İki konser, çok farklı lezzetler

Borusan İstanbul Filarmoni Orkestrası (BİFO) şubat ayında Lütfi Kırdar’da vereceği iki konseri de Şostakoviç’in eserleriyle bitirecek. BİFO, 8 Şubat’ta vereceği ilk konserde bestecinin ‘9. Senfoni’sini, 22 Şubat’taki ikinci konserde ise ‘8. Senfoni’sini seslendirecek. Şostakoviç dünyada olduğu gibi ülkemizdeki konser takipçileri tarafından da çok sevilen bir 20. yüzyıl bestecisi.
Orkestranın onursal şefi Gürer Aykal’ın yöneteceği 8 Şubat konserinin programında ayrıca Alban Berg’in ülkemizde çok az seslendirilen ‘İlk Dönemden Yedi Şarkı’ isimli vokal eseri (solist Burcu Hancı), Penderecki’nin o akşam konserde Türkiye prömiyeri yapılacak ‘Trompet Konçertinosu’ ve Mozart’ın ‘K. 314 Konçertosu’ da yer alacak. Konserin diğer solisti, günümüzün ünlü trompetçilerinden Macar virtüoz Gabor Boldoczki.

Yaşayan en büyük bestecilerden kabul edilen Polonyalı Krzysztof Penderecki’nin, 2015’te dünya prömiyeri yapılan bu yeni eseri hakkında maalesef yeterli bilgiye sahip değiliz. Ama şu kadarını söyleyelim ki, trompet, Penderecki’nin kariyeri boyunca belki de en az rağbet ettiği solo çalgı olagelmiş. Ancak 21’inci konçertosunda trompeti solist çalgı olarak kullanmayı düşünmüş büyük usta, 7 ve 8 numaralı senfonilerinde bas trompete ‘Tanrı’nın sesi’ görevini vermişti.
Konserin solisti Boldoczki’yi biraz da Fazıl Say’la son dönemde yaptığı ortak çalışmalar sayesinde yakından tanıyıp takdir ettik. Tıpkı kemancı Patricia Kopatchinskaya’da olduğu gibi Gabor Boldoczki’nin dünya ölçeğinde kariyer yapmasında da Say’ın katkısı olmuştur diyebiliriz. Say, Boldozcki için son olarak bir de konçerto besteledi. Bu eserin de içinde yer aldığı Sony kaydı, bendenizin de jüri üyeleri arasında yer aldığı Uluslararası Klasik Müzik Ödülleri-ICMA’da geçen yıl en iyi kayıtlardan biri olarak ödüllendirilmişti.

Boldozcki’nin konserde seslendireceği bir diğer konçerto, programda Mozart’a ait olarak gözüküyor ama bu bilgi sizi yanıltmasın zira Mozart’ın günümüze ulaşmış bir trompet konçertosu yok! Bu aslında, bestecinin meşhur ‘K. 314 Obua Konçertosu’nun trompet ve orkestraya uyarlanmış hali. Konserin son eseri, Şostakoviç’in 2. Dünya Savaşı sırasında bestelediği ‘9. Senfoni’. Nazi Almanya’sını püskürten Sovyet Rusya’nın bu büyük zaferinin taçlandırılması amacıyla sipariş edilen eser, Şostakoviç’in başta verdiği sözün aksine, debdebeden uzak, gayet hafif ve kendi tabiriyle ‘küçük, neşeli bir eser’ olmuş, bu yönüyle de, besteciden ‘Yedinci’ veya ‘Sekizinci’ gibi devasa büyüklükte bir eser bekleyen otoriteleri hayal kırıklığına uğratmıştı. Günümüzde ise Şostakoviç’in en sevilen senfonilerinin başında gelir, bu biraz da Prokofiev’in ‘Klasik Senfoni’sini andıran ‘küçük neşeli eser’.

BİFO’nun şef Sascha Goetzel yönetiminde 22 Şubat’ta vereceği öbür konserde seslendireceği Şostakoviç’in, yine bir ‘savaş dönemi senfonisi’ olan ‘8. Senfoni’si ise kapsam ve derinlik bakımından çok daha ayrı bir yerde duran, dinleyiciyi savaşın acı, trajedi ve korkunçluğuyla yüz yüze getiren, pek çok açıdan benzersiz bir eserdir. O konserin diğer eseri ise Borusan Quartet’in solist olarak katılacağı Spohr’un çok az dinleyebildiğimiz son derece ilginç bir eseri olan ‘Yaylı Çalgılar Dörtlüsü için Konçerto’su. Hürriyet okurlarına, birbirinden çok farklı lezzetler sunmayı vaat eden bu iki konseri de kaçırmamalarını tavsiye ederim.