Güncelleme Tarihi:
Meghan O’Gieblyn’in ‘Tanrı, İnsan, Hayvan, Makine’si, metaforların gündelik hayatımızdaki anlamlarını ve yapay zekâya ilişkin düşüncelerimizi derinleştirmek için yazarın teknoloji ile ilgili fikirlerine katılıp katılmadığımızdan bağımsız, epey ilham verici bir kitap.
Hayatı dil kuruyor. Gündelik hayatımızda tekrar ettiğimiz, istemeden dilimize giren, kullandığımız kelimeler, düşüncelerimizi de etkiliyor. O’Gieblyn’in fark ettirdiği üzere beynimizin işlevlerini bilgisayarlar üzerinden kullandığımız kelimelerle tarifliyoruz. Fikirleri beynimizde ‘işliyor’, anılarımızı ‘depoluyor’, beynimizde bilgilere ‘erişiyoruz’. Bilgisayım terimlerini insana atfettiğimiz özelliklerin metaforları olarak kullandığımızın farkında değiliz belki de.
‘Tanrı, İnsan, Hayvan, Makine’ kitabında O’Gieblyn, yapay zekâ, insan doğası ve maneviyatı kesiştiriyor. Modern teknolojinin insanlar ve dünya hakkındaki temel anlayışlarımızı nasıl değiştirdiğini pek çok bağlamda inceliyor. O’Gieblyn, transhümanizme merakı olan, teoloji okumuş biri. Teolojik okumalarıyla transhümanizmin birbirine benzer bir gelecek fikri kuruyor olması, ‘Diriliş’ metaforuyla transhümanizmin arasındaki benzerliği fark etmesiyle derinleşiyor.
Transhümanizmi meraklısı için basitçe açıklamam gerekirse, teknolojinin insan doğasının sınırlarını aşmayı ve insani deneyimini geliştirmek için bir araca dönüşmesi olarak özetleyebilirim. İnsanların zihinsel ve fiziksel yeteneklerini artırarak yaşlanmayı önlemeyi ve hatta ölümsüzlüğe ulaşmayı hedefler.
Transhümanizm kelimesinin ilk kez 1957 yılında Julian Huxley’nin insanlığın nasıl kendi doğasını yüceltip yeni bir şey haline gelebileceğine dair yaptığı konuşmada kullanıldığı söyleniyor. Ancak O’Gieblyn’in transhümanizm kelimesini aslında ilk Dante’nin ‘İlahi Komedya’da ‘trasumanar’ olarak kullandığı bilgisi, beni en çok şaşırtan şeylerden biriydi. Dante, ‘Cennet’ kısmının ilk kantosunda, Diriliş’i yüceltilmiş bir bedene kavuşmanın nasıl bir şey olduğunu anlattığı bölümde, bu dönüşümü hiçbir şeye benzetemediği için insanın da ötesinde anlamında ‘trasumanar’ sözcüğünü kullanıyor. Merak edip İtalyanca aslından, İngilizcesinden ve Türkçesinden okudum. İngilizcede ve Türkçede insanın ötesi, insan ötesi olarak kullanılmıştı.
Ray Kurzweil’in ‘Ruhsal Makineler Çağı’ (The Age of Spiritual Machines) kitabıyla karşılaşmasıyla bir nevi hayatı değişiyor ve bu kitap tüm bu düşünce akışını tetikleyen unsur oluyor. Kurzweil, ölülerin teknoloji yoluyla dirileceğini ve nöral implantlar, zihin aktarımı gibi teknolojilerle ölümsüzlüğe ulaşabileceğimizi düşünen bir transhümanist ve fütürist. Nitekim, 2019’da Elon Musk, insan beynini kafatasının içine yerleştirilen ince tellerle bilgisayara bağlamayı amaçlayan ‘Neuralink’ adlı bir start-up kurdu. Musk bu sayede günün birinde zihnin makineye aktarımına olanak sağlayacağını ve bunun sonsuza dek yaşamamızı mümkün kılacağını iddia ediyor.
Hepimiz ChatGPT ile konuşuyoruz, hepimiz. Kimisi işlerini kolaylaştırmak için kullanıyor, kimisi merakından sohbet ediyor. Ancak kibar ve her şeyi bilen bu sohbet robotunun cazibesine kapılmamak elde değil. Kitabın orijinal basım tarihi olan 2021’de GPT-3 konuşma modeli vardı ve henüz hayatımıza bu denli girmemişti. Kitapta, O’Gieblyn’in üzerinde durduğu en korkutucu şey, makinelerin daha insana benzemesi için yapılan çabalar değil, insanların makineler haline dönüştürülme çabası. Kimseyle konuşmadan geçtiğimiz kasalar, yakında yemek teslimatı yapacak olan robot kuryeler, robot süpürgeler çağı geldi bile. Meghan O’Gieblyn’in bakış açısı, Minerva’nın Baykuşu gibi geçmişe bakarak, bugünü anlamlandırmaya, gelecek için kaygısını ise insan olmanın anlamını yeniden düşünmeye davet ediyor bizi. Bu kadar teknolojinin içinde, nesnelleşmeden sıyrılıp, insancıl bir dünya kurmamız gerektiğine inanıyor.
Ben bu belirsizlikte Occam’ın Usturası’ndan yanayım. Tüm bunların olmayacağına dair elimizde bir kanıt var mı? Sanmıyorum. Tüm teknolojik kehanetlere açıkçası ‘yaşayıp görelim’ şiarıyla yaklaşıyorum. Bu aralar sürekli üzerimize gelen gelecekten haklı olarak endişe duyuyorsanız, ‘Tanrı, İnsan, Hayvan, Makine’ kitabı tam size göre.