Güncelleme Tarihi:
Çin’den başlayarak çok geniş bir alana yayılan Doğu bilgeliğinin metinlerini bugünün tecrübesi ile okumanın hayret uyandırıcı tarafları var. Bazen, dönüp dolaşıp Çin’e bağlanan bu metinlere Çin’in kendi tecrübesinin mi yoksa başka tecrübelerin mi ilham verdiğini sorarsınız. Madem dile Çince olarak bağlanıyorlar, onları Çin kültürünün malı saymaktan başka seçenek de yok. Böylece dilin ne denli önemli bir belirleyen olduğunu ve asıl güç ve ilerlemenin onun sayesinde mümkün olabildiğini tekrar etmenin yararı var mı acaba?
Bu soru şundan önemli, sonunda bu ve benzeri metinler dil ve düşüncenin şiiri sayılırlar. Türkçe şiirin de uzun vadede koruyacağı konum salt bir literatür meselesi değildir, diyelim tekrarla. Giray Fidan’ın Çince aslından çevirdiği ‘İkna Sanatı’ da sonunda şiir fikrinin ışığıyla pekâlâ okunabilir. Bilgelik etkisini bundan alır. Semboller öne çıkar çünkü. Sembol aklın matematiği değil, şiiridir. Bu bakımdan, Yin Yang, Gök, Dao, Qi ve Bir gibi sembolleri açıklar bize çevirmen. Arkasından XII bölüm boyunca, ikna sanatının incelikleriyle buluşturur. Söz merkezi bir rol oynar burada. “Konuşma başkalarını ikna etmek içindir. İkna etmek yardım etmektir.” Kim içindir bu ikna? Kişinin kendisi adına mı yoksa bir üst güç, otorite için mi?
Hükümdar için düşünüp konuşmak Doğu metinlerinin ana karakteridir. İslam kültürü de devralacaktır zamanla bu geleneği. Geçmiş her zaman esaslı bir orijindir. “Gök ve yer arasındaki bilgeler, insanları yönlendirmek için geçmişi incelerler.” Onlar başkalarını inceleyerek kendilerini, geçmişi inceleyerek bugünü anlarlar. Şeyler, olaylar, insanlar, hareket, kelimeler semboller vasıtasıyla yorumlanır ‘ikna sanatı’ için. ‘Ağız kalbin kapısı’ sayılır. ‘Kalp ise ruhun efendisi’ bilinir. Güneşin ve gölgenin hemen her şey adına sembollerle kullanıldığı görülür bu sanatta. Ayrıca ‘yaratıcı mesafe’ kuralına özel bir önem atfedildiği dikkatten kaçmaz. ‘Mesafe yakınlığa, mesafesizlik ayrılığa’ sebep olur, özellikle hükümdar-memur ilişkisinde. Siz onu bugüne uyarlayabilirsiniz.
Öğüt, bilgelik kitapları yöntem sunarlar sürekli. Bilge kişiler riskli şeylerin doğalarını tanıdıkları için ondan uzak dururlar. “Şeylerin doğaları vardır, olaylar da kendi seyirlerinde birbirlerine yaklaşır ve uzaklaşırlar” çünkü. Büyüleyici sözün önemi, ortak aklın devreye sokulması, uyum, uzlaşma, ölçüp biçme hep elde tutulmalıdır. Konulara yaklaşımın ruhu, şiiriyeti bunlar yorumlanırken belirir. Şöyle denir mesela: “Ölçme denilen şey; duyguların dışarıdan görülen işaretlerini tartmaktır.” Böylece olaydan olguya geçilebilir. Retorik ve diplomasi yanında strateji ve psikoloji gibi disiplinlere kaynaklık ettiği söylenen ‘İkna Sanatı’nın, çeviriden de hissedilen tarafı metaforik üslubudur. Karar vermeyi “Bütün kararlar soru sormakla başlar” diye açıklayan bir kitapla baş başayız çünkü. Ve sözlerin sonunda hükümdara bağlanması da sebepsiz değildir. Güç, kültürü de belirler. Lakin asıl güçlü kendisine bakma iradesi ve yüceliğini gösterebilendir. “İsmin doğruluğu gerçeklikten doğar.” Gerçek sanattır.