Güncelleme Tarihi:
‘Kevin Hakkında Konuşmalıyız’, ‘Ratcatcher’ gibi filmlerin yönetmeni Lynne Ramsay, 38. İstanbul Film Festivali’nin uluslararası jüri başkanlığı koltuğuna oturmak için İstanbul’da. Yuvarlak masa söyleşisinde bir araya geldiğimiz İskoç yönetmen, bu gece düzenlenecek ödül töreniyle sona erecek 38. İstanbul Film Festivali’yle festival direktörü Kerem Ayan aracılığıyla tanıştığını söylüyor. “İstanbul’da iyi bir seçki olduğunu biliyordum” diyen Ramsay, Türkiye sinemasından Nuri Bilge Ceylan’ın filmlerini çok sevdiğinin altını çiziyor. “Nuri Bilge bence bir dâhi. Birlikte Venedik’te jürilik yaptık. Jüri başkanı o değildi ama bana oymuş gibi gelirdi. Çok güçlü birisi.” ifadelerini kullanan Ramsay, festival vesilesiyle Türkiye sinemasından daha çok film görmeyi istediğini ekliyor.
Festival programında yer alan1999 yılında çektiği ‘Ratcatcher’ filmiyle ilgili “Çocukluğunuzda gördükleriniz bu filmdeki karakterin gördüklerine benziyor muydu?” sorusunu yönelttiğimiz Ramsay,
“Bizimkisi entelektüel bir aile değildi ama sinemaya çok meraklılardı. Çok gürültülü, herkesin birbirinin damarına basmayı sevdiği bir işçi ailesinde büyüdüm. Glasgow’da ailecek sinemaya gider, harika filmler izlerdik. Bir filmle ilgili hatırladığım ilk şey Nicolas Roeg’in ‘Don’t Look Now’una ait. Bunu izlememem gerekiyordu televizyonda, çünkü yaşım küçüktü. Ama kanepenin arkasına saklanıp izlemiştim. 10 dakikasını anca görmüştüm belki ama aklımda kaldı; açılışı inanılmazdır bu filmin. Sinema okurken bu filmi yeniden gördüğümde anladım, ilk anılarımdaki filmin bu olduğunu. Beynime kazınmış resmen.”
Her filmi birbirinden farklı özellikler gösteren Ramsay bununla ilgili “Kendimi tekrarlamaktan hoşlanmıyorum. Ama hepsine bir etiket yapıştırılıyor” diyor ve filmlerini anlatıyor: “Mesela ‘Ratcatcher’a “Sosyal gerçekçi” dendi ama böyle düşünmemiştim. Kendimin büyüdüğü ortama dair, kişisel bir filmdi. Sonra ‘Morvern Callar’ geldi. O film sanırım zamanının ötesindeydi. Herkes “Bu ne ya!” demişti. Ama iki genç kadının peşine kovboy filmlerindeki gibi düşmek ve bir şeyler denemek istiyordum. 17 yıl önce çektiğim bu filmi arada pek izlemedim ama geçen günlerde genç bir izleyici kitlesiyle tekrar izledim ve çok komik bir film olduğunu fark ettim. Bana sürekli “Karanlık filmler çekiyorsun!” denir, üstelik. Punk bir filmdi sanki ve zamanında pek beğenilmedi ancak şimdi farklı görülebilir.” Çok ses getiren ‘Kevin Hakkında Konuşmalıyız’ı kafasında nasıl kurduğunu sorduğumuz Ramsay, “Bu film, bir romandan uyarlama. Ancak bu roman mektuplardan oluşuyor ve görsel yönü hiç kuvvetli bir metin değil. Bu filmin kurgusunu kağıt üzerinde bitirmek icap ediyordu, çok karmaşıktı. Yapmaya çalıştığım izleyicinin zihninde ve zaman ekseninde sürüklenmesiydi. Çalıştığım bütün oyuncularda çok şanslıydım. ‘Kevin Hakkında Konuşmalıyız’daki rolü Tilda çok istedi. Ama Tilda çok uzun ve filmdeki karakterin sıradan bir kadın olması gerekiyordu. Boyu çok uzun olmasına rağmen kendisini çekimlerde hep küçülttü.”