Güncelleme Tarihi:
Mark Janssen ve Annemarie van der Eem muhteşem bir uyuma imza atarak resimlerle sözcüklerin baş döndürücü dansını sunuyor okurlara. ‘Sıradan Bir Gün’ ve ‘Ada’ kitaplarıyla tanıdığımız Janssen’in çizimleri ne kadar çocuksu, coşkulu ve göz alıcıysa Van der Eem’in metni de bir o kadar sürükleyici ve komik. Çocukların evcil hayvan sahiplenme isteği gibi sıradan bir konu ancak bu kadar sıradışı ve eğlenceli anlatılabilirdi sanırım.
Hikâye boyunca, evin sıkıcılığı ve sessizliği canına tak ettiği için, “Bir aslan istiyorum!” diye kükreyerek uyanan Robin ile annesinin pazarlığına tanık oluyoruz. Ama ne pazarlık! Robin en yüksekten açıyor elini ve gür yeleli, sivri dişli bir aslan istiyor. Annesiyse olup olabilecek en alakasız teklifi sürüyor buna karşılık; kendi halinde bir dal böceği.
‘KEÇi, BABANIN DONLARINI YER!’
Robin şoku atlatıp devam ediyor. Uçarı, maceracı, kocaman ruhunu yansıtan ne kadar hayvan varsa sıralıyor. Madem komşuları korkutabileceği bir aslanı olamıyor, çamurda yuvarlanabileceği bir hipopotamı olsun bari. O da olmazsa ebelemece oynayabileceği bir maymun ya da birlikte abur cubur yiyebileceği sakallı bir keçi. Hiçbiri olmazsa ayıp sözler öğretebileceği bir papağana da razı. Elbette çoğu kabul edilebilir değil bunların ama annesinin Robin’in isteklerini reddetme gerekçeleri o kadar tatlı ki, hayran olmamak elde değil. Hiç öyle mantık fırtınalarına falan girişmiyor, “Keçi çok obur olur, babanın donlarını yer” diyor mesela ya da “Hipopotam merdivenlere kaka yapar” diye savuşturuveriyor.
Peki, Robin’de annesinin önerdiği gibi kendi halinde bir japonbalığı, uykucu bir hamster ya da sessiz bir tavşana evet diyecek göz var mı dersiniz? Bunun cevabını Robin’in hayal dünyasından süzüldüğü anlaşılan çizimler ile annesinin önerilerine konu olan sayfalar arasındaki zıtlık veriyor. Aslanlı, hipopotamlı sayfalar ne kadar renkli ve canlıysa örneğin, japon- balıklı sayfa da bir o kadar donuk ve sıkıcı resmedilmiş. Bu, hem kolay kolay anlaşamayacaklarına hem de yetişkin ve çocuk dünyası arasındaki uçuruma işaret ediyor.
Anlayacağınız, sımsıkı bir pazarlık oluyor ve daha da uzayacağa benziyor. Ta ki, Robin annesini iyice kıvama getirip sonunda ters köşe yapacağı esas bombayı patlatana kadar...