Güncelleme Tarihi:
Shame/ Black Midi, 4 Şubat 21.30
İngiliz post punk grubu Shame’in son albümü ‘Drunk Tank Pink’ geçen yılın en dikkat çeken işlerinden biriydi. Charlie Steen’in adeta bir hız trenini andıran vokali, gruptaki diğer isimlerin sahnede her an her enstrümanı parçalayacaklarmış gibi halleri, onların son dönemin en çarpıcı gruplarından biri olmasını sağladı. Özellikle Arctic Monkeys, Foals, Florence and the Machine, Depeche Mode, Haim, Gorillaz gibi efsanelerle çalışmış James Ford’un yapımcıları olması müzikal yükselişlerine ışık tuttu.
Black Midi de avantgarde rock yaparak gizemli bir havada kariyerini sürdürüyor. Grup, geçen yıl kişisel tarihlerinin en iyi albümü ‘Cavalcade’i yayımladı. Bu iki İngiliz grubun en parlak dönemine şahit olmak için kaçırılmayacak bir konser günü.
Alexandra Savior, 18 Şubat 20.30
Amerikan indie sahnesinin dikkat çekici seslerinden biri Alexandra Savior... Keşfedilmesini sağlayan ilk albümü ‘Belladonna of Sadness’in prodüktörlüğünü Arctic Monkeys’den Alex Turner üstlendi. O yüzden Savior’un şarkılarındaki hüzünlü gel git ve şarkı sözlerinde bireysellik Turner’dan çok fazla iz taşıyor. Gitarını çalarken Savior’un naif sesiyle ‘Can’t Help Myself’ şarkısını canlı dinlemek ve oldukça sakin bir müzik gecesi geçirmek için bu gizli yeteneği konser programınıza not alın deriz.
Elder Island, 3 Mart 21.00
Bristollu Elder Island, şarkılarındaki döngüsel gitar ritimleri, hipnotik davulları, eğlenceli şarkı sözleri ile noe soul, house ve elektropop arasında gidip gelen bir müzik ortaya koyuyor. Frank Zappa, Floating Points ve Nicolas Jaar’ın ilhamları olduğunu düşünürsek şarkılarında da bu isimlerden esintiler var gibi. Her ritimde dans etmeden duramayacağınız, sakin ama hareketlendiren parçalarını dinlemek için ideal bir gün.
John Grant, 24 Mart 20.30
John Grant, hüzün ve neşenin bir arada sunduğu folk, indie ve synth pop şarkılara imza atıyor. “Kaybedecek çok az şeyi olan bir adamın melodileri” dediği şarkı sözleri oldukça açık sözlü. Kendisini altı yıl önce Sonar Barcelona sahnesinde izlemiş biri olarak söylemeliyim ki canlı performanslarında sesinin mükemmelliği karşısında büyüleniyorsunuz. Midlake, Piona Magic, Robbie William, Czars ile yaptığı çalışmalar ile de ne kadar iyi bir şarkı yazarı olduğunu gösterdi. Grant aynı zamanda Amerika’daki queer müzik sahnesinin önemli parçalarından biri... Dikkat bozukluğu sayesinde başladığı müziğin onu hayatta nasıl tuttuğunun kanıtı ise sahnedeki performansında gizli.
Roosevelt, 1 Nisan 21.30
Türkiye’de hatırı sayılır dinleyici kitlesi olan isimlerden biri Roosevelt. Disko soslu elektronik şarkıları onun alameti. Almanya’nın son dönem müzik sahnesine hediyelerinden biri de... Setleri ile dijital bir kompozisyon yaratan sanatçı, keskin hatları olan parçalar tasarlıyor. Marius Lauber ya da Roosevelt dünyanın en ünlü kulüplerinde dans pistini büyüleyici bir hale getiriyor. Her yıl oldukça güçlü şarkılar da sunan Roosevelt ile dans etmeye hazır olun.
Metronomy, 20 Nisan 20.00
Metronomy, zamansız indie hitlerinin yaratıcısı. Şimdiden biletlerinin çoğu tükendi. ‘The Look’, ‘The Bay’ ve daha nice şarkılarına o gece bağırarak eşlik etmek kim istemez ki... 2000’lerde indie müziğinin popüler olmasında onların da parmağı var. Türkiye’ye ilk kez gelmiyorlar ama enerjileri emin olun ilk geldikleriyle aynı olacaktır. Eğlence garantili bu konser, sezonun en kuvvetlilerinden biri.
Efterklang, 27 Nisan 21.00
Efterklang, Türkiye ile gizli bağı olan gruplardan. Mesela Danimarkalı indie grubun vokali Casper Clausen’e Türk arkadaşlarıyla Berlin’deki Türk mahallesi Kreuzberg’de rastlayabilirsiniz. Müzikleri de bu kültürel eklektik halinin bir parçası. Yeni albümleri ‘Windflowers’ kapsamında turnedeler. Albümdeki şarkılar pandeminin ardından gelecek umuda işaret ediyor. Kuzey pop’una da göz kırpıyorlar. Konserdeyse müzikal bir ziyafet sunacaklar.
Warpaint, 1 Haziran 21.30
Amerikalı Warpaint, Zorlu PSM’nin bu yılki güçlü programında gizli kalmış yıldız isimlerden. Post rock ve dream pop arasında gidip gelen müziklerinde eski stil R&B dokunuşları da işitebilirsiniz. Beş yıl aradan sonra sessizliklerini bozdukları ‘Lillys’ şarkısıyla hipnotik bir etki bıraktılar. Gruptan Jenny Lee’nin Dave Gahan ile seslendirdiği ‘Stop Speaking’, grubun son dönemde üretimlerini hızlandırdığını gösterdi. Bize de yeni sahne şovlarını izlemek kalıyor.
Alt-J, 15 Haziran 19.00
Alt-J yeni çıkacak albümleri ‘The Dream’ turnesi kapsamında İstanbul’da. Elektronik indie şarkılarının yaratıcıları, yeni albümlerinde kripto paradan bir anda zengin olunmaya uzanan ve yeni nesli anlatan şarkılara ses veriyor. Son turnelerinde ışıklarla özel bir evren yaratan grup, bu konserinde de görsel anlamda ihtişamlı bir sahne performansına imza atacak. Vokal Joe Newman’ın sakinleştirici ses tonu, şarkılarının müzikal yapısını konserlerinde değiştirerek sunmaları ise onların alameti. Günlük hayatın kaosuna karşı, zihinleri yeni anılara hazırlayan melodileri bizimle paylaşacaklar.
DIIV, 16 Haziran 21.00
DIIV, özellikle New York müzik sahnesinin parlayan yıldızlarından. Punk rock ve krautrock şarkılarında ham gitarlar ve sert davullarla gerçek bir müzik deneyimi ortaya koyuyorlar. 2019’da yayımlanan ‘Deceiver’ albümü, grubun vokali Zachary Cole Smith’in iyileşme sürecini anlatan sözlere sahip. Bu ruh hali de şarkılara müthiş etki ediyor. Deniz gibi dalgalı şarkıların yaratıcısı grubun ilhamı ise The Cure ve The Smiths. Dertlerden kaçış konserine hazır olun...