Güncelleme Tarihi:
‘Türk Edebiyatında Yazarlar ve Şairler Sözlüğü’, genişletilmiş yeni basımıyla buluştu okurla. Genişletme ve yeniden elden geçirme süreci nasıldı?
Bir gereksinimle başladı. Yayıncım Doğan Kitap’ta 2. basım da tükenmişti. Sözlüğü edinmek isteyenler bana soruyordu, ben de yayınevine... O zaman güncelleyeyim 3. basımı yapalım dedim. Bekledim. Sonunda önceki yıl “Program yoğunluğundan gerçekleşemedi, isterseniz bir başka yayınevinde şansını deneyin” dediler. Ben de Can Yayınları’nı seçtim, Can Öz’le, Sırma Köksal’la görüşüp önerdim; 2015 ortalarıydı. “2015 dolu, 2016’nın ilk ayları yayımlarız” dediler. Kolları sıvayıp güncellemeye başladım. Bir yandan eski maddeleri güncelliyor, bir yandan yeni isimlerle genişletiyordum. Yıl sonunda teslim edecektim, yetiştiremedim, ailevi sağlık sorunları çıktı, mayısa sarktı. Bu gecikme yanı sıra Can Yayınları’nın özenli çalışması, titizliği işin içine girdi, 2017 şubatını buldu. Özetlersem sözlüğün yazımını 13 yılda tamamlamıştım, 5 yılda 2 baskı yaptı, şimdiki baskınınsa 2 yıl güncellemesi, 6 ay yayın hazırlığı sürdü, sonunda 896 sayfa olarak kitaplaştı... İnsan geçen zamanı düşününce inanamıyor, neredeyse çeyrek yüzyıla dayanıyor!
Öyle veya böyle her yeni edebiyatımızda yazarlar sözlüğü, mutlaka Necatigil’in ‘Edebiyatımızda İsimler Sözlüğü’ ile mukayese edilir. Zira hem önemli bir kaynaktır hem de Necatigil’in üslubu, tavrı çok belirleyicidir. Öyle bir sözlüğün varlığı, çalışmanızda ne kadar etkili oldu?
Behçet Necatigil’in öğrencisi olamadım ne yazık ki ama hepimizin hocasıdır. Elbette onun bir edebiyat eseri karşısındaki tutumundan etkilendim, sözlüğünden yararlandım. Yöntemimi ‘önsöz’de anlatmaya çalıştım. Kapsadığı isimler açısından onun sözlüğünden belki üç-beş kişi benim sözlükte olmayabilir. Tam bir şey söyleyemem. Ama doğal olarak 1500’ü aşan isim sayısıyla daha çok ismi kapsamaktadır. 1979’da yaşamını yitirmesinden sonra güncellemeler oldu. Ancak son olarak, kendi imzasıyla hazırladığı yayımlandı. Dolayısıyla onun sözlüğünün hem edebiyat, hem de tarihsel bir öneme sahipliği devam ediyor. Benimki biraz daha farklı. Genellikle sözlük/ansiklopedi dili kurudur, yalnızca sıralı olarak kuru bir bilgi/yargı aktarır. Benimkinde bu dil, içtenliklidir ve yazarı edebiyat yönünden olduğu kadar sosyal ve öne çıkan özellikleriyle de kuşatır.
Genişletilmiş yeni baskı olması açısından soruyorum. Daha önceki baskılarda olmayan kimi isimler yeni basımda da yok. Kaldı ki aradan geçen zamanda yazın dünyasına birkaç kitapla dahil olan isimler de sözlükte yer almıyor... Nasıl bir kritere göre hareket ettiniz?
Genişletilmiş bu yeni baskıda son yıllarda öne çıkan, adından söz edilen, yapıt ve ödül sayısıyla dikkat çeken isimlere, tanıyabildiklerime, öğrenebildiklerime yer vermeye çalıştım; 100’ü aşan imza aldım. Ama hızla bir değişkenlik, gelişmişlik yaşanıyor edebiyat dünyasında da. Yetişmek kolay değil. Yetişmeye çalışıyorum. Yüzde 100 yetiştiğimi söylersem, doğru olmaz. Bunu kurumlar bile başaramıyor. Ayrıca eklenen her yeni isim sözlükte giderek yer sorunu yaratıyor. O zaman seçenekler ortaya çıkıyor. Ya metinlerde belli ölçülerde kısaltılmaya gidilecek ya da iki cilt haline gelecek. Üstelik bu basımda 20 sayfayı bulan ‘İçindekiler’i de oylumu artırmamak adına kullanmadık. Herkesin yüzde yüz onayladığı bir sözlük yapmak zor değil, imkânsız bence.
Diğer taraftan, aslında edebiyatçı olmayan, gazetecilikleri dolayısıyla kimi isimler de yer alıyor sözlükte...
Bu isimler çok sınırlı; belki 20 imzayı geçmez. Ben öteden beri edebiyatın dallarından biri olan fıkranın, köşe yazısının, röportajın ustalarına da sözlüğü açtım. Şükran Kurdakul da öyle yapardı. Örneğin Altan Öymen, yazdığı kitaplarla deneme-inceleme-araştırma türünde çok seçkin örnekler verdi, ama asıl gazeteci. Gülse Birsel de temelde gazeteci. Ama başarılı bir senarist, oyuncu, mizah yazarı, edebiyatın dışında değil. Yalnızca gazeteci değil, başka mesleklerden olup da edebiyat alanında yapıt verenleri de sözlükte bulabilirsiniz. Örneğin Hüsnü Arkan, müzisyen, besteci, ama romancı da... Örneğin Doğan Kuban, öğretim üyesi, mimar. Ama ortaya koyduğu sanat tarihi, mimarlık kitaplarıyla, inceleme-deneme kitaplarıyla, yazar. Örneğin Fazıl Say, küresel piyanist, besteci. Ama Cumhuriyet’te ve başka yayınlarda yazdığı kültür sanat yazılarıyla, yayımladığı kitaplarıyla bir yazar da...
Oldukça hacimli bu yazarlar ve şairler sözlüğüne bakınca Türk edebiyatının ‘yazar zenginliği’ de ortaya çıkıyor. Sözlük bu açıdan da önemli bir gösterge. Ne söylemek istersiniz?
Haklısınız. Türk edebiyatının yazar ve şair zenginliğine yetişmek zor. Hele de bu internet ortamında bu zenginlik katlanıyor. Bu nedenle sözlüğe alınacak isimleri belirlemede ister istemez ölçüt sorunu ortaya çıkıyor. Şairin, yazarın kitap sayısı, ödül sayısı, aldığı atıf sayısı, getirdiği düşünce, yenilik, farklılık öne çıkıyor. Yani o şair ve yazarı yapıp ettikleriyle değerlendirmeye çalışıyorum. Onun için yazılan değerlendirmeleri göz önünde tutmaya çalışıyorum.
TÜRK EDEBİYATINDA YAZARLAR VE ŞAİRLER SÖZLÜĞÜ
Hikmet Altınkaynak
Can Yayınları, 2017
896 sayfa, 50 TL.