Güncelleme Tarihi:
Arzu Başaran 2000’li yıllardan itibaren başladığı kavramsal boyutun ağırlıklı olduğu çalışmalarında adım adım ilerliyor. 2004’te ‘Göze Göz’, 2005’te ‘İhlal’, 2010’da ‘Maduniyet’, 2012’de ‘Ağ’ ve şimdi de ‘Hâlâ... Orada’. Önceki sergilerinde olduğu gibi bu sergisinde de farklı inanç ya da etnik kökenden gelen, yıllardır beraber yaşadığımız ancak sesi baskı ve yasaklarla susturulmuş, savrulmuş insanlar var. Başaran’ın resimlerinde imzası haline gelen kırmızı lekeler bana göre bazen çığlık, bazen sessizlik, bazen umut, bazen de umutsuzluğu simgeliyor. Ama en iyisi sözü ona bırakmak...
Nedir ‘Hâlâ... Orada’ olan?..
Bir iz, bir ruh, bir gölge... Tarih, özellikle bizim tarihimiz yerinden edilen, kökünden, geçmişinden kültüründen koparılmış halkların öyküsüyle dolu. Bu coğrafya da öyle. Geçen yıl Güneydoğu’da 500 bin insan evini terk etmek zorunda kaldı. Kürt sorunu bir yönüyle yerinden edilenler sorunu onlarca yıldır. Suriye, dün Ermeni çocuk ve kadınlara mezar oldu, bugün başka halklar aynı zulmü aynı yerde benzer bir sürgünle yaşıyorlar. Binler, on binler, ya o topraklara gömüldü, gömülüyor ya da dünyanın bir ucundan diğer ucuna dağılıyor. Ama hâlâ oradalar...
Neden oradalar?
Çünkü bu acı öykü bir vicdan, saygı ve sorumluluk meselesi olarak yüzümüze inen bir tokat gibi hep karşımızda duruyor. Bu açıdan da hala oradalar. Ve yüzleşmeyi bekleyen pek çok zulüm öyküsü var. Sanatçı olarak kendi dilimle bu meseleye yöneldim. 1915 Ermeni tehciri, halkların ölüm yürüyüşleri, katliamlar, bunlara dair hassasiyet dünyam, 2008‘den beri topladığım belgeler, tanıklıklar, filmler bu serginin ana gövdesini oluşturuyor.
Sergide renk ve desenlerde iki farklı duygu hissettim, bazıları daha karamsarken bazıları daha aydınlık, yolun sonunda ışık var mı?
Zaten dert ettiğim mesele yeterince karanlık değil mi? Yaşanan son çatışmalar, göç dalgaları, Türkiye’nin sıkışmış, farklı kutuplara bölünmüş hali, zalimliğinin sürekli el değiştirmesi de çoğalarak, sergiyi oluşturma aşamasında beni kuşattı. Daha aydınlık gözüken işler, insan lekelerinin boşlukta adımlarını ve her yere savrulmasına işaret ediyor. Ermeni tehcirinden kurtulan ve birbirlerine kavuşan iki kardeşin hikâyesi için yaptığım resim dışında söylediğin anlamda bir aydınlık yok. Ama her şeye rağmen ışık var bütün bu karanlıklar içinde.
Arzu Başaran’ın ‘Hâlâ... Orada’ başlıklı sergisi 27 Mayıs’a kadar Teşvikiye 44a Galeri’de.