidir koca yazı, dolana dolana akar gider, bir de bakmışsın biter. Şiiriyle yazısı da birbirine benzer, eh o da ikisine de benzeyen adamdır, şairdir, yazıcıdır.
Varlık dergisinde de yıllardır yeni şairlerin şiirlerini değerlendirmek gibi sahiden de ancak vefa ve gönül işi olarak adlandırılacak değerlendirmeler yapar, yeni bir şairin doğmasına yol açar. Orada hem yayımladığı hem de yayımlayamadığı şair adayları için çok öğretici yazılar da yazar.
Şiire Giriş Dersleri’ (Yitik Ülke, 2021), Şeref’in öğretmenliğinin ürünü değil elbette, şiire ilgi var da, şiir yazılarına pek yok, o da ilgilisi ilgilensin diye bu kışkırtıcı adı seçmiş besbelli. İyi de etmiş.
Şiir ve sözcük, ses, dil, hafıza, yaşantı, öykü, deneyim, çocuk, oyun, trajedi, keder, sezgi, izlenim, gelecek ilişkisini konu edindiği ‘lirik denemeler’ diyeyim de yazısının rengi de belli olsun Bilsel’in. Lirik ama şiirsel değil, bunu da eklemeden olmaz. İyi şairliğinin getirdiği kimi yol açıcı, kimi uyarıcı, kimi eleştirel şiir düşüncelerini poetikanın gerektirdiği bir üslupla sunan Şeref Bilsel’in ‘Şiire Giriş Dersleri’, “Sözcüklere muhatap olan samimi okurlarla şiirin içinde kalmaya karar verenler arasında bir muhasebenin, aklı duyguyla yürütme çabasının gayreti olarak” okunabilir.
‘Şiir ve Duymak’ yazısına alınlık yaptığı Hz. Ali’nin “Dinleyen, anlatanın ortağıdır” sözünden mülhem ‘okuyan da yazanın ortağıdır’ diyelim ve samimi öğrenciler olarak dersimize girelim.

İtinayla şiir dersi verilir



'MİNİMA POETİKA'
Ersun Çıplak, altbaşlığı da ‘Çağdaş Türk Şiirinde Ötesini Söylemek’ olan kitabının (Everest, 2021) daha kapağında anlatıyor meramını: “Ortaya bir ürün koymanın iktidar arzusunun dışavurumu olduğu söylenemez. İyi bir ürün çıkarmak temsil yeterliğini üretir ve ‘Böyle yazılır!’ değil, ‘Ben böyle yazıyorum!’ anlamına gelir. Ciddi bir hareketlilik yaratmaya çalışmak ve ‘Böyle yazılır!’ demekse iktidar arzusundan kaynaklanır. Hakikatte ise şair şiiriyle temsil edilir, pozuyla iktidar olur.” Sağ olasın Ersun, hakkatten de net bir biçimde ‘hakikat şiirdedir’ demişsin ya, gerisi hikâye!
Daha Heves ve Karayazı’da yayımlanırken ‘geleceği de düşündüğü’nü gösteren yazılardı bunlar. Garip’ten İkinci’ye hem yeni müdahaleler vardı hem de günümüzün daha da öne çıkan şairlerinin yapıtlarına o günden işaret ediyordu, Aslı Serin şiirine örneğin.
Ah Muhsin Ünlü, Murat Menteş, Ebubekir Eroğlu, Enis Akın, Necmi Zeka gibi şiir haritasının farklı ama belirgin adlarını da değerlendirirken, aramızda olmayan İzzet Yasar üstüne belki de en sıkı iki yazıyı da Ersun Çıplak yazmış. Nâzım Hikmet, Yahya Kemal, Ece Ayhan, Ataol Behramoğlu da eleştirilerinden nasibini alırken, T. S. Eliot’ın sözüyle de çabasına haklılık kazandırmış: “Yapıtlarından hoşlanmadığımız yazarları incelemek bize değerli deneyimler kazandırır.”
90’ların şairlerinden başlayarak, 2000’li yılların deneysel şiirlerine, dergilerine uzanan ‘Minima Poetika’da Ersun Çıplak, kapaktaki vaadine bağlı kalarak ‘kendi varoluşlarının gerektirdiği şiiri yazan’ şairleri önceliyor. Erhan Altan, Utku Özmakas’ın kitapları ilk aklıma gelen benzer örnekler. Böylece ‘henüz yazılıyor yazılmakta olan’ şiiri eleştirel kayıtlarıyla okumamızı da olanaklı kılıyorlar, ‘Minima Poetika’ da bu kitaplardan.
‘Minima’ dediğine bakmayın adının, gönlü geniş bir kitap olmuş. Yazılarda yer alan şairleri henüz okumamış ya da uzak okurları da merak ettirecek başlıklar ve tema seçimleriyle de ilginç, doyurucu bir ‘Minima Poetika’mız var, üstelik iyi bir şair tarafından yazılmış.

İtinayla şiir dersi verilir


BAKMADAN GEÇME!