Güncelleme Tarihi:
Seyahat etmenin hep lüks bir şey olduğuna inanmışızdır. Öyle ya uçak bileti, otel parası, vize ücreti derken gezmek için ayağa kalktığımız anda tüm yıl ödeyeceğimiz taksitlerin altına girmek zorunda kalıyoruz.
‘Dünya Turuna Nasıl Çıkılır?’ her şeyden önce bu algıyı yıkıyor. Hürriyet Seyahat ekibinden Serkan Ocak, İsmail Sarı ve Yücel Sönmez’in editörlüğünde hazırlanan kitapta 50 gezginin hikâyeleri, tavsiyeleri ve deneyimleri var. Bu isimlerin bir kısmı her şeyi geride bırakıp dünya turuna çıkmış, kimisi ise işini bırakmadan hafta sonları onlarca şehir gezmiş... Bazısı uçakla yollara düşmüş, bazısı otostopla, bazısı bisikletle farklı kültürlerin peşine takılmış.
Gezginlerin ortak noktası ise ‘gezmenin sadece bir tatil’ olmadığı yönündeki düşünceleri. Aslında önemli olan yolda olmak, bir şeyler arıyor olmak.
Kitapta söz alan gezginlerin anlattıklarından ilham alınacak o kadar çok şey var ki... Örneğin alyanslarını ve otomobillerini satarak dünya turuna çıkmaya karar veren Berra Demirel-Murat Çuhadar çifti seyahate çıkış hazırlıklarını anlatırken, “Alyanslarımızı, taş yüzüğümü ve arabamızı sattık. Eşyanın kime faydası var ki, bize olsun. Bu hayatta kaybetme korkunuz yoksa işte o zaman özgürleşiyorsunuz” diyor.
Aslında tüm hikâyelerde bir vazgeçiş ve yeniden başlangıç öyküsü dinliyoruz. İşlerini bırakıyorlar, rutin hayatlarından ve alışkanlıklarından vazgeçiyorlar. Ve hepsi de yeni hayatlarını çok seviyor...
Oyuncu-gezgin Filiz Küçük İstanbul’da yaşayan ve dünyayı gezme hayali kuran insanlara şöyle sesleniyor: “Türkiye’de yaşıyoruz. Türkiye’de hayatta kalmayı başarıyorsak... Bu ülkede yaşamayı başarabilenler dünyayı gezmekten ürkmesin.”
Gözlemim, yolların gezginleri ulaştırdığı temel noktanın ‘plansızlık’ olması... Çok plan yapmak, gezginliğin ruhuna uymuyor. Motto şu: “Plansız ama dikkatli gez.” Bunun için de kafasında gezgin olma fikri olanların, daha önce dünyayı turlayanlardan yol yordam öğrenmesi önemli.
Elbette ki herkes malı mülkü satıp yollara düşmüyor. Çalışarak gezmeyi bir sisteme oturtan gezginler de var. Nilay Kahyaoğlu’nun hikâyesi gerçekten ilgi çekici. Sürekli gezdiği için yine her an gidebilir diye tüm iş başvurularından ret cevabı alan Kahyaoğlu, gönüllülük sitesine baktıktan 10 dakika sonra Afrika’ya gitmeye karar vermiş. Kahyaoğlu eşi ile birlikte hem altı ay boyunca kimsesiz çocukların okuduğu bir okulda öğretmenlik ve fotoğrafçılık yapmış hem de Afrika’yı karış karış turlamış.
Kitaptaki ilham verici hikâyeler arasında çocuklarıyla birlikte yollara düşenler var. Deniz Özgül’ün oğlu Alaz, henüz 1 yaşını doldurmadan üç kıtaya ayak basmış. Nazan Aşık-Ethem Özgür Öztürk çiftinin beş yaşındaki kızları Mira ise şimdiye kadar 22 ülke görmüş. Ailesi Mira’nın şimdiden, kendisinden büyük çocukların seviyesinde coğrafya bilgisine sahip olduğunu ve farklı kültürlerden insanlarla iç içe olduğunu söylüyor. Ailesi, “Böyle büyüyen bir çocuk hayatı boyunca kimseyi ötekileştirmez” diyor.
‘Dünya Turuna Nasıl Çıkılır?’da gezginler hem kafalarındaki özgür dünyayı hem de gezginliğin yöntemlerini anlatıyor. Bütçelerini nasıl ayarladıklarını, nerelerde nelere dikkat ettiklerini tek tek anlatan gezginlerin hikâyesi bol bol hayal kurduruyor, insanın içindeki ‘gitme’ isteğini alevlendiriyor...