Güncelleme Tarihi:
İklim Tamkan ve Senem Demircioğlu klasik müzik dünyasının yıllardır tanıdığı, özellikle Fazıl Say’ın konserlerini ve albümlerini yakından takip edenlerin ilgiyle izlediği iki yetenek. Türkiye’nin önde gelen şairlerinin şiirlerinden bestelenmiş 10 şarkıyla oluşturdukları albümleri ‘İlk Atlas’, Fazıl Say’ın sözleriyle “Müzik ve yorumlanış açısından yüksek düzeyde” bir çalışma.
Piyanist İklim Tamkan, Ankara ve İzmir’deki eğitiminin ardından Viyana’da solistlik ve piyano pedagojisi eğitimi almış. 2016’da Graz Eski Müzik Enstitüsü Klavsen Ana Bilim Dalı Solistlik Bölümü’ne birincilikle kabul edilmiş. Mezzosoprano Senem Demircioğlu da 2009’da Bulgaristan’da düzenlenen Uluslararası Genç Virtüozlar Yarışması’ndaki birincilik ödülünün ardından eğitimine Graz Müzik ve Sahne Sanatları Üniversitesi’nde devam etmiş. Sohbetimize ikisini buluşturan Graz günlerinden başlıyoruz.
İklim Tamkan: Graz’daki yıllarımızda klasik müzik alanının dışında neler yapabiliriz diye düşünüyorduk. İkimizin de müzik dışındaki en büyük ilgi alanı şiir. Zamanla şiirlerle müzik zihnimizde birleşmeye başladı.
Senem Demircioğlu: O yıllarda Fazıl Say’ın ‘İlk Şarkılar’ albümü çıkmamıştı. Ama projeden haberdardık. Fazıl’dan notaları istedik ve o şarkıları çalışmaya başladık. Böylece yapmak istediğimiz müziğe daha çok yaklaşmış olduk.
Metin Altıok, Cemal Süreya, Behçet Aysan, Edip Cansever, Ahmet Erhan... Şairlerin ve şiirlerin seçimini nasıl yaptınız?
İklim: Hepsi çok sevdiğimiz şairler. Benim aşkla bağlı olduğum isim Cemal Süreya’dır. Sadece şiirleriyle değil, dünyayla kurduğu ilişkiyle de düzyazılarıyla da çizimleriyle de beni çok etkilemiş bir isim. Müthiş bir karakter. Zarafetiyle beni büyüler.
Senem: Benim için de Metin Altıok’un yeri ayrıdır. Melankolisi çok etkiler beni. Bütün o karanlık duyguları çok sakin bir dille anlatır. Okuyanı anında yakalar ve incitmeden tutar avcunun içinde.
Bir şiirin, her okuyanın zihninde farklı bir melodisi vardır derler. Şiir bestelemek zor bir çalışma değil mi?
İklim: Yapım aşamasında bu duyguyu çokça hissettik. Şiirlerin çoğunu Senem seçti. Operacı olduğu için prozodiye, yani söz-müzik uyumuna çok hâkim. Bestelenmeye uygun şiirleri getirdi ve onların üstünde aylarca çalıştık.
Senem: Özellikle bu şairlerin şiirlerini bestelemek çok zor. Bir şiirin müzikteki karşılığına ulaşmak için, o şairin bütün kitaplarını defalarca okuduk. Prozodik olarak oturması, her dinleyende bir karşılık oluşturması, duygusunu kaybetmemesi, hepsi çok önemliydi bizim için.
Fazıl Say’ın ‘İlk Şarkılar’ albümü çok ses getirdi. O albümün başarısı, çalışma iştahınızı da kabartmıştır...
İklim: ‘İlk Şarkılar’ bize fikir veren bir albüm oldu. Senem’e uygun vokal partileri bulmamız, dingin piyano düzenlemeleri yapmamız konusunda ışık tuttu bize.
Senem: Bu şarkılara ilk başladığımızda aklımızda bir albüm düşüncesi yoktu. Daha çok kendimiz için yapıyorduk. Bütün bu çalışmaların albümleştirilmesi düşüncesi de Fazıl Say’dan çıktı.
‘Fazıl bizi doğru ruh haline soktu’
Peki bir prodüktör olarak Fazıl Say ile çalışmak nasıldı?
İklim: Gerçekten büyüleyiciydi. Kayıt gününe Fazıl’ın motive eden mesajlarıyla başladık. Bizi stüdyoya yüksek bir enerjiyle yolladı. Yaptığımız her kayıt üstüne kritikler yaptı, fikirler verdi. Biz de stüdyoya hep “Daha iyisi olacak” hissiyle girdik. Beğenmediği yerlerde önce denetti, sonra ortak karar verdik.
Senem: Fazıl edebiyata, şiire çok hâkim. O sayede şiiri daha çok özümseyip müziğe daha iyi yansıtmam konusunda harika yönlendirmeler yaptı. İkimizi de doğru ruh haline sokmayı başardı.
Albümde iki besteci daha var. Ajlan Akyüz ve Doğan Duru...
İklim: Ajlan film ve dizi müzikleriyle tanınan bir isim. Benim 11 yaşımdan beri arkadaşım. Hem mahalleden hem konservatuvardan. Ev arkadaşı olduğumuz bir dönem de var. Bu bestelerin oluşması o dönemdedir. Ajlan çok sakin, sabırlı bir adam. Benim aceleci yönümü törpülüyor. Onun bestelerini çok seviyoruz. Ayrıca o bestelere bizim yaptığımız düzenlemelere de çok açık. Albüme adını veren ‘İlk Atlas’ da onun bestesi. Büyük katkısı var bu albüme.
Senem: Doğan Duru da çok sevdiğimiz bir dost ve harika bir müzisyen. ‘Anka-Metin Altıok Şiirlerinden Şarkılar’ albümü için Zeynep Altıok bizden bir çalışma istediğinde Doğan’ın kapısını çalmıştık. O da bize ‘Sevmiyorum Seni’ şiirini bestelemişti.
Albümün sürprizlerinden biri de hepimizin gayet iyi bildiği bir şarkı olan ‘Yıldızların Altında’...
Senem: Fazıl Say’ın seçimi diyebiliriz. Hem benim puslu ses rengimi daha çok ortaya çıkaracağını hem de şarkıdaki caz ve swing tadıyla albüme neşeli bir renk katabileceğini düşündü.
Sosyal medyada didişen iki arkadaş profili çiziyorsunuz. Gündelik hayatınızda da didişiyor musunuz?
Senem: Keyfimiz yerindeyse gülüşüp didişiyoruz. Ama asıl didişme alanımız sahne.
İklim: Konserlerde seyirciyle çok sohbet ediyoruz. Şarkıların hikâyelerini, besteleniş süreçlerini anlatıyoruz. Arada da birbirimize laf atıyoruz.
Senem: Müziğimizin aksine çok eğlenceli geçiyor konserlerimiz. Sadece siyah ve beyaz yok bizim konserlerde, yaşamın bütün renkleri var.
‘Karamsar değiliz, umut her zaman vardır’
‘İlk Atlas’, sarsıcı bir dizeyle sona eriyor: Mutlu aşk yoktur dünyada... Yok mudur gerçekten?
Senem: Var mıdır?
İklim: Zaman zaman olabilir.
Genelde hayatın karanlık yollarında gezinen şiirler seçmişsiniz. Siz nasıl hissediyorsunuz. Umutlu mu karamsar mı?
Senem: Şairler genelde dertlerinden doğurarak yazmışlar. Karamsar insanlar değiliz ama o duygularda gezinmeyi de seviyoruz. Umut her zaman vardır.