SERHAN BALİ serhanbali@andante.com.tr
Oluşturulma Tarihi: Kasım 03, 2017 11:48
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası, bu akşam saat 20.30’da güzel bir program, kaliteli bir uluslararası şef (Eivind Gullberg Jensen), billur sesli bir soprano (Mari Eriksmoen) ve iki pırlanta solistimizle (Yiğit Karataş ve Umut Sağlam) birlikte, İş Sanat’ın yeni sezonunu açacak.
İş Sanat Konser Salonu geleneğini bozmayıp 2017-18 sezonu açılış konserinde yine bir Türk orkestrasını sahnesinde ağırlamaya hazırlanıyor. Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası bu akşam saat 20.30’da güzel bir program, kaliteli bir uluslararası şef, billur sesli bir soprano ve iki pırlanta solistimizle birlikte, İş Sanat’ın yeni sezonunu açacak. Norveçli şef Eivind Gullberg Jensen son yıllarda ismini uluslararası arenada sıkça duyuran bir podyum yıldızı. Konserin solistleri olan gençlerimiz ise kemancı Yiğit Karataş ve çellist Umut Sağlam. İkisi de gelişimlerini yıllardır yakından izlediğim parlak yetenekler. Eğitimini önce Mersin ve ardından İstanbul konservatuvarlarında sürdüren Yiğit Karataş yüksek eğitimini şu an New York’taki ünlü Manhattan Müzik Okulu’nda sürdürüyor. Yiğit’i Mersin’de 2010’da düzenlenen Gülden Turalı Keman Yarışması’nda birinci geldiğinde bolca alkışladığımızı iyi hatırlıyorum.
Umut SağlamUmut Sağlam ise Mimar Sinan Konservatuvarı’nda Dilbağ Tokay’ın öğrencisi olduktan sonra direksiyonu Berlin’e kırıp, burada yeni kurulan Barenboim-Said Akademisi’nde üniversite eğitimi almaya başladı. Sağlam, komple müzisyen yetiştirme iddiası taşıyan bu çok özel kurumda, günümüzün büyük müzik adamı Daniel Barenboim’den de dersler alıyor. İki gencimiz de,
İş Sanat’ın rahmetli sanat yönetmeni Meriç Soylu’nun anısına her yıl yapılan Parlayan Yıldızlar serisi kapsamında daha önce konserler verdiler. Karataş ayrıca, son yıllarda yurtdışında müzik eğitimi alan gençlere eğitim desteği sağlamasıyla öne çıkan Çağdaş Eğitim Vakfı’nın (ÇEV) bir bursiyeri. Bu akşamın üç solistinden biri olan soprano Mari Eriksmoen’e gelince, o da şef Jensen gibi Norveçli. Bu konser sayesinde yakından tanıyacağımız Eriksmoen, tatlı bir tınıya sahip, çok duru bir ses. Konserin ikinci yarısında seslendirilecek Gustav Mahler’in 4. Senfoni’sinin son bölümündeki solo soprano partisi için de mükemmel bir
seçim gibi duruyor Eriksmoen, çünkü bu parti bir çocuğun gözünden cennetin tasviridir ve bu yüzden, çocuksu tınlayan, hafif lirik soprano ses tercih edilir.
Yiğit KarataşKonser sahnelerimizde her geçen yıl daha çok Mahler senfonisi dinliyoruz. Orkestralarımız Mahler’i daha çok çaldıkça bu kült bestecinin estetiğine daha fazla adapte oluyor ve dinleyicimizin de bu senfonileri daha fazla benimsemesinin yolunu açmış oluyorlar. Üstelik, 4. Senfoni Mahler’in dinlemesi en kolay ve süre bakımından da en makul senfonilerinin başında gelir. Eser ayrıca, Mahler’in yazdığı en güzel ‘ağır’ bölümlerden birine sahiptir.
Konserin ilk yarısında seslendirilecek Johannes Brahms’ın geç dönem eserlerinden biri olan Keman ve Viyolonsel için İkili Konçerto, bestecinin ne keman ne de piyano konçertoları kadar sık çalınan bir eseridir, o yüzden de -tıpkı Beethoven’in Üçlü Konçertosu gibi- konser dinleyicisi tarafından mütemadiyen özlenir. Karataş ve Sağlam gibi iki yetenekli genci aynı sahnede buluşturmak isterseniz, Brahms İkili Konçerto’dan daha iyisini bulamazsınız. Brahms’ın aziz dostu kemancı Joseph Joachim’e ithaf ettiği ama ilk çalındığında çok da beğenilmeyen bu eseri, üzerinden yıllar geçtikçe daha sevilir olmuştur. Bu konçertoyu ne zaman dinlesem, Brahms’ın insanlığa armağan ettiği o muhteşem keman ve piyano konçertolarının yanına bir de viyolonsel konçertosu katmadığına hayıflanırım.