İkinci Yeni’yi sürdüren bir şair: Ercüment Uçarı

Güncelleme Tarihi:

İkinci Yeni’yi sürdüren bir şair: Ercüment Uçarı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 28, 2021 15:16

İkinci Yeni şiir akımına bağlı şairler listesi oldukça geniştir. Bunların arasında sayabiliriz Ercüment Uçarı’yı. Hatta akıma en uzun süre bağlı kalan isimlerden biriydi. Çok fazla antolojilere de alınmadı. Onu hatırlatmak istedim.

Haberin Devamı

İkinci Yeni akımı kimleri kapsar? Kesin bir liste düzenlemek olası değil. Antolojilere pek alınmayan bir şairi anımsatmalı. Ercüment Uçarı’yı (1928-1996). İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdi, 1983’te Petrol Ofisi’nden emekliye ayrıldı.
Toplandığımız yerlere uğrar, şiirden söz ederdi. Önceleri pek kitapları yayımlanmadı. 1958’den sonra şiirleri kitaplaştı.
Şiire tutkun bir şairdi, güler yüzlü, edebiyat tartışmalarına katılmayan, herkesle dost bir anlayışı vardı.
Onun şiirinde İkinci Yeni geçmişe dönük anlayışla temsil ediliyordu. Türkiye’nin iyi şairlerini okumuş, sindirmiş, o doğrultuda şiirler yazmıştı.
Şöyle tanımlıyor şiirle ilişkisini:
“Cesur kişilerin işidir şiir. Kendini ona karşılıksız adayanların işidir. Yirmi dört saat kendinle yatanların yanındadır şiir... Şiir üstelik korkak, pısırık, kimverdili kişilerin semtine uğramaz. Şiirde evrenselliğe ise kişiliğin dalaveresiz yurtseverliliğiyle erişilebilir ancak. Şiirin politikası olmaz şiirin kendisi varken. Şiirimi, vücudumun hücrelerini adeta öldürerek yapıyorum. Yüzde seksen beyin hücrelerimi ve yeniliyorum yeniden süratimi kendimi koşmak için şiire. Tuzdur şiir. Dünyamızın mayasına ekmek için. Şiir insanın bilinçsiz gıdasıdır. Denizin sebepsiz dalgalanışındaki insan gözünün toplamıdır. Göğün birden kararması. Martı kuşlarının, kapkara denizlerin çevresinde uçuşmalarıdır. Şiir sadece kendisine tapılmasını isteyen, hırsla seven kıskanç bir kadın gibidir. Tavizin kuşağı yoktur belinde.”
Atilla Özkırımlı, Uçarı için, ”İmgeye dayalı, çağrışımlarla gelişen, biçim ve öz açısından İkinci Yeni şiirini sürdüren bir şair olarak tanındı” diyor.

Kitaplarından bazıları:
Cümbüşcübaşı
Et
Kuyuda Yusuf
Avlanırken Bir Korku
Geçmiş Zaman Tevellüdü
Ziba Sokağı
Yırtık Sözler

Haberin Devamı

‘Ut’ şiiriyle onu anıyorum:
“Ben yaşarsam utlar gibi yaşarım
Eskizamanlarda gül bahçelerinde
Bir orman aydınlığını getirir
Meyvelerin
Aşkın eğilmiş mor ağzından

Ben gözlerini severim ceylanların
Kalbimi duyarım balıklar
Soluyunca mavilerde
Hanımelleri mantarlar
Kuzukulakları
Unutulmuş aşkları kırların

Ben ellerimi severim sabahleyin
Uyanınca
Büyülü masallar limanında
En erken kalkan gemi benim
Rüyalarımda deniz kızları

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!