Güncelleme Tarihi:
“Merhaba Ben Rino, uzun zamandır binbir zahmet ve sıkıntı çekerek çizimlerimi bu kitapta bir araya getirmiş olmak gerçekten gurur verici benim için. Bir süredir Kore’de Manhwa çizmediğimden dolayı Webtoon’u iyi yapıp yapamayacağımdan endişeliydim. Hikâyenin çizimleri göz kamaştırdığı için büyük sorumluluk altında hissediyorum kendimi. İlgili kişiler Manhwa’ya özgü bir atmosferle ilerlemem için beni çok cesaretlendirdiler. Yazar Yunsul da birçok yönden düşünceli olduğundan serileştirme aşaması sorunsuz gerçekleşti. Sınırsız hayal gücüne izin veren romanlar kadar tatmin edici olmasa da umarım okurken keyif alırsınız.”
‘İmparatorun Kızı’ kim, önce oradan başlayalım: İsmi Ariadna Lereg İlestri Pre Agrigent. Yazı boyunca Ariadna gibi anacağımız bebek prenses beş kelimelik bu uzun ismi hak ediyor. Çünkü o “bir önceki hayatında”, Kore’de yaşayan sıradan bir kadınken 25 yaşında, kim olduğunu bilmediği biri tarafından öldürülmüş. Yeniden dünyaya geldiğinde ise tahta çıkalı henüz beş yıl olmasına rağmen tüm dünyada psikopatlığı, sadistliği, deliliğiyle nam salmış Agrigent İmparatoru Caitel’in kızı olmuş. Annesi onu doğururken ölen Ariadna, “içgüdüleri” sayesinde gözünü yeni hayatına açar açmaz çevresinde olup biteni anlayabiliyor. Babasıyla ilgili ilk kanaati de Caitel’in onun boğazını sıkarak öldürecekmiş gibi sıkmasıyla oluşuyor.
Üzerine titreyen iki dadısının güvenli kollarında gün be gün büyüyen ve ufak ufak saray ortamına alışan Ariadna, Caitel ne zaman onu görmeye gelse büyük bir korkuya kapılıyor. Çünkü zalim imparatorun sağı solu, önü ardı belli değil. Ariadna’ya “dokunan” bir prensesin ölüm fermanını ağzından çıkan tek cümleyle verebiliyor örneğin. Mesele Ariadna’ya “dokunması” değil, Caitel’e “ait” “bir şey”e dokunması. Ve Caitel’in kızının geleceği hakkındaki planları da hiç iç açıcı değil. Saraydaki arkadaşıyla yaptığı konuşmaya şahit olan Ariadna, babasının bir varise ihtiyacı olmadığını, bu yüzden de onu büyüyünce satacağını işitiyor. Ancak diğer yandan Caitel’in günden güne kendisine yakınlık göstermesine, ayrı bir odada uyuduğu beşikten babasının yatağına geçerek onun dayanılmaz cazibesine kapılıyor. Genç ve deli baba, kızına iyice ısınırken bebek prenses de emeklemeye başlıyor. Caitel de bu arada “işleri büyüterek” kızıyla top oynayacak kıvama geliyor. Ve “İmparatorun Kızı”nın ilk kitabı tam burada son buluyor.
Rino ve Yusul’un kafa kafaya vererek ortaya çıkardığı “İmparatorun Kızı - 1”, Caitel ile Ariadna arasındaki ilişkinin nereye varacağına dair hiçbir şekilde ipucu vermediği için girişte değindiğim “merak” konusu, okuru avcunun içine alıyor ve türü ne olursa olsun her “seri” eserde olduğu gibi devamının gelmesini iple çektiriyor.