Güncelleme Tarihi:
Gündem hep korona. Daha ne kadar koronanın başrolünü oynadığı bir hayat devam edecek bilmiyoruz. Geçen yıl bu zamanlar tüm bu yaşadıklarımızı konu alan bir Hollywood filmi seyretseydik çoğumuz abarttıklarını düşünür, bu devirde bir virüsün hayatı altüst edeceğine inanmazdık belki de. Ama işte hayatlarımız bir virüsle tamamen değişti. Bu süreçten neler anladığımız, kendimizi ve dünyayı nasıl değiştirdiğimiz/değiştireceğimiz konusunda gelecek günlerde pek çok kitap okuyacağımız kesin. Araştırmalarda başrol olan bu virüs, romanlarda da önemli roller üstlenecek elbette. Ama şimdi gelin usta gazeteci Umur Talu’nun ‘Senin Adın Corona Olsun’ adlı kitabına bakalım. Altbaşlığı ‘İnsanlığın Salgın Maceraları’ kitabın. Yani sadece korona değil kolera, İspanyol gribi gibi salgınlar da, özetle insanın çaresizliğiyle yüzleştiği hikâyeler var kitapta. Arka kapakta imzası olan Fahri Aral, Einstein’ın “Bizim gibi fiziğe inananlar bilirler ki geçmiş, şimdiki zaman ve gelecek arasındaki farklılaştırma, inatla kalıcı hale gelmiş bir illüzyondan ibarettir” sözünün altını çizerek kitabı bu gözle okumamızı salık veriyor.
Umur Talu’nun tarihte yolculuk yaparak iç içe geçmiş hayatları sıraladığı kitabı insanlığa çaresizliğini hatırlatırken çözümün de kendi elinde olduğunu söylüyor. Usta kalem salgınları ve salgınların hem toplumsal hem bireysel hikâyeleri nasıl etkilediğini anlatıyor, tarihin sayfalarında adlarını bulacağımız kahramanlarıyla. Mesela 1865’te İstanbul’da yapılan Sağlık Enternasyonali. Mademki Avrupa’yı saran salgının kaynağı hacılar, o zaman çare de İslam coğrafyasında bulunsun denmiş; konferasın başında da Hekimbaşı Mehmed Salih Efendi varmış. Tam yedi ay sürmüş. Çare bulunmuş mu peki? Elbette bulunmuş, artık kolera yok. Ama nasıl, işte o ayrıntılar hikâyede gizli.
SAĞLIK ÇALIŞANLARINA MİNNETLE...
Futbol basit bir oyundur ama Albert Camus, “Ahlak ve yükümlülükleri öğrenmeyi futbola borçluyum” der. Salgın hastalıklar futbola nasıl etki etmiştir? Bugün bile etkilerini görüyoruz, ya tarihe bir uzanıp salgın hastalıkların yeşil sahaların yansımasına baksak neler görürüz? Evet futbol basit bir oyundur ama hayatın taa kendisidir.
Kitaba adını veren ‘Senin Adın Corona Olsun’ ise hayatımızı zindan eden bu virüsün keşfinin hikâyesi. Yazının başında da altını çizdiğim gibi illüzyon! Talu’nun kitapta söylediği gibi illüzyon olmasa da füzyon... Tekrar eden durumlar, kullanılan benzer teknikler, yol açtığı benzer dertler ve gereken ayrı çözümler...
Kitapta salgınların çözümü için çalışan pek çok insanın hikâyesi yer alıyor. Ve elbette salgınlarla aramızdan ayrılanlar. Tarihe adını yazdırmış, sonra da hastalığa yenilmiş pek çok insan... Adı duyulmuşlar kadar Talu’nun, tarihin yumağından ipini tutup çekip çıkardıkları da var. Çünkü salgın bile, eşitlik görüntüsü altında, eşitsizliklere bulaşıyordu en çok! Sadece isimlerini bilmiyorduk. En çok da salgınları bitirmek için ön cephede mücadele edenlerden bahsediyor Talu. Zaten kitabını onlara adamış ve ben de bir kez daha onları saygıyla ve minnetle anmak istiyorum. Umarım en kısa zamanda bu salgın da diğerleri gibi tarihe gömülür ve bu kitapta yer alan insanlığın salgın maceraları arka kapakta da belirtildiği gibi geçmişe, bugüne ve geleceğe dair küçük pencereler açar.
SENİN ADIN CORONA OLSUN
İNSANLIĞIN SALGIN MACERALARI
Umur Talu
Literatür Yayıncılık, 2020
312 sayfa, 38 TL.