İklim krizini anlamak için okumak

Güncelleme Tarihi:

İklim krizini anlamak için okumak
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 20, 2021 08:58

Kasıp kavuran sıcaklar, ani hava değişimleri, ormanları küle çeviren yangınlar, kentleri boğan seller, kuruyan nehirler, tükenen türler, azalan tarımsal üretim derken ekolojik krizin uzak bir gelecekte değil, bizzat şu anda yaşanmakta olduğunu sert bir şekilde fark ediyoruz. Peki, iklim krizini çözmek elimizde mi? Karbon ayak izi ne demek? Bireysel olarak ne yapabiliriz? Yerel yöneticilerden, hükümetlerden ne tür taleplerde bulunabiliriz? İklime ve ekolojiye dair zihnimizi aydınlatacak, günlük hayatımızda bize yol gösterecek kitapları seçtik.

Haberin Devamı

Bütün ülkelerdeki biliminsanları toplanıp rapor yazsa, bu kadar sarih anlatamayacakları kadar bariz bir şekilde iklim krizinin ne olduğunu anlamak zorunda kaldığımız zamanlardan geçiyoruz. Yıllardır makalelerde, kitaplarda “Geliyor, gelecek, önlem almazsak gelecek” denen her şey bir bir gerçekleşiyor. Tüm bunlar olurken, iklim krizine inanmayanların da sayısı değişmiyor. Orman yangınlarının iklim kriziyle ilgisi olmadığını düşünenlerin oranı Konda araştırmasına göre yüzde 63. Belki geç kalmış olabiliriz ancak doğayı, iklim değişikliğini, gelmekte olanı fark etmek, geleceği, dünyayı şekillendirmek için önce anlamamız lazım. Bireylerin bir araya geldiklerinde yaptırım güçlerinin ne kadar büyük olduğunu biliyoruz. “Bir elin nesi var, iki elin sesi var” demişler nihayetinde.
İklim değişikliğini anlamak, “Karbon ayak izi de ne ola ki” sorusuna cevap bulmak, bu konuda neler yapabileceğimizi ya da yapamayacağımızı öğrenmek, dünyayla bağımızı güçlendirmek için okuyabileceğiniz kitaplar seçtik. Bu kitapların birçoğunun ortak özelliği karamsar olmaları, ancak gerçekçi olmadan elimizi taşın altına koymamız imkânsız.

Haberin Devamı

YAŞANMAZ BİR DÜNYA/ISINMA SONRASINDA HAYAT, David Wallace-Wells, çev.: Ebru Kılıç,Domingo Yayınları
“Durum çok kötü, sandığınızdan da beter” sözleriyle başlayan ‘Yaşanmaz Bir Dünya’, 2019’da Amerika’da yayımlandığından beri çok konuşulan bir kitap. İklim konusundaki makalelerde bol bol referans verilen kitap, isminin ve girişininin aksine, bütünüyle kötümser değil. Böyle dediğime bakmayın, geleceğe dair dehşet verici gerçeklerden, deniz kuşlarının ağırlığının yüzde 10’u kadar plastikle gezdiğinden, her bir uçak yolculuğunun kutupları biraz daha erittiğinden, ne kadar çok kömür yaktığımızdan ve bir o kadar enerjiyi israf ettiğimizden tek tek söz ederek bizi kötümserliğe sürüklüyor. Biraz da sürüklemeli. Tek bir insan ömründe dünyanın ömrünü kısalttığımızı nedenleri ve olası sonuçlarıyla anlatırken, devletlerin elinde, kirli enerjiye son verebilecek siyasi aygıtın, karbon vergisinin, tarımı, enerjiyi değiştirecek yatırımların olduğunu ve çözümlerin apaçık ve elde edilebilir olduğunu da unutturmuyor.

Haberin Devamı

SON BUZUL ERİMEDEN, Prof. Dr. Levent Kurnaz, Doğan Kitap
Levent Kurnaz, iklimle ilgili tüm soruları hepimizin anlayabileceği bir dille açıklıyor. Kurnaz’ı son zamanlardaki iklim felaketlerinde görüşlerine başvurulan ve yazılarıyla sık karşılaştığımız bilim insanlarından biri olarak tanıyoruz. Kurnaz, “İklim nedir?” sorusundan başlayarak, sera gazlarının hangi gazlar olduğuna, buzulların erimesiyle dünyanın ısınması arasında nasıl bir ilişki olduğuna, iklimin bizim yüzümüzden mi değiştiğini, iklimin değiştiğinden emin olup olmadığımızı, tercihlerimizin neleri değiştirebileceğini apaçık bir şekilde ve bir öğretmenin kaleminden çıktığı için de müthiş bir anlaşılırlık ve yalınlıkla anlatıyor.

Haberin Devamı

İŞTE BU HER ŞEYİ DEĞİŞTİRİR/KAPİTALİZM İKLİME KARŞI, Naomi Klein, çev.: Osman Akınhay, Agora Kitaplığı
Açık Radyo’da Açık Gazete’yi dinleyenlerin, ismini ilk orada duyduğu Naomi Klein’ın kitabı da bu seçkide unutulmaması gereken eserlerden. Klein söze, 2012’de Washington’da tekerlekleri sıcaktan eriyen asfalta yapışmış uçağın hareket edemeyişini anlatarak başlıyor. Sonra da uçağı çekmek için çok daha güçlü (yani havaya çok daha fazla sera gazı salan) bir uçak getirmeleriyle devam ediyor. Klein, iklim krizini son derece politik bir mesele olarak ele alıyor ve bu krizin kapitalist sistemi ve dolayısıyla dünyayı değiştirmeden çözülemeyeceğini anlatıyor.

Haberin Devamı

AÇIK YEŞİL SERİSİ, Ömer Madra ve Ümit Şahin, Can Yayınları
Açık Radyo’dan bahsetmişken ‘Açık Yeşil’ programından ve kitaplarından söz etmemek olmaz. Çarşambaları yayımlanan ‘Açık Yeşil’ programı, 2008’den beri iklim değişikliğine karşı bizi uyarmaya devam ediyor. Kendi adıma, iklim konusunda endişelenmeye ilk bu programları dinlerken başlamış ve her seferinde dehşete düşmüştüm. Bu programların kaydı olan ‘Açık Yeşil’in her iki cildi de iklim konusunda bilgilenmek isteyen okurlar için müthiş bir arşiv niteliği taşıyor.

MUZ NE KADAR KÖTÜDÜR?/HER ŞEYİN KARBON AYAK İZİ, Mike Berners Lee, çev.: Tuğba Elçin, Yeni İnsan Yayınevi
Karbon ayak izi meselesini bu kadar sade, bu kadar basit anlatan bir kitaba daha rastlamak mümkün değil. Bir muzdan by-pass ameliyatına, televizyon izlemekten kitap okumaya, her şeyin karbon ayak izini anlatıyor Lee. Bir elmanın da kâğıt torbanın da doğru üretilmesinin mümkün olup olmadığını ve o elmaları ya da muzları yiyenler olarak bizleri, tabağımızdaki yemeğin nereden geldiğini, bizden daha mı çok seyahat edip etmediğini düşünmeye de davet ediyor.

Haberin Devamı

AĞAÇLARIN GİZLİ YAŞAMI, Peter Wohlleben, çev.: Ali Sinan Çulhaoğlu, Kitap Kurdu
Ağaçların önemini anlamanın, bir ormanda yürümenin ne demek olduğunu en iyi anlatan kitaplardan. Orman mühendisi Wohlleben, ağaçların o sessiz görüntülerinin aksine, nasıl da canlı bir yaşam, yardımlaşma ağı olduklarını anlatıyor. Ormanın sakinlerinin bazılarının ne kadar atik, bazılarının ne kadar yaralanmaya açık, bazılarının da her duruma nasıl da hazırlıklı olduğunu da öğreniyoruz. Bazı ağaçların tohumları, nerdeyse kuş gibi uçarak, boş alanları ormanlaştırmak için filizleniyor. Heyelan, ya­nardağ patlaması, yangınlarla çoraklaşan araziler, 10 yıl içinde genç bir ormana dönüşebiliyorlar. Yeter ki rahatsız etmeyelim...

SEÇTİĞİMİZ GELECEK: İNATÇI İYİMSERİN İKLİM KRİZİYLE MÜCADELE REHBERİ, Christiana Figueres, Tom Tivett-Carnac, çev.: Şafak Tahmaz, Siyah Kitap
Paris İklim Anlaşması’nın müzakerecilerinin çalışması; bizi her şeye rağmen iyimser olmaya davet eden, bireysel olarak yapabileceklerimizi anlatan bir kitap. Anlaşmanın imzalanmasına giden yolu, devletlerin politikaları değişirse nasıl günler göreceğimizi ve bunun aksini anlaşılır bir şekilde anlatıyorlar. Kısadan uzuna birkaç zaman dilimi içerisinde neler yapabileceğinizi de gösteriyorlar. Şimdi ya da bu hafta, bu yıl ya da 10 yıl içinde. Özellikle iklim konusunda umutsuz gördüğüm herkese hediye ediyor ve buradan da size tavsiye ediyorum.

ÖLMEYİ ÖĞRENMEK: UYGARLIĞIN SONU ÜZERİNE DÜŞÜNCELER, Roy Scranton, çev: Deniz Tortum, Edebi Şeyler
İklim konusundaki belki de en karamsar kitap. İklim felsefecisi Scranton, buradan bir dönüş olmadığını, elimizden gelenin ölmeyi öğrenmek ve arkamızda daha iyi bir dünya bırakmak olduğunu anlatıyor: “Küresel ısınmayı engelleyemedik ve küresel kapitalizm uygarlığı çöküyor. Fakat insanlık olarak bu çöküşten sağ kurtulabilir ve Antroposen’in yeni dünyasına uyum sağlayabiliriz. Bunun için zayıflık ve faniliğimizle barışmalı, ortak kültür mirasımızın çeşitliliğini ve zenginliğini artırmak için çalışmalıyız.”

BU BİZİM HAVAMIZ: GEZEGENİ KURTARMAK KAHVALTIYLA BAŞLAR, Jonathan Safran Foer, çev.: Şahika Tokel, Siren Kitap
‘Hayvan Yemek’ kitabının yazarı Foer, endüstriyel et üretimi ve hayvansal ürün yememizle iklim krizi arasındaki bağı son derece basit, gündelik bir dilde ve muzip üslubunu bırakmadan, umutlu bir tavırla anlatıyor. Endüstriyel hayvancılığın ormansızlaşmaya, metan gazı ve sera gazlarının çoğalmasına nasıl neden olduğunu, vejetaryenliğe, veganlığa göz kırpmanızı sağlayacak bir basitlikte açıklıyor. “Çocuk felcini kim iyileştirdi? Hiç kimse. Herkes” alıntısıyla tek başımıza bile tek başımıza olmadığımızı hatırlatıyor bize.

BİLDİĞİMİZ HAVALARIN SONU/KÜRESEL İKLİM DEĞİŞİMİ VE TÜRKİYE, Mikdat Kadıoğlu, Sia Kitap
Mikdat Kadıoğlu neredeyse hiçbirimiz iklim değişikliğinden söz etmezken, 2001’de yazmıştı bu kitabı. Kadıoğlu, 2001’de bu kitabı yazdığında, “90’lı yıllar son 1400 yılın en sıcak yılları olmuştur” demişti. Şu an 20 yıl sonra, durum çok daha korkunç bir hal aldı ve ülkemizde bu konudaki bilinç de 20 yılda gelişebileceğinin yarısı kadar bile gelişmedi. Geçen temmuz, son yılların en sıcak temmuz ayıydı ve bildiğiniz gibi, bu yazın önümüzdeki yazların en serini olacağı düşünülüyor. İş Kültür Yayınları’ndan çıkan Mikdat Kadıoğlu
ile Serhan Yedig’in ‘99 Sayfada Küresel İklim Değişikliği’ kitabı da göz atabileceğiniz kaynaklardan.

İKLİM DİRENİŞİ/BİR HAYATTA KALMA STRATEJİSİ, Jeremy Brecher, çev: Dilara Kılıç, Yeni İnsan Yayınevi
Aktivist ve yazar Jeremy Brecher iklim politikalarında yapılan yanlışlardan başlayarak, yapabileceğimiz doğruları ve oluşturabileceğimiz yol haritasını anlatıyor ve neredeyse bir kroki çiziyor önümüze. Brecher’in kitabını diğerlerinden ayıran da bu. “İklimin korunması için mükemmel bir strateji için bekleyecek vaktimiz yok; hepimizin görevi, bulabileceğimiz en iyi stratejiyi bulmak ve harekete geçmektir” demesi. Almanya’da 26 Eylül’de yapılacak seçim öncesi iklim aktivistlerinin bir dizi eyleme hazırlanmasından örnek alabiliriz mesela.

BİZİ YERYÜZÜNE BAĞLAYAN HİKÂYELER, Bülent Şık, Doğan Kitap
Bülent Şık’ın bu çalışması pek çok konuda müthiş bir aydınlanma yaşamamı sağlamıştı. Örneğin laboratuvar etinin endüstriyel hayvancılığa göre çok daha masum olduğunu okurken, işin aslının hayvan etiği ya da sera gazı emisyonları açısından hiç de öyle olmadığını bu kitaptan öğrenmiştim. Bülent Şık’ın yaklaşan ve hatta gelmiş olan su ve gıda krizinden, altıncı yok oluştan, HES projelerinden, köylerden, ağaçlardan, yediklerimizden, yememeyi seçebileceklerimizden söz ettiği kitabı; iklimi, yeryüzünü anlamak için mutlaka okumanızı tavsiye edeceğim kitaplardan.

YANAN ORMANLARDA ELLİ GÜN/BU DİYAR BAŞTAN BAŞA 2, Yaşar Kemal, YKY
Yaşar Kemal’in 1955’te Cumhuriyet gazetesinde tefrika edilen yazıları, o dönem Türkiye Ormancılar Cemiyeti tarafından kitaplaştırılıyor. Antalya’da yanan ormanlarda konuştuğu insanlar bize, ağaçlara, ormanlara bakışımızın ne kadar az değiştiğini, ormanın ne kadar önemli olduğunu o zamanlardan anlatmış. Okumadıysanız şimdi okumanın, okuduysanız yeniden okumanın, çocuklara okutmanın tam zamanı.

YENİ GERÇEĞİMİZ SÜRDÜRÜLEBİLİRLİK, Gülin Yücel, Levent Kurnaz, Yeni İnsan Yayınevi
Gülin Yücel ve Levent Kurnaz’ın farklı yazılarından derlenen kitap COVID-19’un iklime etkisinden plastik poşetin paralı olmasına, toplumsal cinsiyet eşitliğinin iklimle ilişkisinden iklim mülteciliğinin açıklanmasına güncel pek çok kavramı ayrıntılı yazılarıyla açıklıyor.

BİTKİLERİN YAŞAMI/BİR KARIŞIM METAFİZİĞİ, Emanuele Coccia, çev.: Kağan Kahveci, İş Kültür Yayınları
Filozof Emanuele Coccia biz insanları; bitkilere, ağaçlara, köklere, çiçeklere dünya üzerindeki yaşama yeni bir bakış açısı kazanmak, daha doğrusu bakış açımızı dönüştürmek için adım atmaya çağırıyor. “Ağaçlar son derece politik nesnelerdir. Doğa politik bir bütündür. İnsanlar gibi bitkilerin de arasında sözleşmeler, savaşlar ve pazarlıklar vardır” diyor Coccia.
Dünyayı anlamak için odağına insanı değil bitkileri koyuyor; yaprakların, köklerin ve çiçeklerin bakış açısına yerleşiyor, onları dinliyor. Dünyaya yaşamı onların verdiğini, hayvanlar ve insanlarla eşit olarak kabul edilmeyi hak ettiklerini söylüyor. Bizi de dönüştürmek için şiirsel bir rehber.

DEVRİM YILMAZ, GEZEGENİ KURTARACAK ÇOCUKLAR İÇİN SEÇTİ

BAŞKA BİR GEZEGEN YOK!/ATIKSIZ YAŞAMIN İPUÇLARI, Nil Ormanlı Balpınar, Timaş Yayınları
Balpınar’dan sürdürülebilir yaşam konusunda eşsiz bir rehber. Alışveriş alışkanlıklarımızın etkilerinden geri dönüşümün ipuçlarına, kuş yuvası yapımından organik kompost yapımına pek çok konuya değiniyor. Okulda, evde, mutfakta ve temizlikte atabileceğimiz küçük adımlarla yaratacağımız farkları görmek ilham verici. Karbon ayak izi, küresel iklim değişikliği ve plastikler gibi bölümler gezegenimizi bekleyen tehlikelerin boyutlarını, neler yapabileceğimize dair ipuçlarıyla anlatıyor. 

BİR DE ONLARDAN DİNLEYİN: EYVAH ARILAR MÜZELİK OLDU!, Gamze Pat, Doğan Egmont
Arılar yeryüzünden silinse dünya nasıl bir yer olurdu? Pat bu sorunun cevabını son arı ailesinin ağzından anlatıyor. Onların yaşanabilir bir yer bulmak umuduyla çıktıkları nefes kesici yolculuk hava kirliliği ve iklim değişikliğinin sonuçlarını gözler önüne seriyor. Ama önce nesli tükenen hayvanlar ve bitkilerle dolu ‘Nadir Canlılar Müzesi’nde yaşadıkları cam fanustan kaçmaları gerekiyor. (Serinin diğer kitapları: ‘Eyvah Horozlar Ötmüyor!’, ‘Eyvah Penguenlerin Soyu Tükeniyor!’)

BALİNANIN HİKÂYESİ, Karen Swan-Padmacandra, çev.: Burak Kaya, Bilgi Çocuk
Küçük bir çocukla bir balinanın duygu yüklü yolculuğu okyanusların baş döndürücü güzellikleriyle baş başa bırakıyor okurları. Ama balinanın dans eden dalgalar, gizemlerle dolu batık gemiler, martılar, denizkaplumbağaları, ışık saçan mercanlar dışında da göstermek istedikleri var çocuğa; okyanuslarla birlikte içinde yaşayan canlıları da yok eden plastik kirliliğinin akıl almaz boyutu.

KARBON GÜNLÜKLERİ 2015, Saci Lloyd, çev.: Nazan Özcan, Tudem Yay
Yıl 2015. Küresel ısınmanın sonucu olarak dünya felakete sürüklenirken İngiltere yüzde 60 karbon kısıtlamasına gidiyor. Bu kullanılan elektriğin, yakıtın, dolayısıyla seyahatlerin, internetin, televizyonun, yiyecek alışkanlıklarının etkilenmesi demek. On altı yaşındaki Laura’nın eline 200 puanlık karbon kartı ulaşıyor. Kullandıkça kırmızı çizgiye doğru düşüyor limiti. Limiti tükenince ne mi olacak? Laura kısıtlamanın ilk yılını günlüğüne aktarmayı başarıyor.

NE YAPSAK DA TEHLİKEDEKİ TÜRLERİ KORUSAK?, Joseph Palau, Rosa M. Curto, TÜBİTAK Yayınları
‘Ormansız Kalmasak?’, ‘Doğal Felaketlerle Baş Etsek?’, ‘Toprağın Verimsizleşmesini Durdursak?’ diye devam eden ‘Ne Yapsak da’ serisinde panda Ginko seyahatlerinde edindiği izlenimleri, doğayı tehdit eden tehlikeleri ve bunların yaşama etkilerini anlatıyor. Toprak alanların azalması, ormansızlaşma, türlerin yok olması, afetler... Her biri diğerine sebep oluyor. Seri, yeryüzünü yaşanabilir kılmak için elzem olan dört başlığı eğlenceli ve bütüncül bir bakışla ele alıyor.

AYI OLMAYAN AYI, Frank Tashlin, çev.: Şiirsel Taş, Redhouse Kidz
Büyük bir ormanda yaşayan Ayı, kış uykusundan uyandığında kendini harıl harıl çalışan makinelerle dolu bir fabrikada bulur. O uykudayken orman yok edilip yerine devasa fabrikalar, beton binalar dikilmiştir. Daha da kötüsü, herkes onu bir ayı olmadığına inandırmaya çalışır ve Ayı’nın ayı olarak kalma mücadelesi başlar. Frank Tashlin’in 1946’da yazıp resimlediği ‘Ayı Olmayan Ayı’ kuşaklardır insanın doğadan kopuşunu ve kendine yabancılaşmasını anlatan benzersiz bir klasik olmayı sürdürüyor.

KÜÇÜK MAVİ SANDALYE, Cary Fagan-Madeline Kloepper, çev.: Ümit Mutlu, Uçanbalık Yay.
‘Lütfen Beni Alın’ yazılı bir notla sokağa bırakılan küçük sandalye serüvenlerle dolu bir yolculuğa çıkıyor. Önce bir eskici dükkânına, sonra tabure görevi göreceği bir bahçeye gidiyor. Kâh bir filin sırtındaki eyer oluyor, kâh bir dönme dolabın tepesine çıkıyor. Bir çocuğun ellerinde tiyatro dekoruna ya da yarış arabasına, bir başkasının ellerinde kuşlara tohum taşıyan bir asansöre dönüşüyor. Fagan, okurları tekrar kullanım, tüketim ve paylaşım kavramları üzerine düşündürüyor.

GRETA’NIN HİKÂYESİ, Valentina Camerini, çev.: Tülin Sadıkoğlu, Çınar Yayınları
2018, 20 Ağustos’ta Greta Thunberg, İsveç Parlamentosu önünde okul grevine başladı. O gün tek başınayken 15 Mart 2019’da tüm dünyada yüzbinlerce insan ‘gelecek için büyük dünya grevi’ne katılmak amacıyla meydanlardaydı. Greta iklim krizine dikkat çekmek için onlarca seyahat yaptı, en güçlü kuruluşlarda siyasilere seslendi. Greta dünya çocuklarına “Büyük şeyler yapmak için çok küçük değilsin” diyerek ilham vermeyi sürdürüyor.

BAKMADAN GEÇME!