Güncelleme Tarihi:
Eğlenmek, sosyalleşmek, müzik dinlemek, gündemi takip etmek, ödev yapmak, oyun oynamak, yol bulmak... Neredeyse her şey ama her şey için çevrimiçiyiz. Peki ya internet bir anda tümüyle hayatımızdan çıkıverirse?
Marc-Uwe Kling, internetin yokluğunda yaşayacağımız çaresizliği ve şaşkınlığı mizah dolu bir hikâyeyle anlatıyor. Bir taraftan teknolojik altyapıya ne kadar bağımlı hale geldiğimizi ve artık istesek de onsuz olamayacağımızı ortaya koyarken diğer taraftan bu bağımlılığın yarattığı sosyal hasarlara dikkat çekiyor.
İnterneti küçük torunu Tiffany’ye “İşte böyle tıklıyoruz ya...” diye tarif eden bir büyükanne, bilgisayar başında endişeyle ne olduğunu anlamaya çalışıyor. Tıklıyor tıklıyor, hiçbir şey olmuyor, sayfalar açılmıyor. Sonunda mahcup bir ifadeyle itiraf ediyor: “Galiba interneti bozdum!” Tiffany’nin ağabeyi Max telefonda oyun oynayamıyor, ablası Luisa müzik dinleyemiyor, büyükbaba televizyon izleyemiyor ama yine de hiç kimse büyükannenin interneti bozabileceğine inanmıyor. Oysa büyükanne interneti gerçekten de bozuyor. Hem de bütün dünyada!
Anne erkenden eve geliyor, çünkü internetsiz çalışmak mümkün değil, baba biraz daha geç geliyor çünkü navigasyon alışkanlığı nedeniyle kendi evinin yolunu karıştırıyor. Siparişleri teslim edemeyen bir pizzacı çocuk adres sormak için kapıyı çalıyor ve yapacak bir şey olmadığından o da onlara katılıyor. Kısa sürede anlaşılıyor ki dünyaya tam bir karmaşa ve panik hâkim.
İnternetsiz bir dünyanın artık hayal dahi edilemeyeceği bir gerçek; yetişmekte olan nesil öyle bir dünyayı hiç deneyimlemedi bile. Öte yandan, bırakın tüm dünyada çökmesini, internetten herhangi bir sebeple birkaç saat mahrum kalmanın bile çoğu zaman endişeye, strese, büyük bir boşluk duygusu ve huzursuzluğa neden olduğu da bir gerçek. Ve yazar Marc-Uwe Kling’in asıl dikkat çektiği de işte bu hallerimiz. Bizi bu hale getiren alışkanlıklarımız, bu arada kaybettiklerimiz. Yüz yüze iletişim ve paylaşımı gitgide daha da çekilmez ve sıkıcı buluyor olmamız.
Tiffany’nin ailesinin durumunu anlatan şu cümle gerçeği tartışmasız yüzümüze vuruyor aslında: “Öylece oturdular. Hiçbiri internet olmadan ne yapacağını bilmiyordu.” İnsan sormadan edemiyor; gerçekten de ne yapacaklar şimdi?
İlk şoku atlatıp kendilerini zamana ve hayal gücüne bırakırlarsa gerisi kolay aslında. Üstelik bir de internetsiz yapılabilecek bir sürü şey bilen küçük Tiffany var. Ve o bu durumdan fazlasıyla memnun.
Marc-Uwe Kling’in bir sürü küçük hikâyecik ve oyunlarla süslediği, kara mizah yüklü öyküsünü Astrid Henn’in sanal âlemin küçük bir özetini de çıkaran birbirinden komik çizimleri tamamlıyor.
BÜYÜKANNENİN İNTERNETİ
BOZDUĞU GÜN!
Marc-Uwe Kling
Resimleyen: Astrid Henn
Çeviren: Burcu Aksu Güney
Uyurgezer Kitap, 2019
64 sayfa, 24 TL.