İsimsiz mi çokisimli mi?

Güncelleme Tarihi:

İsimsiz mi çokisimli mi
Oluşturulma Tarihi: Eylül 18, 2020 13:59

Bir şair ‘İsimsiz’ adıyla uzun zamandır ‘Sözcükler’ dergisinde şiir yayımlıyor ve yalnızca orada yayımlıyor. Çok ilginç şiirler, iyi bir şair olduğu belli.

Haberin Devamı

Mahmut Temizyürek K24’te dikkat çekince hemen okudum ‘Fil Mezarlığı’nı’ (Sözcükler). Kaç yıldır, ‘Sözcükler’de karşılaşıyor, şiiri, ismini karıştırmayacak kadar seven bu ‘oyunbaz’ın kim olduğunu merak ediyordum. Derginin yönetmeni Turgay Fişekçi biliyor mu bilmiyorum... Meğer Turgay’mış!
Temizyürek de çeşitli adlar üzerinde duruyor. Ama önce anlatayım. Bir şair ‘İsimsiz’ adıyla uzun zamandır ‘Sözcükler’ dergisinde şiir yayımlıyor ve yalnızca orada yayımlıyor. Çok ilginç şiirler, iyi bir şair olduğu belli. Ankaralı olduğunu düşündüm nedense. Sanki Fransızcadan çeviriler yapıyor. O zaman da canım Salih Ecer’den kalma şiirler diye düşündüm. El yazısıyla yazar ve arkadaşlarına da yollardı Salih, tek kopya! Bu şiir ayrıca çok sevdiğim birden fazla şairi hatırlatıyor bana ve işin tuhafı bazıları yakın arkadaşım da olan bu şairler şimdi çok uzaklarda... Bi dakka, kim bilir, belki de çok yakındadırlar! Aklıma Salih Ecer gelince Seyhan Erözçelik durur mu, o da çıktı geldi! Keşke!

İsimsiz mi çokisimli mi
Salih’le Seyhan birlikte bir şiir yazsalardı, evet Temizyürek’in dediği gibi Komet de olsaydı, buna yakın bir şiir çıkardı ortaya. Özgün bir şiir mi, değil. Her şiir özgün olmak zorunda mı, değil. Ayrıca özgün şiir nasıl bir kuş, o da belli değil! Ama çok farklı bir şiir. Anlayışıma göre, her şair öncelikle iyi bir okur. Ve bazen kendi şiirini başkasında bulur, başkasının yazdığında. Bu şiir de, neredeyse bazılarına yaş olarak da yakın göründüğü şairler gibi, sonraki dönemlerde de meşrebine uygun şairlerden beslenmiş birinin şiirleri.
İroni, eski deyimle mündemiç, yenisiyle içkin, bu şiirin boşluklarına bile sinmiş, şairinse ruhu.
İsimsiz mi çokisimli mi? Bu kitabı benzersiz kılan şairin kolektif bir ruhla yazmış olması. Hem ölmüşlerimizin ruhuna değiyor şiirler hem de yaşayanlara göz kırpıyor. Cevat Çapan, Sina Akyol, Ece Ayhan, Cemal Süreya, Akif Kurtuluş, Mustafa Irgat’a...
Hay ömrüne bereket der gibi şiirine, bir de şairine de bereket demek gerek. Zira bu şiir, okuma yıllarımızdan başlayarak yazma yıllarımıza, şairlerle tanışma anlarına, yakınlıklarına, Ankara’dan İstanbul’a, arkadaşlıklara gönderiyor. Hem de çok gönderiyor! Öyle çok ki hep birlikte Fil Mezarlığı’ndaymışız gibi bir duygu duygu üstüne!
Kitabı merakla üçüncü okuyuşumda, ‘Ankara’nın Gizli Tarihi’ şiirinden esinle, bir ‘Ankara Havası’ sezdim kitapta! Başta da düşünmüştüm. “İnsanı yaratırken tek amacım/Yokluğumu anlatmaktı dedi Tanrı, /Ama kullar anlamadı,/Ve derin derin bir hüzün doğdu içimde” demiş bulunmuş bir de. Böyle bir şiir bulduktan sonra, kayıp mı arıyoruz, hayır! Bu vesileyle ölü şairleri de andık, her birinin “sesi ne güzel kokuyor”du, arkadaş kokusu.

Haberin Devamı

HALK ÂŞIĞI SEFİLİ

İsimsiz mi çokisimli mi
Sözlü kültür halk âşıklarında sürüyor. T. Volkan Aslan, böyle bir âşığı, Sefili’yi, Malatya’da bulmuş. 650 şiiri olan Sefili’nin yaşamını ve yapıtlarını, ‘Eymirli Âşık Ali Asgar (Sefili) Berktaş’ın Hayatı ve Eserleri’ kitabında buluşturmuş. Kitap güzel bir dayanışmayla, Arguvanlıların yardımlarıyla oluşmuş. Halkın âşığı olana da bu yakışır. Hemen tüm âşıklarda rüya ya da kendinden geçme halleri, ya saza söze başlamasıyla ya da ona ulular tarafından bir ad bağışlanmasıyla sonuçlanır, örneğin Âşık Daimi. Sefili de geçirdiği bir baygınlık sonucu kendini Kırklar Meclisi’nde bulur, ‘sevdiği zatlar’ oradadır, hatta onu semaha bile çıkarırlar.
Babası da kuvvetli bir âşıktır, Çeçe Hüseyin, ilk eğitimini ondan alır. Zakirdir, cemlerde dedenin yanında elinde sazıyla, dilinde sözüyle hazırdır. Alevi felsefesini ve deyiş kültürünü de güzelce öğretir oğluna.
Sefili, Alevi halk ozanlarının hemen tümü gibi, başta kendi kültürünü yansıtan şiirler olmak üzere, Atatürk sevgisini içeren, toplumsal sorunlara duyarlı, doğa özlemiyle dolu şiirler yazar: “Sefili’yem dünya gamı biter mi/Ateş olmayınca duman tüter mi/ Yâr ile beraber bin yıl yeter mi/Ömür biter bu ayrılık var olur”.
T. Volkan Aslan’dan Arguvan âşıklarıyla ilgili nice yeni yapıtlara. Sefili’yle bitirelim: “Gönül bağı yasaklanmış korudur/
girmesin hoyratlar güllere yazık”.

 

BAKMADAN GEÇME!