İmge ve gerçek

Güncelleme Tarihi:

İmge ve gerçek
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 27, 2017 14:58

D. Fairchild Ruggles ‘İslami Bahçeler ve Peyzajlar’da 7. yüzyıldan 20. yüzyıla değin tarihçilerin İslami diye etiketlediği bahçelerin anlamını, mekaniğini ve verimliliğini tek başına ne dinin ne de kültürün açıklayamayacağı fikrinden hareket ediyor. Bir kültürel arkeoloji araştırması değil, antropoloji yanında tarih ve kültürel geçişgenlik meselesini de yüksek düzeyde somutlayan bir kitap...

Haberin Devamı

Ne yönden bakarsanız bakın bahçe, aynı zamanda hemen gerçeğe de dönüşüverecek yaygın bir imgedir. Bir çocuğun saflığı ile açıklayabiliriz ondaki imgesel gerçekliği. Bu bağlamda aslında kültür ve medeniyetin çocuk taraflarıdır bahçeler. Salt saflık yönlerinden değil, gelişim, değişim, şen ve yaşama dönük açıklıkları yönünden de böyle. Hatta düşe ve düşselliğe göz kırpışlarını da ekleyebiliriz buna.
Söz konusu olan, İslam kültür ve medeniyeti ve onun tarih içinde bahçe olarak çiçeklenişini düşündüğümüzde durum değişir mi? D. Fairchild Ruggles, konunun çocukluk yönüne hiç değinmez ama, bütün bahçelerin aslında birbirini beslediklerini, ortak bir kültürel havuz tarafından sulandıklarını söyler. ‘İslami Bahçeler ve Peyzajlar’ da, kendisinden önceki açılım ve kurgulardan ayrı kendisine çok özgü bir özgünlüğe elbette kavuşmuştur ama bu özgünlükte, önceki uygarlıkların büyük payı vardır. Lakin bu pay, İslam kültürünün etkin dönüştürme kabiliyetinin sonucudur.
On bir bölüm, kaynakça, çizimler ve sayfalara yayılmış görseller boyunca 7. yüzyıldan 20. yüzyıla değin “tarihçilerin İslami diye etiketlediği bahçelerin anlamını, mekaniğini ve verimliliğini tek başına ne dinin ne de kültürün açıklayamayacağı” temel fikrinden hareketle yazar, Güney Asya ve Müslüman İspanya üzerine daha çok yoğunlaşarak, teorik çerçeve kadar pratik olanın esnekliği arasında özgürce dolaşıyor. İslamın özellikle suyla kurduğu teknik ilişki, kadim ve günceli birleştirme kapasitesi eşliğinde gelişen ekonomi politiğin imge olarak bahçeye de yansıması irdeleniyor. Dolayısıyla, bahçenin imgesel olarak sürekliliği ile gerçek olarak yaşanıp görülebilirliği paralel okunuyor. En büyük dünyevi ihtirası “kırda güzel bir eve sahip olmak ve çiçeklerle ötücü kuşları metheden şiirler yazmak olan yeni Müslüman sınıfın” bahçeye getirdiği yorumu takip edebiliyoruz kitaptan. Bu bir çocukta bulunabilecek saflık değil mi?

Haberin Devamı


Yine de yazarın ısrarla vurguladığı nokta, bahçenin düşsel bir idea olmaktan öte maddi bilgiyle güncellenmiş yeni bir yaşam pratiği olduğunun unutulmamasıdır. Evet, Kur’an’a dayalı bir cennet tasviri ve onun yansıması bir bahçe ideali hep vardır ama kültürel pratikte açığa çıkan “hususi olarak Müslüman bir cennet kavrayışını yansıtan biçimden ziyade önceden beri var olan bahçe biçimleri dağarcığını yansıtan bir cennet tarifidir”. Bu elbette içinde siyasi hâkimiyet fikrini de barındıran bir hamle olmakla yetinmez, mekân fikri ile bütünleşir, İslam’ın hemen yakınındaki Roma mirası başta olmak üzere kadim ve güncel tekniği gerçekten düşe nasıl kanatlandırdığını da imler.
‘İslami Bahçeler ve Peyzajlar’, bir kültürel arkeoloji araştırması değil antropoloji yanında tarih ve kültürel geçişgenlik meselesini de yüksek düzeyde somutlayan bir kitap. Emre Ayvaz ve çevirmen Nurcan Boşdurmaz’ın emeği de her sayfasında can buluyor.

 

Haberin Devamı

İmge ve gerçek
İSLAMİ BAHÇELER VE PEYZAJLAR
D. Fairchild Ruggles
Çeviren: Nurcan Boşdurmaz
Koç Üniversitesi Yayınları, 2017
380 sayfa, 58 TL.

BAKMADAN GEÇME!