Güncelleme Tarihi:
Polo & Pan, 2012’de doğdu. Bu oluşum öncesinde ise kendi solo çalışmalarınız mevcuttu. Güçlerinizi birleştirmeye nasıl karar verdiniz?
İkimizin de Paris’te DJ olarak sahne aldığı Le Baron adlı gece kulübünde tanıştık. Öncelikle beraber deneysel anlamda müzik yapmaya karar verdik fakat aklımızda bir proje tasarlama fikri yoktu. Kısa süre içerisinde bir uyum yakaladık ve Hamburger Records’la anlaşmamız sonucu ilk parçamız ‘Rivolta’yı yayımladık.
Le Baron’un sizin için nasıl bir önemi var?
Le Baron, DJ’lerin disko, 80’ler, French, new wave gibi diledikleri türleri harmanlayabildikleri eğlenceli bir kulüp. Burası bize müzik türleri arasında geçişlerimizi geliştirmemizde çok yardımcı oldu. Eski parçaları yenileriyle birleştirmemizi sağladı.
Parçalarınızda pop, elektronika, psikedelik rock, bossa nova gibi bambaşka türlerin izleri var. Bu eklektik seslerin kaynağı nedir?
Le Baron’daki DJ’lik yıllarımız bizi derinden etkiledi. Projede her zaman müzikal çeşitliliği ve esinlendiğimiz tüm türleri ön plana çıkarmaya çalışıyoruz. Çalışmalarımız ne kadar çoksesli olursa bizim için o kadar iyi.
Peki ikinizin arasında müzikal açıdan ne gibi benzerlik ve farklılıklar var? Polo & Pan’in müziği nasıl hem sakinleştirip hem de dans ettirebiliyor?
İkimiz de bu açıdan biraz Yin ve Yang gibiyiz. Pan belki biraz daha doğal bir müzisyen, parçaların çoğunda kendisi söylüyor ve enerjisiyle performanslarımıza yön veriyor diyebiliriz. Polo ise stüdyoda daha çok takılıyor ve hayalci bir kişiliğe sahip; bolca enstrüman toparlıyor. Fakat grupta kimse kararlaştırılmış bir göreve sahip değil. İkimiz de birbirimizden çok şey öğreniyoruz ve grupta üstlendiğimiz görevi zaman zaman değiştirmeyi seviyoruz.
Kariyeriniz boyunca ilham aldığınız isimler kimler?
AIR, Daft Punk, Serge Gainsbourg gibi esinlendiğimiz çokça Fransız müzisyen mevcut, ayrıca Tom Tom Club gibi ritmlerine bayıldığımız projeler var. G-funk ve tabii ki Edu Lobo’nun bossa nova tarzını da unutmamak lazım.
Daha önce İstanbul’da iki kez konser vermiştiniz. MIX Festival’deki performansınızla ise bu sene içinde ikinci kez sahne almış olacaksınız. Bizi nasıl bir konser bekliyor?
Önceki performanslarımızda çok iyi vakit geçirdik ve bu sefer daha kalabalık bir izleyici karşısında İstanbul’da tekrar sahne alacağımız için heyecanlıyız. İstanbul’un gerçekten mükemmel bir parti enerjisi var ve bu muhteşem insanları daha çok tanımayı iple çekiyoruz.
Polo&Pan bu gece 01.30’da Zorlu PSM Turkcell Sahnesi’nde.
Mix Festival’de bunlar da var
Zorlu PSM’de bu sene üçüncü kez düzenlenecek Mix Festival, ismiyle müsemma, farklı türleri bir araya getiren peş peşe performanslarla iki gün sürecek. Festivalin ilk gününde pop müziğini disko tınılarıyla cilalayan Kazy Lambist, pop, caz ve funk öğelerini down tempo şarkılarda buluşturan Sophie Hunger, house ve techno geçişli parçalarıyla Undo ve Losless sahne alacak. Aurora’nın başı çekeceği ikinci gün kaçırılmaması gereken isimler arasında Douglas Appling’in trip hop projesi Emancipator ve ilk albümleriyle radarlara girmeyi başaran indie pop/elektronika grubu Her var. Baba Zula, Barış K, Hey! Douglas, Mabbas, Monality, Sevil Soylu ve Zeynep Erbay ise festivalin yerel konuklarından.